BÖLÜM ŞARKISINI BÖLÜMDEKİ ŞARKIYI AÇIN DEDİĞİM YERDE AÇIN LÜTFEN 🙏
Mobilden yazılmıştır. Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın.
Sweet_cat13 bölüm sana :)
SerraMavi seviliyorsun twin :)
"Sonunda. İstanbul."
Uçağın camından şehrin parlak ışıklarının Boğaz'ın üzerinde dans edişini seyrederken bu cümleyi söylemiştim. Annem uyuyordu. Babam da gazetesiyle ilgileniyordu. Mert ise WhatsApp'tan biriyle mesajlaşıyordu. Kimse benim kadar heyecanlı değildi. Babam kafasını gazeteden kaldırmadan:
"İstanbul'un neresi seni heyecanlandırıyor Allah aşkına. Trafik, gürültü, insan... Başka bir şey yok."
"Öf baba. Belki Panic! seven vardır." dedim ona bakarak ve tekrar pencereye çevirdim başımı. Mert'e de sinir olmuştum. İkide bir şu salak telefonuyla oynayıp duruyordu.
"Mert!!!"
"Hı."
"Yeter kapa şu telefonu artık ya."
"Ay Efsun bir sus ya, belki de şanslı olamamanın nedeni de budur, susmamak."
"Bir de laf sokuyo' mal. Bu konuda hassasım ona göre. Ben senin Twenty Øne'ına laf atıyor muyum? Hayır çünkü ben de seviyorum onları. Ay yine saçmaladım ya."
Somurtarak önüme döndüm ve televizyona baktım. Şansıma (!) televizyon bozuktu. Mert de kendi televizyonunu vermemişti. Neden? Çünkü o gıcığın önde gideni.
"Lütfen kemerlerinizi takın, masalarınızı kapatın ve koltuklarınızı dik konuma getirip elektronik cihazlarının kapatın. Uçak inişe geçecektir."
Hostesin konuşmasıyla her şeyi yaptım ve uçak inişe geçerken gözlerimi kapattım. Hala alışamadım şu iniş ve kalkışlara.
Sonunda uçak yere indi ve yolculardan bir alkış sesi koptu. Mert yeşil gözlerini yere dikmişti ve annem uyanmıştı. Yolculuk boyunca uyudu zaten.
Mert bakışlarını yerden çekti ve babama baktı:
"Baba n'olur yarın okula gitmeyelim."
Babam gözlüklerinin altındaki yeşil gözlerini Mert'e dikti. Mert cevabı almıştı. Bu arada yarın okulun ilk günü.
"Öf."
Aslında ben istiyorum okula gitmeyi. Belki bu sefer her şey farklı olur. Belki arkadaş edinebilirim.
Bu arada Mert'le özel bi' koleje gideceğiz. İkimiz de burs aldık. Aslında ben başarı bursu, o spor bursu. Ballı çocuk.
Saat geceyarısını geçiyordu eve geldiğimizde. Kendimi yatağa atıvermiştim. O kadar yorgundum ki.
...
"Geç kalacağız Mert! Kalk artık!!!"
"Beş dakka daha yaa."
Öfledim.
"Kalk yoksa Merve'ye onu aldattığını söylerim."
Yataktan fırladı ve yüzünü yıkamaya gitti. İç çektim. Üstümü değiştirmiştim. Aynada son kez kendime baktım. Yüzümdeki iki üç sivilce dışında normaldim.
Kahvaltıya geçtim. Üstüme bir şey dökmemeye dikkat ettim. Bu sefer her şey güzel olacaktı.
Servis geldiğinde Mert ile bindik. Ben yine çok tedirgindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayattaki Şansım
ChickLit"Hayatta iki tür insan vardır bana göre: Doğuştan şanslılar ve benim gibi doğuştan şanssızlar." Efsun, doğduğu şehre taşınana dek şanssız olduğunu düşünüyordu. Oysa şu an tam anlamıyla dünyanın en şanssız insanı olduğunu düşünüyor. Mert, ikizi Ef...