#Tanıtım#

173 65 32
                                    

Mobilden yazılmıştır. Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın. Tanıtım bölümüdür.

Hayatta iki tür insan vardır bana göre:

Doğuştan şanslılar ve benim gibi doğuştan şanssızlar.

Şanslılar hayatta zaten kendini belli etmişlerdir. Hiçbir şey yapmadan baba parası yiyen zenginler, herkesin gözdesi sarışın mavi gözlü okul amigoları, uzun boylu güçlü futbolcular...

Diğer tarafta biz. Okulun çalışkanları sırf adını duyurdu diye şanslılar tarafından ezilirler, asla ama asla işler yolunda gitmez ve genelde evde kalırlar.

Belki de bana saçmalama filan dersiniz ki eğer bunu derseniz ben sizin o mükemmel şanslılardan olduğunuzu anlarım. Benim gibi olan okurlarım içinden " aynı ben" demektedir muhtemelen. Merak etmeyin arkadaşlarım bu hikaye şanslıların hikayesi değil. Bu hikayedeki kahraman -o kişi de ben oluyorum - sizin gibi. Ve size meydan okuyorum, gerçekten şansın var olup olmadığını öğreneceğiz.

Bu arada ben Efsun. Şanssız olacağım daha ismimden belliymiş:

Efsun Büyü. Efsun artık büyü. (Bilmeyen varsa, ki yoktur, Efsun büyü demek. Sihir olan hani.)

Şanssızlığın bununla da kalmadı. Hiçbir zaman bir şeyde birinci olamadım. Sakın ha kanka boşver milyonlarca sperm arasında birinci sendin demeyin ikizim var.

İkizimin adı Mert bu arada. Mert, şanslılardan. Kaslı, uzun boylu yakışlılardan. Yeşil gözlü ve kahverengi saçlı -ben de yeşil gözlü kahverengi saçlıyım ama benzerliğimiz bundan ibaret- tüm sporlarda yetenekli yemin ederim ya.

Her neyse, bana ne güzel yakışıklı bie ikizin var diyeceksiniz ama bunun ne kadar iğrenç olduğunu bilmezsiniz.

Neden mi? Çünkü Mert'e yaklaşmaya çalışanlar beni kullanıyor ve pas pas gibi bir kenara atıyorlar. Ve inanın bu hiç hoş değil.

Ha bu arada, annem ve babamdan bahsedeyim, onlar doktor. Ayy ne güzel demeyin hiç de güzel değil. Kahvaltı da saçma sapan sağlıklı (!) yemekler yiyoruz. Yani kantinden filan bir şey de yiyemiyoruz. Ha annemle babamın doktor olmasının diğer kötü bir yanıysa pek çok kez şehir değiştirmemiz. Bu da Mert dışında hiç gerçek arkadaşımın olmamasına bir neden. Aslında Mert dışında tek bir arkadaşım var, o da Serra. Serra sanaldan arkadaşım.

Daha fazla kendimden bahsedeyim, yani şanssızlığımdan. İstanbulluyum. Bunun neresi mi kötü? Yani hiç memleketim diye bir yer yok. Hemşerim de yok pek fazla. Ayrıca hiç İstanbul'da bulunmadım. Bugüne dek. Lise 3 için İstanbul'a gideceğiz. Belki uğurlu gelir.

Şanssızlığıma hala inanmadıysanız, lise 1de hoşlandığım çocuğa soyadını sormuştum. Gülerek "bilmem" demişti. Ben de ana bacı sövmüştüm. Derste hoca "Çağrı Bilmem burada mı?" diyince de... Anladınız işte.

Pekala, İstanbul, bizi bekle.
Çünkü şansıma son bir şans vereceğim.

21 Temmuz 2016 Perşembe

Hayattaki ŞansımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin