KUMA 3.

12.1K 442 38
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR.....



Olduğu yerde buz kesen adamın bakışları koyulaşmıştı. Gözlerinde tuhaf bir ifade vardı. 

Korku, telaş...


Silah sesi konakta yankılanmıştı. Genç adam bu sesin silah olduğunu çok iyi biliyordu. Eskiden Afran Ağa ile sessiz kuytu bir yere gider atış yaparlardı. Genç adam bu yüzden adımlarını hızla konağa çevirdi. Zaten silah sesinden dolayı korumalar da ayaklanmıştı. Dila'nın tiz çığlığı da yankılandığında genç adam merdivenleri daha hızlı çıkmaya başladı. Ses en üst kattan gelmişti. En üst katta ise sadece Armina ve Şevval kalıyordu. Genç adam ne yapacağını bilmiyordu. En üst kata geldiğinde iki odanın da kapısının kapalı olduğunu gördü. Şevval'in kapısı daha yakın olduğu için kapıyı açtı. Genç kadın oda da yoktu. Adımları oda da ki banyoya gittiğinde kapalı kapıyı açtı. Karısı çamaşırları topluyordu. Muhtemelen silah sesini duymamıştı. Genç kadın kocasını fark edince bedenini dikleştirdi. Onu beklemiyordu.

''Azad?'' 

Kaşlarını şaşkınlıkla havaya kaldıran kadın kocasına sorarcasına bakıyordu. Genç adam ise bir nebze de olsa rahatlamıştı. Bebeği de karısı da iyiydi. Fakat o silah sesi Armina'nın odasından geliyordu. Genç adam karısına doğru hızla yürüyüp alnını öptü.

''Sakın odandan çıkma. Ben gelene kadar burada kal. Yanına kadın göndereceğim. Yat dinlen.'' deyip odadan çıktı. Hızla Armina'nın odasına yürüdüğünde düşünmeden kapıyı açtı. Rojba Hanım ve Armina yatakta oturuyordu. Dila ise duvara çökmüştü. Dizlerini kendine çekmiş ileri geri sallanıyordu. Oğlunun geldiğini gören Rojba Hanım ayağa kalktı. 

''Biz çıkıyoruz, karınla konuşun anlaşın!''  demesi üzerine genç adam tek kaşını kaldırdı.
''O silah sesi de neydi?'' diye sordu annesine sakinlikle. Sesi fırtına öncesini andırıyordu. Genç adam bu kadar sakin olamazdı genelde.
''Boş ver o sesi, git karınla ilgilen. Dila'yı ben çıkartırım.'' deyip kızının yanına gitti. Kolundan tutup kaldırırken Dila'nın ağladığını gören genç adam neler olduğunu cidden merak ediyordu. Annesi ve kardeşi odadan çıktığında bir müddet odayı inceledi. Daha sonra ise yavaşça yatağa oturdu. Bedenini karısına doğru çevirdiğinde karısının kızaran gözleriyle onu incelediğini gördü. Ne diyeceğini bilmiyordu. Karısının saçı başı dağılmıştı. Susmanın da bir işe yaramayacağını da biliyordu. Derin bir nefes aldı. Bu sırada zaten karısı konuşmuştu.

''Neden beni sevmiyorsun?'' 
''Ya da neden beni sevmeyi bıraktın?'' 


Genç kadın biraz bekledi adamın cevap vermesini. Fakat cevap vermeyeceğini anladığında alayla konuştu.
''Nedeni yok değil mi?'' dedi ve kahkaha attı.
''Zaten ben sevilecek bir kadın da değilim. Senden sevmeni istemem bile hata. Sana çocuk bile veremiyorum. Baksana halime, ne kadar acizim. Sahi Azad, neden benim gibi birisi ile evlisin? Utanmıyor musun benimle evli olduğun için.'' demesi üzerine genç adam eliyle karısının ağzını kapattı.

''Şşş...'' 

''Sen çok güzel bir kadınsın. Aciz değilsin, utanılacak bir kadın değilsin.'' demesinin üzerine elini çekti. Genç kadın ise gözlerini kırpıştırdı ve derin bir nefes aldı.
''Güzel bir kadınsam neden beni sevmiyorsun? Sana çocuk veremedim diye mi?'' diye sordu. Gözlerinde ki yaşları siliyordu fakat yaşlar yeniden akıyordu. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Artık nefes bile alamaz hale gelmişti. Çok büyük yük vardı üstünde.


''Sen benim sevgimi bitirdin!'' dedi genç adam ayağa kalkarken.
''Sen benim aşkımı sevgimi hak etmedin ki, Armina. Sen ben seni severken benim karımla kavga ettin. Benim bebeğime beddua ettin. Sayayım mı daha!'' diye sinirle soluyan adam gözü dönmüştü. Nasıl böyle şeyler düşünebiliyordu. Çirkin ve güzel olması gerekmezdi ki sevmek için. Sevmek yüreğinin söylediği bir şeyken Armina'nın böyle düşünmesi canını sıkmıştı. Genç kadın da ayağa kalktığında o da sinirlenmişti.

KUMA 2. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin