KUMA 2.

KUMA 4.

KEYİFLİ OKUMALAR....

  ''Hemen uyumak yok. İşimiz var.''
Sesinde ki arzu her türlü anlaşılıyordu. Genç adamın yanına yattığında elleriyle sakallarını okşamaya başladı.
''Uyumak yok bu gece sana. Aslında bana da yok da neyse.'' deyip kıkırdadığında genç adam yüzünü buruşturdu. Üzerinde ki elleri de ittiğinde karşısında ki kadına itici baktı.
''Uyuyacağım, kes o sesini!'' demesi üzerine karşısında ki kadın susmuştu. Bir müddet oda çıt çıkmazken Azad'ın son sesi farklı bir boyuttaydı.

''Şevval, ben sana aşık olmuşum..''

Sızmadan önce ki son sözleri olmuştu bunlar. Sarhoş kafası ile düşüne durmuş, dışarıya söyleyemediklerini kolaylıkla söylemişti. Evet, Azad Soydanlı şimdiye kadar hiç bir kadına hissetmediği ilgiyi Şevval Soydanlı'ya hissediyordu. 

Fakat bu sözleri bir başka kadının deliye dönmesini sağlamıştı. Bütün gece onu izlemiş ve gecenin sonunu böyle tahmin etmemişti, Arzu. Onun kurduğu hayaller çok daha farklıydı. Sinirle yataktan kalktı. Yatağının tam karşısındaki makyaj masasına sinirli adımlarla ilerledi. Makyaj kutusundan en sevdiği rujunu alıp dudağına özenle sürdü. Aynadaki yansımasına baktığında makyajının biraz dağıldığını gördü. Yüzünü buruşturup makyaj temizleme jeliyle temizlemeye başladı yüzünü. Birazcık daha normal bir hale geldiğinde gülümsedi. Parfümünü üstüne sıkıp aynada üstünü düzeltti. Geceliğinin önünü birazcık daha açıp sinsice gülümsedi. Biraz önce yere fırlattığı gömleği eline alıp dudaklarını üzgünce büktü.

''Üzgünüm Azad, ben hırslı bir kadınımdır.'' dediğinde gömleğin üzerine rujunun izlerini bırakmaya başlamıştı bile. Gömlekle işi bittiğinde yine eski yerine koydu. Kırmızı lekeler gözükmesin diye gömleği topak haline getirmişti. Daha sonra ise aşağıya inip çantasını aldı. Yukarıya alelacele çıkarken çantasında telefonunu arıyordu. En sonunda bulduğunda çantasını merdivenlerin başına koydu. Daha sonra ise odasına girip kamerayı açmıştı. Video kısmına getirip telefonu yatağı çekecek şekilde sabitledi. Daha sonra yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledi. Yatağında yerini alırken kameranın Azad'ın uyuduğunu çekmesini istemediği için Azad'ın üstüne çıkmıştı. Genç adamı kollarından tutup beline sarılmasını sağladı. Daha sonra ise alnını genç adamın alnına yaslamıştı.

''Sana hırslı bir kadın olduğumu söyledim. Seni elde edeceğim Azad ve sen benim olacaksın. Tıpkı benim senin olduğum gibi.'' dediğinde genç adamın üstünden kalkmıştı. Bu kadar yeterdi bile. Telefonunu eline alıp videoyu izledi. İstediği gibiydi. Gülümsemesi yüzüne yayıldığında esnemesini engelleyememişti. Onunda uykusu gelmişti. Birazcık uyumak ve yarın sabah dinç kalkmak en iyisiydi. Genç kadın yatağa doğru ilerledi. Yatağının içine girip asabi adama sarıldığında onun hiç bir şey demeyip sarılması genç kadının gülümsemesini genişletmişti. Kokusu bile güzeldi bu adamın.

***

Genç kadın dudaklarını birbirine bastırmış ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Nerede kalmıştı bu adam? Başına bir şey geldi diye ödü kopuyordu. Havanın aydınlanmasına bir iki saat kalmıştı fakat kocası hala gelmemişti. Genç kadın pencerenin yanından ayrılıp yatağına doğru ilerledi. İçinden ettiği dualar az da olsa ferah tutuyordu. Yatağına oturup, sırtını yasladı. Derin bir nefes alırken elli karnındaydı. 

''Allah'ım ne olur ona bir şey olmasın.'' derken dudaklarından bir hıçkırık dökülmüştü. Artık tutamadığı göz yaşları yavaş yavaş akıyordu. Genç kadın kendisini sıkmaktan yorulmuştu. Yavaş yavaş gevşiyordu fakat yine aklına onlarca şey geliyor ve kendisini sıkıyordu. Dudaklarını birbirine bastırdı. İstemiyordu birisinin hıçkırıklarını duymasını. O inanıyordu, kocasının başına bir şey gelmemişti. Normalde olsa bu kadar endişelenmezdi fakat kocasının sinirle konaktan çıktığını görmüştü. Aslında bu korkusu aklına geçmişi geldiğinde ortaya çıkıyordu. Kocası kaza yapmıştı ve genç kadın o sinirle hızlı araba kullanacağını biliyordu. Bütün korkusu bundandı. Azad'a bir şey olsa yaşayamazdı.

Bir de bunun üstüne karnında eşsiz bir ağrı oluşmuştu. Bu ağrı yaklaşık yarım saattir vardı fakat genç kadın umursamıyordu bile. Yavaşça oturduğu yataktan kalktı. Odasında ki banyoya yavaş adımlarla ilerlerken sürekli derin nefesler alıyordu. Bu ağrı yürümesini bile zorlaştırmıştı. Sonunda banyoya girdiğinde ellerini ve yüzünü yıkadı. İçinde kötü hisler bire bir çoğalıyordu. Genç kadın tek çarenin dua etmek olduğunu bildiği için azda olsa rahattı. Gece boyunca dua etmiş içini ferah tutmuştu. Yatağına doğru yavaş adımlarla ilerlerken bir anda giren sancı ile iki büklüm olmuştu. Son anda çığlığını yutmuş acısını içine atmıştı. Elleriyle karnını sararken bu ağrının kötü sonuçlar açacağı aklının ucundan dahi geçmiyordu. Aklı hala Azad'Daydı.