13. Bölüm

65 4 27
                                    

Medeniyet içinde geçen on dakikadan sonra ailelerimiz bizimle özel olarak konuşmak istediğini söyledi ve Byun ailesi evimizden ayrıldı. Oysa ki Baekhyun da ben de asıl fırtınanın yeni kopacağını biliyorduk. Özel konuşmak demek, aile dostlarımızın yanında sana yeterince laf söyleyemiyorum demekti. Her zaman böyle olmuştu. Baekhyun'la yaramazlık yaptığımızda veya okuldan uzaklaştırma aldığımızda. Hazırdım ben. Baekhyun'dan vazgeçmeye hiç niyetim yoktu çünkü.


Annem ve babam kapıyı kapattı ve yanıma geldi. Onlara "bekliyorum" gözleriyle baktım. Annem ve babam karşıma oturdu. İçlerini çektiler ve önce birbirlerine bakıp bana döndüler. Babam ellerini önünde birleştirdi. Bu her zaman en gergin olduğu zamanlarda yaptığı bir şeydi. Konuşmaya belli ki o başlayacaktı.


"Açıkçası Chanyeol, ne demem gerektiğini bilmiyorum. Böyle bir şey duymayı bekleyeceğim son şeydi."


Annem de konuştu.


"Biz, sizin birbirinize böyle hisler beslediğinizi hiç düşünemedik. Ne kadar zamandır -yutkundu-çıkıyorsunuz?"


"2 haftadır." Şimdilik herhangi bir tepki vermek istemiyordum. Belki de saygı duyarlardı.


"Nasıl.. Anladınız? Yani bir şeyler hissettiğinizi? Bilmeliyiz."


"Okulda temizlik yaptığımız gün işimiz bittikten sonra oturup grupça oyun oynayalım dedik. Sıra Baekhyun'a geldiğinde soran arkadaş asla olmayacak bir şey istedi. Baek yapmayınca ceza olarak... İkimizin.. Ehm! Şey.. Öpüşmesini istedi.. Biz de zorunlu olarak y-yaptık. Ö-öyle işte."


"İ-inanamıyorum.. Ö-öpüştünüz mü?!"


"Evet anne. Zaten bir süre kendimize itiraf edemedik. Her şeyi düşündüm. Hislerimi, arkadaşlarımın, çevremin ne diyeceğini, sizin neler yapacağınızı.. Ama sonunda umrumda olmadı. Çünkü Baekhyun'u seviyorum. Belki saygı duyarsınız, belki desteklersiniz, belki de bu kararımdan dolayı benden nefret eder bir daha yüzüme bakmazsınız. Önemli değil. Baekhyun'u severken bunların hepsini göze aldım. Şimdi ne söylemek istiyorsanız söyleyebilirsiniz."


Hayatımda ilk defa annemlere karşı bu kadar uzun bir konuşma yapıyordum. Cevaplarını bekliyordum. Babamın yüzü anlayış ve şaşkınlık karışımı bir şeydi. Böyle bir şeyde anlayışlı tarafın babam olacağını biliyordum. Korktuğum kişi annemdi. Annem homofobik sayılabilirdi hatta...


"Chanyeol. Bu doğru değil. Baekhyun senin çocukluk arkadaşın. Nasıl böyle hissediyorsun? Bu ne kadar yanlış biliyor musun? Çocukluk arkadaşları birbirinden hoşlanıyor! Hiç olabilir mi böyle bir şey?? Saçmalama. Öpüşme yüzünden aşık olduğunu düşünüyorsun ama bu sapkınlık. Eminim ki geçecek. Chanyeol. Geleceğini böyle mahvetme. Lütfen!"


Çıldırmaya başlamıştım. Annem benim hislerime nasıl sapkınlık der?! Baekhyun'a olan aşkıma nasıl geçici der? Kafam almıyor! Ayağa kalktım. Bunun dönüşü olmayacaktı.


"Anne! Sen nasıl bana bunları söylersin? Beni hiç mi tanımadın? Bunları söylerken hiç söylediklerimi düşündün mü? Baekhyun'u seviyorum anlıyor musun? Sapkınlık demeye devam et. Sen babama karşı neler hissettiysen aynısını hissediyorum. Eksiği yok. Hatta belki fazlası var. Hala nasıl hislerime böyle dersin?"


"Chanyeol ben ve babanın konusunun şu anki konuyla alakası-"


"Ne demek alakası yok?! Anne! Senin hissettiğin neydi? Aşk! Benim hissettiğim ne? Aşk! Neresi alakasız? Tamam, desteklemeni beklemiyorum. Ama bari oğlunun hislerine saygı duy. Tek isteğim bu."

Our Little WorldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin