Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Yifan ciddi miydi? Bunu nasıl isteyebilir? Kafayı mı yemişti? Herkes o kadar şoktaydı ki spor salonuna derin bir sessizlik çökmüştü. Tam ağzımı açıp itiraz edecekken Baekhyun benden önce davrandı.
"Bu benim cezam. Chanyeol ne alaka? Bir ceza vereceksen benimle ilgili olmalı Wu."
"Bu da seninle alakalı. Öpüşeceksiniz işte. Üzgünüm Chanyeol. Bu cezaya sen de dahilsin."
Baekhyun'a baktım. O da bana baktı. Bunu.. Yapacaktık, cidden.. Gereksiz bir heyecanlanma hissettim.
"Üzgünüm Yeol. Bunun olacağını bilmiyordum."
Sakinleştim.. Tamam. Sadece bir öpücük. Belirtilene göre ateşli. Ama sadece bir öpücük. Gülümsedim.
"T-tamam."
"Söz. Siz bunu yaparsanız Junmyeon'u yanağından öpeceğim."
Yifan'ı duymamazlıktan geldim. Ona cidden sinirliydim.
Herkes sesini kesmişti. Bu konuda konuşulacak bir şey yoktu zaten. En iyi iki arkadaş öpüşüyor. Ne söylenebilir ki?
Baekhyun elini boynuma koydu. Ben de kollarını tuttum. Kalbim panik atak geçiriyordu. Her kan pompalayışını hissediyordum. Hafiften terlemeye başlamıştım. Baekhyun'un benden geri kalır bir yanı yoktu. Üstüne yüzünde özür dileyen bir ifade vardı. Oysa bu onun suçu bile değildi.
Gözlerimi gözlerine sabitledim. Parlıyorlardı. Kendimden beklemediğim şeyler hissediyordum. Bunun bir açıklaması yoktu. Ortam yüzünden böyle hissediyordum. Kesinlikle.
Ona yaklaştım. Bana yaklaştı. Dudaklarımızın arasında milimler vardı. Sağ şakağımdan akan bir teri hissettim. Şimdiden nefes nefese kalmıştım.
Sağa eğildim. Sağa eğildi. Gözlerimi kapattım ve dudaklarımızın arasındaki milimleri kapattım. Dudakları ilk temas ettiğinde vücuduma ürpertiler gönderdi. Damarlarımda akan kanı gözümde bile hissediyordum. Tanrım bu nasıl bir şey?
Biraz bastırdı. Dudaklarını tamamen hissetmemi sağladı. Yumuşaktı. Bir marshmallow öpmek gibiydi. Daha sıcak ve canlı. Mükemmeldi. Tamam Chan. Kaptırma kendini. Ana çok kapılma.
Boynumdaki elini hareket ettirdi ve kafamı kaşıdı. Ellerimin üşüdüğünü hissettim ve kollarını sıktım.
Alt dudağımı hafifçe kaldırdım ve ona da kendime de nefes alma zamanı verdim. Devam edecek miydik bilmiyorum. Dudağını tekrar benimle birleştirerek cevabımı vermiş oldu.
Boynumdaki elini yavaşça aşağı indirdi. Elinin geçtiği yerler yanıyordu. Kollarını sıkmayı bıraktım ve ellerimi yavaşça kendime çektim. Bu bitiyor anlamına geliyordu. Kalbimdeki bir parça bitmesini istemiyordu. Kendime gelmem lazımdı.
Dudaklarımı oynattım ve onun sıcaklığını son kez hissettim. Ağzındaki rakı tadını bile alıyordum. Mükemmel hissettirmişti. Chan kendine gel ve bitir şunu!
Yavaşça ayrıldım. Nefesimi yüzüne verdim ve gözlerimi açtım. O da gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı. Gözlerimi daha fazla gözlerinde tutamadım ve kafamı aşağı eğdim. O da aynısını yaptı.
Yifan ayağı kalktı ve Junmyeon'un yanına gitti. Şu an onu takacak durumda değildim. Kalp atışlarımı ve nefesimi düzene sokmalıydım. Duygularımı da tabi ki. Öpüşürken düşündüğüm şeyler aklımı yiyordu. Bunu sonraya bırakmaya karar verdim.
Yifan Junmyeon'u yanağından uzunca öptü ve yerine geri oturdu. Onlar da utanmıştı ama bizim hissettiklerimizin çeyreğinin çeyreğinin çeyreğini hissetiklerini sanmıyorum. Baekhyun'un da benim hissettiklerimi hissettiğini biliyorum. Az önce yaşadığımız iki dakika sonra yaşayacağımız yılların kaderini değiştirmişti. Bunu biliyordum.
