lily luna potter & scorpius malfoy
°
"Dediklerinin gerçeklik payı yok." Sakin kalmaya çalışarak mırıldandı. "Saçmalık hepsi."
"Neler oluyor burada?" Albus'un sesiyle kendisine gelerek dikkatini ağabeyine verdi. "Sorun yok."
Albus'u sakinleştirmek için dedikleri Iris'in isyanıyla anlamsız oldu. "Aslında sorun var. Sorun senin şımarık kardeşin!"
"Oyunlarını kendine sakla, Iris." Scorpius'un sakin sesi onun diyeceklerini bölmüştü. "Sana inanan yok."
"Yine aynı şeyi yapıyorsun! Bu kız bizim aramıza giriyor ve sen buna engel olmak bir yana, izin veriyorsun!" Lily sinirle kızaran yüzünü hissetti. "Sen ve senin aptal ilişkin umrumda değil! Başkasının erkek arkadaşına asılacak kadar yüzsüz değilim senin gibi!"
"Bütün gün Scorpius'la birliktesin, ne düşünmemi bekliyorsun?!" Genç kız sinirle alınını sıvazladı. Scorpius'la en son tatildeyken konuşmuşlardı, ondan önce de muhabbetleri olmamıştı. Yıllardır yok zaten.
"Benim kiminle birlikte olduğum seni ilgilendirmez, Iris. Sevgilim değilsin." Lily Iris'in yüzünün anbean düştüğünü izledi. Demin yılan gibi tıslayan kız şimdi elinden şekeri alınmış çocuk gibi üzgündü. "Seninle yıllar önce ayrıldık, hala bunu öne sürüp bir sürü konuda hak iddia etmen saçmalıktan başka bir şey değil." Lily orada gereksiz bir parça gibi hissetti kendini. İkisinin konuşmasına şahit olmak zorunda değildi.
Sakin bir şekilde yerdeki eşyalarını aldı. Albus da ona yaklaşarak kitaplarını taşımasına yardımcı oldu. "Scorp, seni seviyorum."
"O tren kaçalı çok oldu, Iris. Senden ayrılma sebebim senin sandığın gibi Lily'ye aşık olmam falan değildi, ki bu zaten saçmalık." Kalbine ok battı, çıkarmayı denemedi bile. Kalbi kanayalı çok oluyordu. "Seni gördüm. Vincent'le öpüşürken gördüm seni!"
Albus kız kardeşini kolunun altına alarak Büyük Salon'a girdi. İçeridekilerin konuşmanın çoğunluğunu duyduğuna emindi, bunu umursamayarak Alice'in yanına oturdu. Ağabeyi kitaplarını yanına bırakarak onun saçlarını karıştırdı, ardından Alice'in kulağına bir şeyler fısıldayıp Salon'dan çıktı. "Bak, portakal da var, sen seversin."
Başını sallayarak Alice'i kırmak istemeyerek meyveyi gönülsüzce tabağına bıraktı. Kahvaltı dahi yapmadığı için açtı, ama olaylar iştahını kapatmıştı. Akşam her şeyi detaylıca Alice'e anlatacağını biliyordu, bu yüzden arkadaşı ona şimdilik hiç bir şey sormuyordu.
Alice'in tabağına bıraktığı eti rastgele kesdi, ağzına atmak üzereyken omzuna konan elle irkildi. "Konuşmamız gerek."
"Konuşacak bir şey yok." Scorpius sinirle homurdanıp kulağına eğildi. Şu an herkesin onu izlemesi umrunda bile değildi. "Luna, şimdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep ve Zambak || ScorLily
FanfictionKüçük çocukların, mutlu hikayelerin olduğu bir masaldı bu. Ta ki, herşey kanlı bıçakla kesilmiş gibi bitmişti. Bitmek de bir bakış açısıydı, genç adam yıllar sonra duygularını bastıramamış, herşey birden patlak vermişti. Ona göre bitmek değildi çünk...