Dilimi dolanan, Beyonce şarkısıyla tuvalete girdim ve şarkı söyleyerek dans etmeye başladım.
''What goes around comes back around, hey my baby.'' (Eden bulur, hey bebeğim.)
''I must've been outta my mind.'' (Aklımı kaçırmış olmalıyım.''
''So when i think of the time that i almost loved you.'' (Seni neredeyse sevdiğim o zamanı düşünüyorum da,)
''You showed your ass and i saw the real you.'' (Bana kıçını gösterdin ve gerçek seni gördüm.)
Tuvaleti inletecek bir kahkaha attım ve Vanessa'nın yanına yaklaşıp gülümsedim. ''Şarkı güzel değil mi?'' Ağlamaya devam ederken bana baktı ve şaşkınlıkla konuştu. ''Bunu nasıl yaparsın?''
''Neyi tatlım?''
''Bu konuda ne kadar hassas olduğumu biliyorsun!''
''Eden bulur tatlım, şarkı da böyle diyor zaten.''
Ağlamaya devam ederken, beni omuzlarımdan ittirdi. ''Sana gıcıklık olsun diye yaptım Selena! Senin hiçbir zaman sürtük olduğunu düşünmedim. Kendin olman için o sözleri söyledim tamam mı? Belki benden özür dilersin, hatanı anlarsın diye düşündüm! Justin'e hiç bir zaman bir şey hissetmedim, sana hiç bir zaman ihanet etmedim! Seni hâlâ seviyordum! Ama sen ne yaptın? Benim en kötü günümü bana hatırlattın! Bunları unutmak için neler yaşadım ben, bilmiyor musun? Senin bu yaptığın, nasıl bir düşüncesizlik?!'' Bu söyledikleri gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Ama kendimden ödün vermedim. ''Hani her zaman yanımda olacaktın?''
''Sen beni kullanıyordun.''
''Tanrı üzerine yemin ederim ki, seni hiçbir zaman kullanmadım. Bundan sonra, sadece benim için bir yabancısın tamam mı? Ne yaptığın umurumda değil. Defol git hayatımdan! Beni en hassas noktamdan vurdun! Senden nefret ediyorum!'' diye bağırdıktan sonra, hızlıca tuvaletten çıktı ve bir kere bile yüzüme bakmadı.
Hata mı yapmıştım?
Aynı şey benim başıma gelse, o böyle davranır mıydı?
Gözlerimden yaşlar akınca, avuç içimle yüzümü kapattım ve yere çömeldim. Hata yapmıştım. Hem de çok kötü bir hata. Daha önce cinsel tacize uğramış bir kadına, her ne olursa olsun böyle davranılmazdı. Birde o benim eskiden en yakın ve tek arkadaşımdı!
Ağlamaya devam ederken, birden kapı açılma sesi duyuldu. Hemen kafamı o yöne çevirdim ve Justin'le karşılaştım. Utanarak ayağa kalktım, ve göz yaşlarımı sildim. ''Vanessa'yı gördün mü?'' Yüzümü dikkatlice incelemesi beni rahatsız etmişti. ''Az önce gitti.''
''Niye ağlıyorsun?'' dedi ve kapıyı kapatıp, içeri girdi. ''Umurunda mı ?'' dedim ona meydan okuyarak.
Daha bir hafta önce bana o kadar hakaret etmişti, şimdi ağlamam nasıl umurunda olabilirdi?
"Olmasaydı sormazdım.'' Gözlerimin içine baktığında, göz teması kurmadım ve hemen gözlerimi kaçırdım. ''Tartıştınız mı?'' Başımı salladım. ''Neden?'' Bu sefer, cesaretimi toplayarak gözlerine baktım. ''Hata yaptım.'' Onaylarcasına başını sallayarak mırıldandı. ''Gel, seni evine bırakayım.'' Bu hareketleri şaşırma sebep olmuştu, ama belli etmiyordum. ''Gerek yok, kendim yolu biliyorum." Her ne kadar ona deliler gibi aşık olsamda, gururumu kenara bırakamadım. Cidden bana o kadar kötü şeyler söylemişti ki...
"İnat etme, gel işte." Arkamı döndüm. Ona bakarsam, fikrim hemen değişebilirdi.
"Geçen gün, olan olaylar için mi?" En sonunda dayanamayıp başımı salladım. "Evet, cidden söylediğin şeyler çok ağır laflardı." Yanıma yaklaştı ve ellerimi tuttu. "Özür dilerim tamam mı? Gel hadi." Midemde ki bütün kelebekler, dansa kalkarken gülümsedim. Yine ona teslim olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life is worth living | jelena fanfiction
Fiksi Penggemarhayat yaşamaya değer | jelena hayran kurgu Ve son olarak unutma ki, bu kız seni diş telleriyle, gözlükleriyle, fazla kilolarıyla, yağlı saçlarıyla sevdi. Senin onu her aşağıladığında, kafasına yemek artığı döktüğünde; yine arkandan gülümseyerek sevd...