"Kabul edecek misin? Amine benimle bu yola girecek misin? Bu yolda beni yalnız bırakma bu oyunun son kısmı.""Bilmiyorum bu biraz fazla değil mi? Ben yapamam böyle bir şeyi. Hem ailem burda değil onu nasıl hallederiz ki?" dedi Amine yüzünde oluşan gerginlik kat ve kat artarken Ömer sakin bir şekilde konuştu.
"Sen bunları düşünme. Nişanı yaparız ailende sonra gelecekmiş deriz ben babamı ikna ederim."
"Olmaz ben bunu yapamam. Kimseyi daha fazla kandırmak istemiyorum. Lütfen anla!" diyerek Ömer'in yanından uzaklaşarak içeri girdi Amine. Hızla koştuğu için nefesi kesilmişti. Koridorda biraz bekledi. İçinde olduğu durumun git gide zorlaştığının farkındaydı. Bu oyuna hemen son vermek istiyordu. Ne yapacağını bilemez halde öğretmenler odasına girdi. Ders kitaplarını alıp kendi sınıfına çıktı. Masaya oturunca gördüğü ilk yer yine Egemen'in boşluğu olmuştu. Ondan hâlâ haber alamamıştı.
Ders bittikten sonra Amine sınıftan çıkıp aşağıya indi. O sırada telefonu çaldı. Arayan Ömerdi. Cevap vermeden meşgule attı. Ne konuşacağını bile bilmiyordu. Son dersten sonra öğrencileri velilerine teslim edip okuldan çıktı. Esin'e haber verip yeniden Menekşe hanıma gitmeyi planlıyordu. Bu kez daha kararlıydı. Ne olursa olsun onu ikna etmeliydi.
Ömer, Amine'nin gidişinin ardından ona yetişememişti. Ders olduğu için beklemeye başladı. Çıkış saatinde Fırat'ı gördü. Arabaya gelmesini söyledi.
"Dayı! "
"Geç hadi ama sakın ses çıkarma!"
"Ne oluyor dayı?" diye sordu Fırat.
"Öğretmenini bekliyorum."
Fırat bu duruma tebessüm edip konuşacaktı ki öğretmenini gördü. Ömer arabadan inmiş ona seslenecekti ki Amine aniden taksiye binmişti. Ömer onunla acil konuşması gerektiğini bildiği için arabaya binip onu takip etti. Fırat bu duruma heyecanla seyrediyordu.
"Filmlerdeki gibi takip mi ediyoruz dayı?"
"Fırat bak sen burda olanları kimseye anlatmıyorsun tamam mı? Ablam zaten beni bu durum için arayıp duruyor."
"Merak etme dayı söylemem."
"Aferin sana!" diyerek gülümsedi Ömer. Fırat'ın başını okşayarak önüne döndü ve arabayı çalıştırdı.
Taksi istenilen yere varmıştı. Amine parasını ödeyip çıkarken Ömer kafasını eğip saklandı. Yavaş bir şekilde yukarıya bakarken Amine gözlerini dikmiş hüzünlü bir halde binaya bakıyordu. Ömer ise bu duruma şaşırmıştı. Burada ne işi olduğunu merak ediyordu. Amine'nin binaya girişini gördükten sonra kafasını arkaya çevirip Fırat'a baktı.
"Fırat sen burda uslu uslu dur ben hemen geliyorum. Sen şu tuşa bas kapıyı kilitle ben gelince yine oraya basarsın. Tamam mı? "
"Tamam şu tuşa basıyorum."
"Ben çıkınca basacaksın. Bak şimdi çıkıyorum." diyerek arabadan indi Ömer. Fırat arabayı kilitledikten sonra beklemeye başladı. Ömer tuhaf bir şeyler seziyordu. Neler olduğunu bilmeden Amine'nin peşinden gitmeye devam etti. Onun arkasından apartmana girip bütün kapılara baktı. Ne yapacağını bilemez halde dururken yukarıdan sesler duydu. Hızla koşmaya başladı. Nefes nefese kalmış bir halde sesin olduğu yere var gücüyle çıktı. Merdivenlere tutunmuşken başını kaldırdı. Amine'nin bir adam tarafından hırpalanmak üzere olduğunu görünce şok olmuştu. Yüzünde beliren öfkeye hakim olamadan koşarak yanlarına geldi. Onu yeni fark eden Amine ise şaşkına dönmüştü. Ömer hiç düşünmeden karşısında duran adamın kollarının arasından Amine'yi çekip kendi tarafına aldı. Hızla çarpan bir kalp sesi duydu. Kime aitti bu ses? Elini kaldırıp kendi kalbine koydu ama onunki bu kadar hızlı değildi. Başını çevirip Amine'ye baktı. Onun gözlerindeki korkuyu gördü. Tıpkı küçük bir kız çocuğu gibi savunmasız, çaresiz ve yüreği korkuyla atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMİNE
SpiritualNeredeyse herkesin tanıdığı ünlü futbolcu Ömer Kaya. Hayatını çocuklara adayan genç öğretmen Amine Yıldız. Farklı hayatlar ve tek bir hayal. && Bu kitap Kasım 2016 tarihinde yazılmaya başlandı. Eserin başka bir kopyası olursa hukuki işlem başlatıla...