1.5 (FİNAL)

1.3K 122 86
                                    

İlk yayımladığım bölümden bir kesit var. Bölümü hissetmek adına atlayıp geçmeyin, sonuna kadar okuyun.

--

Camdan sızan güneş ışığı ile birlikte, göz kapaklarımı açılmaya zorladım ve gözlerimi her bir eşyasına alışık olduğum odada gezdirdim.

Yatak soğumuştu, bacağımın kenarı açık kalmıştı ve Justin yanımdan gitmişti. Her zaman da olduğu gibi göğüs kafesimde manasızca duran kalbimi paramparça etmiş, üzerimi açan yorganı örtmeye tenezzül bile etmemişti.

İşte onun için böyle önemsiz biriydim.

Ayağa kalktım ve gardolapın açıkta kalan kapısından belli olan boy aynasına baktım. Berbat gözüküyordum. Tepeden özenmeden bağladığım topuzum dağılmış, gözlerim ağlamaktan şişmiş ve kıpkırmızı kesilmişti. Üzerimde bana mini bir elbise gibi olan ve Justin kokan bir V yaka tişört vardı, en azından bana bir tişörtü fazla görmemiş diye geçirdim içimden.

Zayıf bedenim insanların bana acıyacağı türdendi, kemiklerim belli oluyordu, zayıflamak için aptal bir yönteme başvurmuştum ve bu beni berbat bir hale getirmişti. Hastalığa yakalanmıştım, ölüyordum, yaşamam her gün biraz daha zorlaşıyordu.

Değişmiştim, sırf onun için değişmiştim. Artık eski Selena değildim ben. Diş telli, şişman, çirkin, inek, ezik olan Selena değildim, güzel olan Selena'ydım, ama bu dikkatini çekmem için yeterli bir sebep olmamıştı.

O Vanessa'yı seviyordu, ben ise bir zamanlar canımdan çok sevdiğim eski en iyi arkadaşım olan Vanessa'dan nefret ediyordum.

Bende Vanessa gibi olmak istemiştim, sadece güzel olup, Justin'in dikkatini çekmek istemiştim, ama olmuyordu, gözü Vanessa'dan başka birini görmüyordu.

Her ne yaparsam yapayım yine sonuç aynı oluyordu, beni bir kere bile umursamıyordu Justin, sanki paçavraymışım gibi davranıp, beni bir yerlere atıyordu.

"Sen..." dedi omuzlarımdan ittirerek. "İğrençsin! Tanrı aşkına aynaya baktın mı hiç?! Çalışma tamam mı? Vanessa gibi olmaya çalışma, o güzel, mükemmel biri... Asla onun gibi olamayacaksın, dünyada kalan son kız olsan bile sana bakmayacağım!"

Dün gece bağırarak söyledi sözler aklımdan hiç çıkmıyordu ve bunlar beni öldürmeye yetiyordu. Biliyordum, beni hiç bir zaman sevmeyecekti, ama umut da mı besleyemezdim, bu da mı şuçtu?

"Belki de ölmeliyim," dedim aynadaki iğrençliğin yansımama bakarak. "Gerçi zaten ölüyorum, bu işi zorlaştırmaya gerek yok." derken gözüm hiç bir şey görmüyor, saçmalıyordum. "Nasıl olsa fark etmeyecek bile." Aniden verdiğim aptal kararla banyoya ilerledim ve bir çırpıda üstündeki tişörtten kurtuldum. Dolaptan, öpmeye kıyamadığım sakallarını kestiği traş bıçağını çıkardıktan sonra, parfüm kutusuyla kırdım ve jiletini aldım.

Küvete girip, ısınmasını beklemeden sıcak suyu açtım ve hayatımı düşünmeye başladım.

"Üzgünüm, Jus." Soğuk su bedenimin her yerine işlerken, burukça gülümsedim, kapıda Justin şaşkın gözlerle bana bakıyordu. "Cidden mi?" dedi umursamaz bir şekilde. "Kaçma yöntemin bu mu?"

"Artık kovalamaktan yoruldum," dediğimde yanıma yaklaştı. "Vanessa'yı benzemeye çalışmaktan yoruldum," diyerek isyan ettiğimde ifadesiz suratıyla bana baktı. "Olamayacaksın,"

"Biliyorum," dedim göz yaşlarımı durdurmaya çalışarak. "Bana dün bunu söyledin,"

"Hayır," dedi yere çömelirken. "Olamazsın, çünkü sen Selena'sın."

life is worth living | jelena fanfictionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin