Manisa'da ki büyük sevinç payitahta bir ulak gönderilerek iletilmişti.Sultan Selim ve Mihrimah Sultan bu habere sevinsede Nurbanu Sultan için iyi bir haber değildi.
'Başka bir hatunun gebe kalması gerekirken Safiye mi kalmış Allah kahretsin!'
'Sultanım bu hatun sizin başınızı daha fazla ağrıtmadan başını ezmeliyiz.'
'Mihrimah Sultana güveniyor zira en büyük destekcisi o.'
'Mihrimah Sultan zor bir rakip öyle ki bir Padişah kızının Valide Sultanlık yaptığı görülmemiş birşey.'
'Bende biliyorum Mihrimah Sultanın zor bir rakip olduğunu lakin onun devri değil, devir benim devrim.'
--
Mihrimah Sultan haremde lokmalar dökülmesini emretmişti nihayet Nurbanu Sultana karşı bir zafer daha kazanmış keyifle kahvesini yudumluyordu.'Sultanım, Safiye Sultan tam sizin istediğiniz gibi biri oldu artık Nurbanu Sultanın gözü iyice korkar.'
'Nurbanu hırslı biri öyle kolayca pes etmez lakin Safiye onun sonu olacak hiç şüphem yok.'
'İnşallah Sultanım, sizinde yıllar sonra gözünüze rahat bir uyku girecek.'
Mihrimah gülümseyerek kahvesini tekrar yudumlar.
--
(Has oda)
Sultan Selim masasında oturmuş birkaç değerli taşa şekil veriyordu.
(Kapı çalar)
'Gel!'
'Hünkarım..Selimiye Sultan ve Şehzademiz Ahmet Hazretleri geldiler.'
'Âla gelsinler.'
Ahmet kapıdan içeri koşarak girmişti hızla Sultan Selim'in boynuna atladı.
'Babaaa!'
'Oğlum, benim yiğit Şehzadem.'
'Hünkarım..'
'Annemin yanına gelmiyodun hiç bende ısrar ettim getirdi.'
Sultan Selim gülerek cevap verir.
'Devlet işleri beklemez aslanım bak şimdi de sen geldin.'
'O taşlar ne? Oynayabilirmiyim?'
'Onlar değerli taşlar hepsi birer mücevher olacaklar o yüzden onlarla oynayamazsın Ahmet'im.'
Selimiye Sultan masaya doğru yaklaşıp üzerinde bir kolye resmi bulunan kağıdı eline alarak inceler.
'Yoksa bu kolyeyi mi yapacaksınız Hünkarım?'
'Evet, eşsiz bir parça olacak.'
'Her kim içinse çok şanslı zira gerçekten eşsiz bir parça olacağa benziyor.'
Selimiye kolyenin kendisi için yapılmasını istiyordu içten içe, Selim ise Selimiye'ye bakarak suskunluğunu bozmadı.
--
(Manisa)
Safiye Sultan dairesinde oturup hususi kişilerden gelen tebrik mektuplarını okuyordu.
'Bu kimin?'
'Payitahttan gelmiş, Selimiye Sultan göndermişler.'
Safiye Sultan mektubu gülümseyerek açmıştı.
'Şehzademiz Murad Hazretlerini ve seni tebrik ediyorum Safiye, inşallah tez vakitte evladınızı kucağınıza alırsınız, senin için yolladığım bu hediyeyi de umarım beğenirsin.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sultanların Savaşı
Historical Fiction"Tahta büyük olan değil güçlü olan şehzade çıkar! Evvela validesi güçlü olan." ☆ Tarihimizden ilham alınarak kurgulanmıştır. Gerçeği yansıtmamaktadır.