Keyifli okumalar...
Hayat düzenini oturtmuş insanları yönlendiriyordu. Kimisine mutluluk verirken kimisine de hüzün armağan ediyordu. Bazen rollerini değiştirip insanların önüne sunuyordu. Bebek olarak doğup, koca insan olunca veda ediyorduk hayata.Kimi zamanda tam tersi. Doğmadan ölüyorduk.
Genç adam karısının uyandığını öğrenince heyecandan ne yapacağını bilememiş bir o yana bir bu yana dönüp durmuştu. Hemşire on dakika sonra yanına gelecek ve karısını görecekti. Küçük bir çocuğun yeni oyuncak alma heyecanını yaşıyordu. Kalbinde huzur apayrıydı. Bebeği doğmuş, karısı hayata gözlerini açmıştı. Sol göğsünde hissettiği kıpırdanmalar yüzünde gülümseme açmıştı. Nadirdir Azad Soydanlı'nın bu kadar çok gülümsemesi. Bunu gören aile fertleri adamın gülümsemesine eşlik ediyordu.
''Gerçekten uyandı. Bırakmadı beni.'' diyebildi sadece. Elini yumruk yapıp dudaklarının arasına koydu. Defalarca kez şükürler ediyordu. Yanına gelen hemşireye baktı. Kahverengi gözleri heyecandan parıl parıl parlıyordu.
''Buyurun beyefendi.'' diyen kadını takip etti. İçeriye girince hemşirenin verdiği önlüğü giydi.
''Hastayı yormayın lütfen. Beş dakika içerisinde de lütfen çıkın. Dinlenmesi lazım.'' diyen kadına başını sallamış, karısına doğru adımlarını atmıştı. Yatağın yanına oturdu. Ayakları büyük bedenini tartmıyordu.
''Uyandın..'' diye fısıldadı. Sanki biraz daha sesli konuşsa karısına zarar gelecek diye çekiniyordu. Genç kadın kocasını inceledi. Göz altları şişmiş ve morarmıştı. Yüzü solmuş, bedeni biraz daha güçsüz görünüyordu. Saçları darmadağın olmuştu. Karşısında yıkılmış bir adam bulmuştu. O an kocasının yaptığı her şeyi unuttu. O güçlü adama aşıktı.
''Kötü görünüyorsun.'' diye fısıldadı. Konuşmakta zorluk çekse bile bu adam için üstesinden gelirdi.
''Çok korktum. Sana bir şey olacak diye.'' diyebildi genç adam. Karısının ellerine bir öpücük kondurup baş parmağı ile sevdi. Genç kadın ise yavaşça gözlerini yumup iç çekti.
''Bebeğim yok. Bir şey olmadı değil mi ona ?'' diye sordu. Uyurken gördüğü rüya gerçekmiş gibi hissediyordu. Bebeği karnında yoktu!
''Bizi bekliyor Şevval. Ben sen olmadan yanına gitmedim. Nasıl bilmiyorum.'' dedi genç adam. Genç kadın yatakta huzursuzca kıpırdadı.
''Ben çocuğumu görmek istiyorum. Getir onu bana.'' Ses tonu huzursuzluğunu belli ediyordu. O gördüğü rüyadan sonra bebeğini görmeden ona rahat yoktu.
''Tamam göreceksin, seni odaya alsınlar, söz getireceğim onu sana.'' dedi genç adam. Şevval kafasını salladı. Şimdi görecekti bebeğini.
''Hayır şimdi görmek istiyorum bebeğimi getir bana!''diye bağırmıştı. Ellerini saçlarının arasına geçirdi. Daha uyanır uyanmaz bir kavganın içine atılmışlardı. Günlerdir onun kokusuna hasretken ne olurdu uslu dursa!
''Şuan bebeğimiz buraya gelemez Şevval!'' diye tısladı genç adam. Karşılığında ise genç kadın ayağa kalkmaya çalışmış hissettiği acı ile geri yerine mıhlanmıştı. Çaresizce kocasına baktı. O bebeği şimdi görecekti.
''Eğer seni affetmemi istiyorsan bebeğimi şimdi buraya getir!''
Genç kadının sesindeki kendinden eminliği sezen adam derin bir nefes aldı. İnatçılığı tutmuştu yine. Başını iki yana salladı. Madem karısı kendisini affedecekti, bir şeyler yapabilirdi. Ayağa kalkıp karısının alnına bir öpücük bıraktı.
''Bekle bizi olur mu ?'' diye sordu karısına. Genç kadın kafasını sallamış, adamı onaylamıştı.Azad odadan çıktı. Herkes merakla kendisine bakıyordu. Kimseye bir şey demeden doktorun odasına doğru yürüdü. Kapıyı tıklatıp odanın içine girdiğinde doktor Azad'ı görünce gülümsemiş oturmasını rica etmişti.
''Hoş geldiniz Azad Bey. Karınız uyandı sonunda.'' demişti. Genç adam ise gülümsemiş direk lafa atlamıştı. Karısını daha fazla bekletmek istemiyordu.
''Karım uyandı evet ve şimdi de bebeğini görecek.'' dediğinde doktorun kaşları çatılmıştı.
''Odaya alındığında zaten görecek bebeğini. 24 saat sabredebilirsiniz.'' demişti. Genç adam ise ayağa kalkmış ve sert bakışlarını doktora dikmişti.
''24 saat beklemeye gerek yok. Şimdi karım çocuğunu görecek ve bunun için hemşirelere sizin söyleminizi rica ediyorum. Koskoca ağayı reddetmek istemezsiniz herhalde.'' dediğinde doktorun yutkunduğunu görmüş bundan keyif almıştı. Doktor başını sallayıp Azad'ı kibar bir şekilde kovmuştu. Genç adam odadan çıkıp karısının yanına doğru yürüdü. Tekrardan içeri girdiğinde karısının gözleri kapalı yatakta yatıyordu. Sesi duyunca yavaşça gözlerini açtı.
''Bebeğim nerede ?'' diye sordu masumca. Genç adam dudaklarını bastırıp kadına göz kırptı.
''Azad Ağa isterse her şeyi yapar.'' demişti alayla. Genç kadın derin bir nefes almıştı. Sıkıldığını belli edercesine tekrardan sormuştu.
''Bebeğim nerede ?'' Genç adam karısının yanına oturmuş dudağına küçük bir öpücük bırakmıştı.
''Gelecek bekle biraz.'' demişti. Genç kadın ise kocasını izlemişti. Uyuduğu zaman diliminde değişik rüyalar görmüştü hep. Kimisi huzur kokarken, kimisi acı barındırıyordu. Acının keskinliğini hissetmişti. Bir kere bile pes etmemiş, acıya doğru kendisi yürümüştü. Fakat dayanacak gücü tükendikçe tükeniyordu. Gücünün son demlerini alıyordu.
''Sende mi özledin beni ?'' diye soran adamla kendisine gelip gülümsedi. Ne kadar onu aldatsa da, ne kadar başka bir kadınla daha paylaşsa da seviyordu bu adamı. Bu adam onda gurur denilen bir şey bırakmamıştı.
''Ben seni hep özlüyordum zaten. Değişen bir şey yok ki.'' dedi kısık sesiyle. Genç adam duyduğu itirafla keyiflenmişti. Karısının hala kızmasını beklerken, kadın tam tersi ona aşkını tekrardan sunuyordu. Şevval tanıdığı hiçbir kadına benzemiyordu. Onun yerinde başka bir kadın olsaydı çoktan intihar etmişti. Belki de onu sırf güçlü olmasından seviyordu.
Kadının ellerini tuttu, dudağına götürdü. Uzunca bastırdı dudaklarını narin ellere. Burnunu eline sürtüp kokusunu alıp onu beynine anımsatmak istedi. Ona bir şey olacağı fikri aklını kaçırmasını sağlamıştı. Şimdi hıncını deli gibi çıkartmak istiyordu.
''Eğer sana bir şey olsaydı bir an bile düşünmez peşinden gelirdim.'' diye fısıldadı. Duydukları ile duraksadı kadın. Böyle bir şeyi duymak istemiyordu. Ellerini çekti sinirle.
''Peşinden gelirim de ne demek, Azad Ağa! Bebeğimize kim bakacaktı!''
Duydukları ile gülümsedi genç adam. Bu kadını anlamakta güçlük çekiyordu. Onu sevdiğini söyleyememişti. Tam dilinin ucuna 'seni seviyorum' demek geliyor daha sonrasında bir şey bunu engelliyordu. Başını salladı yavaşça. Şimdi seni seviyorum diyecekti kadına. Sanki şimdi diyemezse hiç diyemezmiş gibi hissediyordu.