Jongdae'nin yanında oturan Kyungsoo ayağı kalktı.
"Ben eve gidiyorum. Bir daha parti yapacaksanız beni çağırmayın. En azından uzun bir süre."
"Ben de geliyorum." dedi Baek ve yanımdan kalktı. Sesi değişmişti. Ağlamaklı, zor çıkıyordu sesi. Belki de benim hissettiklerimi hissetmemişti. Belki de ben kendi hislerimi yanlış hissetmiştim. Bilmiyorum.
İkisi çantalarını toplamaya başladılar. Hiçbir şey söylemeden ayağa kalktım. Çantamı aldım ve çıkışa yöneldim. Diğerleri de birbirlerine bir şeyler söylüyor, Yifan'a kızıyordu. Kimseyi duymak istemiyordum. Pijamanın kolunu çekiştirdim ve alnımdaki terleri sildim.
Herkesten önce okuldan çıktım ve koşmaya başladım. Eve doğru. Arabaları önemsemeden. Nefes alamıyordum. Neler olmuştu? Duygularım çorba gibiydi. Güçsüz hissediyordum.
Eve vardığım gibi kapıyı açtım ve içeri girip kilitledim. Kendimi odama attım ve soyunmaya başladım. Duşa girdim ve suyu açıp başlığı yukarı taktım. Düşünmek istemiyordum. Yarın okula gitmek istemiyordum. Ama gitmezsem çok, tamam daha çok dikkat çekerdi. Gitmeliydim. Baek'le, daha çok Yifan'la yüz yüze gelmek istemiyordum..
Duşumu aldım ve çıkıp giyindim. Mutfağa gittim ve uyku hapından bir tane aldım. Kendimi tanıyordum. Bu gece hayatta uyuyamazdım. Odama girdim ve yatağa atladım. Uyumak istiyorum. Düşünmemek. Hissetmemek. Şu ana kadar çok şey yapmıştık ama bu farklıydı. Bu çok farklıydı...
Sabah erkenden okula gidip en arka sıraya oturdum. Dünkü geceden sonra Baek'le bir süre oturamazdım. Umarım alınmazdı. Altları morarmış gözlerimi ovuşturdum. İlaca rağmen geç yatmıştım. Ellerimi gözlerimden çekince sınıfı karış karış inceleyen Bayan Kwon'u gördüm. Gerçekten dediğini yapıyordu. Akıl almaz..
Sınıfa Baek geldi. Göz göze geldik. O da sıramıza oturmak yerine en arka sıralardan birine oturmuştu. Ardından içeri Yixing girdi ve yanıma oturdu. Burası onun ve Luhan'ın yeriydi. Yani sorun yoktu. Baek de tek oturan Mi Ra'nın sırasına oturmuştu. Mi Ra bizim sıramıza gidebilecek kadar iyi bir kızdı..
Mi Ra ve Baek yan yana oturuyordu. Bizim sıramıza ise arkamızdakiler geçmiş, sıraları bir sıra öne kaydırmışlardı. Zil çaldıktan 5 dakika sonra Bayan Kwon geldi.
"Grup İşe Yaramaz. Dün gece iyi iş çıkarmışsınız. Aferin."
Bizden kimsenin sesi çıkmadı. Hepimiz yorgun ve üzgün görünüyorduk. Bayan Kwon da bu hareketimize şaşırmıştı. Umrumuzda değildi.
"Chan. İyi misin? Senin için dün gece endişelendim. Hiçbir şey söylemeden gittin. Seni aradım ama cevap vermedin."
"İyi sayılırım Yixing. Cevap vermediğim için üzgünüm. Ben gidince Baek bir şey söyledi mi?" Sesim popomdan çıkıyormuş gibi hissediyordum.
"Bir şey söylemedi. O da sustu ve Soo ile eve gittiler."
O sırada kapı çaldı. Hepimiz kapıya döndük. Kapı açıldı ve Luhan kafasını içeri soktu.
"Öğretmenim, girebilir miyim?"
Lütfen Yifan'a çok sövmeyin jcjxjxnsjxn umarım beğenirsiniz~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Little World
Fanfiction"Yıldızları görüyor musun Baekki?" "Evet Yeolli." "İşte sen onlardan daha parlaksın."