I HOPE ITS GONNA BE A LONG CHAPTER.
Uyarı: Bölümde Smut var. Uyarı koydum. İyi okumalar.
Oh baby can't do this to me baby.
Mert'in Ağzından
"Hadi gidelim. Millet partiye gitmiştir bile." dedi Selin gömleğinin düğmelerini iliklerken. Tanrım.
Ha sevgili okuyucular neler olduğunu bilmiyor olabilirler. İzin vereyim anlatayım.
Selin'le görüşmeyeli epey olmuştu ve onu gördüğüm an onu ne kadar özlediğimi hatırladım. Nasıl kollarımda kıkırdadığını, nasıl bana gülümsediğini, nasıl kucağımda uyuyakaldığını, ona karşı nasıl hissettiğimi, kısacası ben Selin'i özlemişim. Serra'da bile Selin'i görmüşüm aslında. Selin'e o kadar ihtiyacım varmış meğer benim.
Selin'le birbirimizi gördüğümüz o muhteşem an, bir süre durduk ikimiz de. Sonra birbirimize doğru aynı anda koşmaya başladık. Kollarımı ona sardım ve belinden tutarak kaldırıp döndürdüm. O da bu sırada atlı karıncaya binmiş ufak bir kız çocuğu gibi kafasını geriye atıp masum bir ifadeyle gülüyordu. Sonra onu yavaşça kollarıma aldım ve öpüşmeye başladık.
Dudaklarımız her birleştiğinde onu yeniden keşfediyor gibiydim. Sadece ben ve o vardık. Dudaklarının dudaklarım üzerindeki baskısı, dilinin dilime değişi ve onu kendime çekmişim. Ben Selin'i çok seviyormuşum. İnsan sahip oldukların değerini kaybedince anlamaz mı zaten.
"Çok güzelsin Selin. Seni tüm gün izleyebilirim."
Güldü. Yerden pantolonunu aldı ve kusursuz bacaklarını kapladı. Saçını bir tarakla düzeltti ve makyajını tazelemeye koyuldum.
Ben de bu sürede davarın ota baktığı gibi onu izliyordum. Selin dudak parlatıcı zımbırtısını sürerken:
"Mert, üstünü giy."
Transa geçmiş bir biçimde yataktan kalktım ve kollarımı beline sardım. Ve ona arkadan sarıldım. Kafamı eğip omzunu, oradan boynunu öptüm. Selin gülerek durdurdu:
"Geç kalacağız."
"Burada kalsak olmaz mı?"
"Başka zaman." diye fısıldadı ve dudak zımbırtısını az evvel sürmesine rağmen dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu.
Parmağımla dudaklarımı ovuştururken güldü. Neden bir süre sonra durdu ve:
"Seni seviyorum." dedi.
"Ben de Selin Kaya. Ben de sizi çok seviyorum."
Yerden pantolonumu aldım ve giydim. Üstüme siyah bir tişört ve deri ceket geçirdim. Saçlarımı elimle düzeltip sevgilime koluma girmesi için işaret ettim. Güldü ve beraber partiye doğru yola çıktık.
Mark'ın Ağzından
Şimdiden üç kadeh beyaz şarap içmiştim. Üstelik parti yeni başlamıştı. Bar yeni yeni hareketlenmeye başlıyordu DJ Efsun'un seçtiği parçalarla.
Partiyi herkese açık yapmaya karar vermişti Efsun ve Selin. O nedenle etrafta partiye sızmanın tadını çıkaran insanlar vardı. Ben davetli olmama rağmen pek eğleniyor gibi görünmüyordum. Görünmeme de gerek yoktu. Her zamanki gibi görünmezdim. Kimsenin beni görmesini istemiyordum.
Arada insanlara sahte gülücükler atıyordum ama boşluktaydım. Neden benimle oynamıştı? Madem beni hiç sevmedi neden benim onu sevmeme izin verdi?
Benim Mert'ten ne eksiğim var ki? Onun kadar bencil değilim diye mi beni istemedi?
Selin Kaya. Hayatımda beni en çok etkileyen kadın. Hayatımı mahvetmişti. En çok değer verdiğim insan kalbime bir hançer saplamıştı ve hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı. Ben hiç olmamıştım gibi. İsa aşkına, hiçbir zaman böyle hissetmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayattaki Şansım
ChickLit"Hayatta iki tür insan vardır bana göre: Doğuştan şanslılar ve benim gibi doğuştan şanssızlar." Efsun, doğduğu şehre taşınana dek şanssız olduğunu düşünüyordu. Oysa şu an tam anlamıyla dünyanın en şanssız insanı olduğunu düşünüyor. Mert, ikizi Ef...