Bölüm 5: İnceldiği Yer

61 2 0
                                    

Yorumlarınız için beklemedeyim:')
İyi okumalar^^              

Demir'in tüm vücudu titriyordu. Bense ne yapacağımı bilmeden öylece elini tutuyordum.

Yavaşça yüzüne baktığımda gözlerinin dolu olduğunu gördüm.

Demir'in abisi fotoğrafta gördüğüm halinin aynısıydı resmen. 5 yıl resmen geçmemiş gibiydi. Çok dikkatli bakarsanız farkı anlardınız ancak.

Nasıl yaşıyor olabilirdi ki?

Demir'in elini bırakmam gerektiğini anladığımda yavaşça parmaklarımı açtım. Bir süre orada öylece dikildikten sonra abisi ona doğru gelince sanki bunu bekliyormuş gibi kollarını açıp abisine sarıldı. İstemsizce gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı.

"Nasıl-"

Abisi cevap vermeden ona sarılıp sırtına vurdu. Bir şey demeden yaşlar gözlerimden yavaşça dökülürken evin önüne çıktım ve merdivenlere oturdum. Dizlerimi kucağıma çekip kollarımı dizlerime doladım. Abisinin yaşadığına öyle sevinmiştim ki!

Annemle ablamın bu şekilde karşıma çıkabilme ihtimalini düşündüm. Keşke olsaydı. Keşke...

Çok geçmeden Demir kulübeden çıkıp yanıma oturdu ve beni kendine çekti. Burnumu çektim. "Çok mutlu oldum Demir." dedim daha beter ağlarken.

Kafasını salladı. "İyi misin sen?"

"Bütün dünyanın yükü omuzlarımdaymış gibi hissediyorum."

Anlatmam gereken şeyler varken pek de iyi olduğum söylenemezdi. Özellikle az önce yaşananlardan sonra nasıl anlatacağımı bilmiyordum.

"Abim neler olduğunu anlatacaktı. Sana bakmak için çıktım. Gelmek istersen..."

Ayağa kalkmaya yeltenince kolundan tutup sözünü kestim. "Evet ama sana anlatacağım şeyler var. Abinle konuşmadan önce anlatmam gerek."

Anlatmalıydım. Bilmesi gerekiyordu. En azından benden duymalıydı. Sonrasına kendisi karar verirdi zaten.

İçimdeki ses yapmamamı söylese de ona aldırış etmedim. Ne zaman içimdeki sesi dinlesem yanlış bir şeyler oluyordu. İçimdeki ses daima yanılıyordu.

Beynimin içinde aynı anda sanki milyonlarca kişi konuşuyordu ve ben hangisini dinleyeceğimi, ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Hani bazı şeylerle bazı insanların dolaylı olarak da olsa ilgisi vardır ya. Hani istemesek de bazen bazı şeylere dâhil oluruz. Ama tamamen istemsizce."

"Evet de-"

"Ben konuşayım da en son sen konuş, olur mu? Çünkü bu konuşma benim için yeterince zor. Ne kadar devam edebileceğimi bilmiyorum."

Kafasını sallayınca devam ettim. "Birkaç hafta önce benim doğum günümdü. Aslında tanışmamızdan bir gün önce dersem daha net olur kafanda. İşte o gece ben biraz dağıttıktan sonra eve gittim. Eve gittiğimde babam koltuğumda oturmuş beni bekliyordu." Gözlerim dolmuştu. "Bana annemle ablamın katillerini bulduğunu söyledi. Söylediklerini bir süre idrak edemedim. Sonra intikam almak istediğini ekledi. Başta inanmadım. Hatta öyle sinirliydim ki çıldıracaktım sinirden. Evden kovdum onu. Sonra bana kaza raporunu yollayacağını söyleyip evden çıktı." Gözlerine baktığımda beni anlamadığını gördüm. İpler ölesiye gerilmişti ve az sonra tüm ipler kopacaktı.

"Sonra ben kaza raporunu okudum. Kazanın kasıtlı olduğu yazıyordu. Öyle gözüm döndü ki! Annemle ablamı birisi öldürmüştü. Babamla çalışmayı kabul ettim ama hiçbir şekilde bir şey bilmek istemiyordum. Küçük şeyler yaptırdı bana." Ağlamaya başlamıştım. "Mesela bir gün Alsancak'tan bir şapka alıp kargoya verdim."

Yalnızlığın OyuncaklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin