8. Bölüm

721 26 1
                                    

Nurbanu Sultan'ın gözünde ki hırs herşeyi yakıp yıkıyordu elinde ki gücü kaybetmemek için kanlı bir savaşa girmeye karar verdi. Mihrimah Sultan her geçen gün dahada güçleniyordu önce Safiye sonra Selimiye tam savaşı kazandı derken daha büyük engeller çıktı karşısına.

(Manisa)

Safiye Sultan sabah kahvesini yudumlarken hizmetkârları da hazırlanmasına yardım ediyorlardı. Safiye Mavi üzerinde inci taşlardan oluşan ihtişamlı bir kaftan giydi başına tacını, kulağına küpelerini taktı.

(Kapı açılır)

'Sultanım.'

'Bülbül hayrolsun sabah sabah.'

'Hayır mı ? Şer mi ? bilemem herşey bu mektuba bağlı Sultanım.'

Safiye aynanın karşısından kalkıp tek kaşını kaldırdı ve merakla sordu;

'Nereden geldi bu mektup ?'

'Payitahttan size geldi belli ki Mihrimah Sultan Hazretleri gönderdi.'

Safiye mektubu alıp hızla açtı ve okumaya başladı.

'Sana olan inancımı boşa çıkarmadın Safiye, her daim sadakâtini ispat ettin umarım hep sadık kalırsın ilaveten Nurbanu sana karşı oyunlar kurgulamakta zira canı ziyadesiyle yandı büyük bir öfke içinde sende daha dikkatli olmalısın yapacağı yeni hamle daha sert olacak, bu sefer hatun yollamaz bilesin. Selimiye Hatun Selim'in saltanatı boyunca bize epey yardımcı olacak Nurbanu'nun yeni rakibi artık daha güçlü zira Selimiye gebe. Sende tedbiri elden bırakıp rahatlama.

Mihrimah Valide Sultan.'

'Sultanım hayrolsun kötü bir şey mi ?'

'Selimiye nihayet gebe kalmış.'

'Sultanım bu Şehzade Murad Hazretleri için büyük tehlike.'

'Tahta Murad çıkacak şüphesiz rahatım oyüzden lakin Nurbanu Sultan'ın canı yanmalı hiçbir şekilde kazanmamalı Hünkarımızı kaybeder ise tek amacı taht olacak yani Murad benimde oyüzden Murad'ı kaybetmemem gerek.'

--

Mihrimah Sultan Sultan Selim'in yanındaydı iki kardeş 5 yıl sonra yakındı Selim'in bir yol gösterene ihtiyacı vardı Validesi Hürrem Sultan'ın yokluğunu ablası Mihrimah Sultan dolduruyor devlet işlerinde etkin haremde ise onun sözü geçiyordu herkes ona Valide Sultan diye hitap etmeye başlamıştı.

'Nihayet seneler sonra çocuk sesi işitecek bu saray.. tekrardan o eski neşeli günlerimize döneceğiz.'

'İkimizde hakikâti biliyoruz öyle değil mi Mihrimah ? Her defasında yüreğime saplanan o hançeri..'

'Unutmak mümkün mü koskoca 5 yıl geçti gitti bu saray kardeşin kardeşe ihanetini de gördü bir babanın evladına kıydığınada.'

'Geçmiş peşimi bırakmıyor bak vicdanımın sesini bastıramıyorum lakin olan oldu artık hepsi geride kaldı demekten başka bir şey gelmiyor elimden.'

Mihrimah yüzünü Selim'e döndürdü.

'Siz kazandınız.. biz kaybettik dağ gibi kardeşim gitti.'

Mihrimah hızla terastan ayrılırken Selim ise ardından dolmuş gözlerle baktı.

(Topkapı gece yarısı)

Sultanların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin