scorpius hyperion malfoy & lily luna potter
°
O gün akşam yemeğine de inmemişti, Rose odadan çıktıktan sonra saatlerce ağlamış, yorgunluktan uyuya kalmıştı. Ya çok derin uyumuştu, ya da kızlar onu rahatsız etmemiştiler, çünkü akşam Alice onu çağırana kadar gözünü dahi açmamıştı.
"Akşam oldu, en azından yemek istemiyor musun?" Sakince yorganı üzerinden atıp gözlerini ovuşturdu, ağlamaktan şişmişti. "İştahım yok."
"Öğle yemeğini de yemedin." Başını kaldırdığında Jessica'nın da yatağında oturmuş endişeli gözlerle onu izlediğini gördü. "Hiç havamda değilim, gerçekten."
"Rose anlattı bize, olanları biliyoruz." Alice yaklaşarak saçlarını okşadı. "Albus çıldırmış durumda, sürekli seni soruyor, uyandırmak istemedik."
"Malfoy'la da kavga etti." Lily gözlerini pörtlettiğinde Alice kızgınca Jess'e baktı. "Ne? Bilmesi gerek diye düşündüm."
"Bu yüzden istemiyordum konuşmak, her şey bir birine girdi!" Tekrar uzanıp yüzünü yastığına gömdü. "Siz gidin, gelmiyorum ben."
"Lils-"
"Aç değilim, Alice." Kızlar bir müddet bakıştı. Lily'yi ikna edemeyeceklerini anladıklarında çaresizce aşağı indiler. Ortak Salon'da hiç kimse yoktu, Lily'nin de onları duymayacağından emin olduktan sonra Jess konuşmaya başladı. "Malfoy'a ne diyeceğiz? Dışarıda bekliyor ve Lily'yi yanımızda görmediğinde delirecek," diyerek ofladı sıkkınca.
"Gelmek istemedi ve bu kesinlikle Malfoy yüzünden. Hiç uğraşamam." Kapıyı itmeden önce arkadaşına baktı. "Ama en azından Lily için bir şeyler aşırmalıyız."
(...)
Scorpius duvara yaslanmış içeriden kızların çıkmasını bekliyordu. Bugün belki de hayatındaki en tuhaf gününü yaşamıştı. Bir gün ona bir ay gibi geliyordu şimdi ve daha bitmiş sayılmazdı.
Lily yatakhanesine gittikten sonra derse girmiş ve hiç bir şey yaşanmamış gibi davranmıştı. Ama sonraki Gryffindor ortak derslerinde Rose onu sıkıştırmış ve hesap sormuştu, tabii bunu Albus da duyduğu için ortalık karışmış ve tartışmışdılar. Üçü de dersten atılırken soluğu yalnız kalmak için İhtiyaç Odası'nda almıştı. Akşama kadar orada oyalanmış, Rose'un Lily'nin ağlaması ile dediklerini kafasında döndürüp durmuştu. Akşam yemeği saati yaklaştığında ise belki görür ve konuşma şansı olur umudu ile Gryffindor kulesine gitmişti. Yolda Longbottom ve Humphrey ile karşılaşması ise tamamen tesadüftü.
Ve o zamandan beri -tahminen yarım saate yakın bir süredir- portrenin yanında kızların çıkmasını bekliyordu.
Saatiyle oynamaktan sıkıldığını farkedince bakışlarını portreye çevirdi. Kızların da içeriden çıkması bu ana denk geliyordu. Ne kadar arasa da kızların arasında kızıl kafa görmeyince ofladı. "Gelmedi değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akrep ve Zambak || ScorLily
FanficKüçük çocukların, mutlu hikayelerin olduğu bir masaldı bu. Ta ki, herşey kanlı bıçakla kesilmiş gibi bitmişti. Bitmek de bir bakış açısıydı, genç adam yıllar sonra duygularını bastıramamış, herşey birden patlak vermişti. Ona göre bitmek değildi çünk...