''Şevval sana bir şey..'' tam konuşacakken odaya giren hemşire ile ikisi de başını minik kızlarına çevirdi. Şevval kızını görünce kendisini tutamamış, gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.
''Bebeğim..'' diyebildi sadece. Hemşire gülümseyerek kızını annesi ile kavuşturdu. Minik bebek genç kadının kolları arasında yerini aldığında Azad ilk defa gördüğü kızına hayranlıkla bakıyordu. Bir bebek nasıl bu kadar güzel olabiliyordu ? Dokunmak istedi genç adam. Fakat onu incitmekten korkmuş hemen elini geri çekmişti. Bunu fark eden kadın gülümsedi.
''Babası baksana minicik, dokun ona, sevgini hissetsin.'' dedi ağlarken. Genç adam hayranlıkla baktığı bebekten gözlerini almadan konuştu.
''Ya ona zarar verirsem ?''
Gülümsedi genç kadın. Azad, bebeğine hayranlıkla bakıyordu ve bu çok hoşuna gitmişti. Bir baba ile kızının arasındaki ilk aşk meselesi, karşılaştıkları ilk anda başlamıştı. Kafasını salladı, zarar vermezsin der gibi. Azad Ağa yavaşça elini, kızının eline getirdi. Minik parmağını tuttu küçüğün. Şuan dünya ile alakası kesmiş, bebeği ile iletişim kurmaya çalışıyordu. Hiç bu kadar heyecanlanacağını düşünmemişti. Baba olmanın hiç bu kadar mükemmel hissettireceğini düşünmemişti. Yutkundu ve karısına baktı. Ağlayan kadının göz yaşlarını sildi diğer eliyle. Karısına umutla baktı.
''Çektiğimiz bütün acılara değmiş, Şevval.''
Genç kadın duyduğu kelimelerle dayanamamış, dudaklarından bir hıçkırık kopmuştu. Bebeğini kucağına aldığında acılardan arınmış hissediyordu kendisini. Sanki daha hiç acı onu bulmayacakmış gibiydi. Bedeninden bir ürpertti geçti. Kızı elini kalbine doğru getirmiş annesine destek çıkıyordu. Genç kadın mutluluk gözyaşları dökerken kocası bebeği ile iletişim kuruyordu hala. Bebeğin iki bacağını da oynatması ile genç adam duraksadı. Karısına baktı. Karısı hala ağlıyordu. Dikkatle bebeğini inceledi. Kızı iki ayağını da hararetle oynatıyor, etrafı izliyordu.
''Değil..'' diye fısıldadı. Şevval kocasını duymamış, hala bebeğine ağlıyordu. Genç adam umut dolu gözleri ile karısına baktı. Karısının çenesini tutup kendisine bakmasını sağladı.
''Sakat falan değil kızımız.'' derken genç adam bile gözlerindeki yaşları tutamamış karısına eşlik etmeye başlamıştı. Genç kadın duydukları ile şoka girmiş gibi kocasına baktı. Duyduğu kelimeleri idrak etmeye çalışıyordu. Nefesini tutmuş kızına bakarken, kızı sadece ellerini hareket ettiriyor ayaklarını yerinden bile oynamıyordu. Bir umut arıyordu. Bir umut ışığı kızından mutluluk arıyordu.
''Lütfen..'' diye fısıldadı genç kadın. Kızına umut dolu gözlerle bakarken kızı annesini hissetmiş gibi iki bacağını da oynattı. Genç kadın gördükleri karşısında kocasına bakarken ne yapacağını şaşırmıştı. Genç adam hızla ayağa kalkıp yanlarından ayrıldı. Genç kadın bunu fark etmemişti bile. Bebeğini şokla bakıyordu. Sanki bir rüyadaydı ve bu rüyadan uyanmak istemiyordu. Bebeğinin kulağına eğilip fısıldadı.
''Hayatıma umut ışığı gibi girip, bu kadar güzelleştirdiğin için teşekkür ederim, kızım..
''
*****

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMA 2.
Fiksi UmumSoğuk.. Sadece insanın vücudunun titremesi değildir ki. Soğuk insanların birbirlerine olan mesafesi, insanların yüzleşmeye korktuğu korkularıdır. Soğuk küçük bir kız çocuğunun çığlığıdır. Titrek ve korkak. Soğuk ve umudunu kaybeden, ölü bedenlerin...