Bir Kurtkızın Hikayesi...

*18*

Aradan 3 gün geçti. Annemin evde kalıyoruz. Ve tabii Büyük Usta denen adamı nasıl bulabileceğimizi düşünüyoruz. Aslında Alex'den de bu konuda bilgi alabiliriz sanırım.

-Taylor

-Efendim prenses?

-Aslında sanırım Büyük Usta'yı nasıl bulabileceğimizi biliyorum.

-Nasıl!?

-Alex'ten faydalanarak.

-Bu nasıl olacak? Evine gitmemiz gerek. Ve biliyorsun ki Michael, Dan ve Alex'in adamları da orda.

-Biliyorum. Ama şansımızı denemek zorundayız.

-Tamam. Ne zaman yola çıkıyoruz?

-Şimdi.

-(Annem) Nereye?

-Anne, Alex'in evine gidip daha çok bilgi almamız lazım.

-(Annem) Ama Sophia, bunun tehlikeli olduğunu sen de biliyorsun. Bekle, polislere ve jandarmalara haber verelim. Seni kaçıranın o olduğunu söyleyelim. Bu işi olara bırak Sophia.

-Anne, ama hatırlatırım. Ben hastaneye gitmesem beni bile bulamayacaktınız. Bu kadar büyük biri nasıl bulunsun ki? Hem bu tür icatları yaptığına göre zengin biridir de.

-(Taylor) Evet, bence de zengin. Sonuçta, benim o zamanlar gördüğüm son model arabaları vardı.

-(Annem) Ama o adamlar sizden çok daha fazla değiller mi?

-Evet, ama bizim de adamlarımız var.

-(Taylor) Kim?

-Madem ben alfayım ve siz de benim için savaşıyorsunuz, demek ki bir sürüm var.

-(Taylor) Aslında dediğin doğru. Ama daha çok kişi toplamamız lazım.

-Ah, hayır! Olamaz!

-(Taylor) Ne oldu?

-Sam! Sam Alex'in evinde hala!

-(Taylor) Evet! Tamam, sakin olalım. Onu da alacağız. Umalım da Alex ona bir şey yapmamış olsun. Başka kimler var?

-Beni koruduğunuz günlerde yanında bulunanlar olabilir mesela.

-(Taylor) Evet. Şimdiden 12 kişi olduk bile.

-Tamam. Onları nerde bulabileceğimizi biliyor musun?

-(Taylor) Bende hepsinin numaraları var.

-Tamam, ne bekliyoruz?! Hepsini çağıralım!

-(Annem) Aman ha! Maria görür dönüştüğünüzü falan hiç çekemem!

-(Taylor) O zaman benim eve gidelim.

-Olur.

-(Annem) Bir gelişme olursa bana haber verin.

-Tamam. Hadi gidelim.

Arabaya atladık ve Taylor'un evine doğru yola koyulduk.

-Annen neden Maria'nın kurt adam olduğumuzu falan öğrenmesini istemiyor?

-Galiba Maria kurt değil. Bu yüzden onu bu işlere bulaştırmak istemiyor.

-Anladım.

Yarım saat falan ilerledik ve eve vardık. Arabadan indim. Taylor da arabadan iner inmez "evim evim, güzel evim" dedi. Hemen kapıyı açtı ve içeriye girdik.

-Ben kurtları aramaya başlıyorum. Sen napacaksın prenses?

-Bilmiyorum, ne yapmamı istersin?

-Aslında evinden öğle yemeğini yemeden ayrıldık. Buzlukta konserve yiyecekler ve dondurulmuş et olacaktı. Onları hazırlayabilirsin.

-İki kişilik yemek yarım saate kadar hazır.

-Ama daha fazla yapmalısın sanırım.

-Neden?

-Büyük ihtimalle sürün buraya doluşacak da ondan. Onları doyurmalıyız sanırım. Yapmazsan sorun değil yine de, yani istemezsen...

-Hayır, hayır. Benim için sorun yok.

-Sana söz veriyorum. Bir ara seni romantik bir yemeğe çıkaracam, tamam mı?

-(Yüzüm kızardı ve gülümsedim.) Tamam.

Önümdeki bir saat boyunca 11 kişiye yemek hazırladım. Taylor da hepsini buraya çağırdı. 11 kişi diyorum çünkü daha Sam'i kurtaramadık. Taylor'un çağırdığı herkes geldi. Her biri ile ayrı ayrı tanıştım ve masaya oturduk. Taylor da benim yanıma oturdu tabii ki de. Yemek yerken kurtlardan biri konuşmaya başladı;

-Demek alfamız olmayı istiyorsun.

-Evet, sürüm olmanızı istiyorum. Siz de bunu istiyor musunuz?

Hepsi evet diye bağırıştılar.

-O zaman görevimiz nedir? Taylor bize bunun çok önemli bir şey olduğunu ve hemen gelmemiz gerektiğini söyledi. Ama açıklama yapmadı.

-Durun size anlatayım. Ama önce bir sorum olacak.(Tüm kurtlar, Taylor da içinde yemeyi bırakıp bana bakmaya başladılar) Büyük Usta'nın ne ya da kim olduğunu biliyor musunuz?(Bazıları evet dediler, bazıları da hayır anlamında başlarını salladılar.) BİLMEYENLER İÇİN ANLATAYIM. BÜYÜK Usta şu an benim peşimde. Ve kendimi koruyup onu öldürmem için size yeni SÜRÜME ihtiyacım var. Bizden biri yani Sam şu an onun kölelerinin birinde, benim öz amcamın elinde. Bir diğer kurt ise yani Michael, Taylor'a karşı geldi, ihanet etti. Ben sevgilime zıt davranana zıt davranırım. Bu yüzden o sürümüzün parçası değil. Ama yine de Sam'i kurtarabiliriz. Tabi ki sizin yardımınızla.

-Elbette size yardım ederiz, değil mi arkadaşlar?

Hepsi yine bir ağızdan evet diye bağırdılar ve yemeğimize devam ettik. Masadan kalkınca Taylor ve birkaç kurt bana yardım ettiler ve masayı toparlayıp bulaşıkları yıkadık. Sonra da plan yapak için oturma odasına geçtik.