Bölüm 2: Bir Ayrılış Hikâyesi

101 3 2
                                    

                  

Sigaramı dudaklarımın arasına sıkıştırıp yaktım ve derin bir nefesle içime çektim. "Bok iç." dedi gözlerini devirerek.

"Biri var." dedim dumanı havaya üflerken.

"Ha, şöyle. Bana bunlarla gel kızım. Anlat bakalım." Kahvesinden bir yudum aldı.

Ahu sabah uçağıyla kitabevine gelip bana sürpriz yapmıştı. İki gün kadar da benimle kalacaktı.

"2 hafta falan oldu. Kitabevine gelip gidiyor. Bu vesileyle tanıştık. Kitabevine geldikçe konuşuyoruz."

"Tabi adam kitap sevince senin de dibin düştü!"

Gülümsedim. "Nâzım seviyor."

"Ha, şimdi oldu! Tahmin etmeliydim. Neyse, bir fotoğrafı var mı bu edebiyatsever beyin?"

Kafamı iki yana salladım. "Soyadı yok, ismini biliyorum sadece. Ne iş yaptığını bile bilmiyorum."

"E yuh Vera! Benim bildiğim Vera ne yapar eder, bulurdu."

"Kızım yok ki! Yani soyadını bilmiyorum, sosyal medyadan bulamam. Eminim ki adı Demir olan bir milyon insan vardır."

"O zaman yarın seninle kitabevine geliyorum!"

"Geleceği belli değil ki. Hem biz yarın Alsancak'ta dolaşmayacak mıydık?"

Bağdaş kurdu. "Hayır. Kitabevine gidiyoruz. Dolaşma işine sonra bakarız. Nasıl biri tam olarak? Yani ne kadar iletişime geçebildiniz?"

"Beni anlıyor. Yani nasıl desem... Ben onunla konuşmayı çok seviyorum. Dün gece sabaha kadar birlikte oturup konuştuk."

"Sen bu çocuktan hoşlanıyorsun!"

Sigaramın külünü döküp kafamı balkonun demirliklerinden aşağı uzattım ve sokaktan geçen insanlara baktım. "Her gün yüzlerce insan geçiyor belki şuradan. Aralarından kaç tanesi ruh eşimiz olabilir?"

"Ruh eşi? Sen böyle şeylere inanmazsın."

"Bence herkesin bir ruh eşi var. Ben ruh eşimi bulabileceğime inanmıyorum." Omuz silktim.

"Ali'den ne haber?"

"O akşamdan beri hiç görüşmedik. Bilmiyorum ya. Ama eğer devam etseydim kendimi de Ali'yi de kandırmış olurdum. Böylesi daha iyi."

"Ben sana en başından-"

"Söylemiştin. Ve ben de seni dinlememiştim. Biliyorum."

"En azından daha az hasar görerek bitirdin. Ben her zaman senin yanındayım, biliyorsun." Birasından bir yudum aldı. "Peki, neden koltuğu değiştirme kararı aldın?"

Uzun bir süre balkondan aşağı baktıktan sonra konuştum. "Çok eskimişti. Değiştirmem gerekiyordu. İki güne gelir herhalde."

"İyi ki geldin." dedim konuyu değiştirmek istercesine.

"Hiç değişmiyorsun Vera. Hâlâ dizlerindeki yaraları annen görmesin diye yalan söyleyemeyen kızsın." Güldü.

"Adam bana inat gelmiyor ya hu!" Kapının açılma sesini duyunca gelenin kim olduğuna baktım. Hani gündelik hayatta başımıza gelmeyen mucizeler olur ya, hani filmlerde gördüklerimizden. En beklenmedik yerde oğlan kızın yanında bitiverir. Klişe.

Gülümseyerek yanıma geldi. "Ne haber?"

Omuz silktim. "Her zamanki gibi. Yine mi bitirdin kitabı?"

"Bitti valla."

"Ya sen nerede çalışıyorsun? Ne ara bu kadar kitap okuyabiliyorsun? Ben bile bu kadar okuyamıyorum."

Yalnızlığın OyuncaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin