There's nothing wrong with the taste of what you paid for.
Bölüm Sweet_cat13'e
OKUYAN ARKADAŞLARIM YORUM YAPARAK BANA GÖRÜŞLERİNİZİ BİLDİRİRSENİZ ÇOK MİNNETTAR OLURUM.
Efsun'un Ağzından
Ah, yarıyıl... Ne kadar mükemmel bir şey şu yarıyıl. İcat edene de helal olsun valla. Evde tek başıma takılıp bütün gün Panic! At the Disco dinlemek ve söylemek varken kim kendini Hawaii'nin sularına bırakmak ister ki?
Yine bağırarak şarkı söylüyordum ki kapı çaldı. İçimden, "Hapı yuttun Efsun Hanım. Senin de bir yerlerin kalktı her gün şarkı filan. Tamam tatildesin ama komşulara işkence etme canım ya." diyerek iç sesime kızdım.
"Lan bana niye kızıyorsun, söylerken iyiydi."
Evde yalnızdım. Annem ve babam hastanedeydi, klasik. Mert Bey de Selin Hanım'la takılıyordu. Valla yakışıyorlar da beni de unutmasınlar.
Müzik sesini kıstım ve kapıyı açtım:
"Aaaa Tolga Hocam?! Yani Tolga."
"Selam Efsun. Parti var sandım. Bir uğrayayım dedim."
Yanaklarım kızarmıştı. God damn dostum.
"Şey ben gerçekten çok özür dilerim bencilce davrandım. Kulaklıkla dinlerim."
"Yo yo, sen rahatsız olma şahsen ben severim şarkı dinlemeyi, sen bana ücretsiz konser veriyorsun resmen. Daha ne isteyebilirim ki?"
Ne diyeceğimi bilemedim.
Tolga Hoca beni kurtardı ve:
"Ee Efsun, nasılsın?"
"Şey, içeri girin isterseniz, böyle ayakta... Kahve yapayım mı?"
"Sevinirim."
Tolga Hoca'yı içeri aldım. Üstünde ekoseli bir gömlek vardı. Altındaysa beyaz bir pantolon vardı. Siyah gözlükleri her zamanki gibi ışıl ışıldı.
Hoca, beyaz koltuğa oturdu. Sanırım, üstünde eşya olmayan tek koltuk oydu.
"Efsun sen bir salaksın." dedi iç sesim.
"Sen aynı zamanda bensin mal. Sen de salaksın yani."
"Salak olduğunu kabul ediyorsun demek."
"Mal olduğunu kabul ediyorsun demek."
"Git şu koltuklardaki şeyleri Mert'in odasına at."
Hmm. İç ses bu sefer mantıklı konuşmuştu. Tolga Hoca'ya döndüm:
"Hocam, ben biraz dağınık bir insanım da kusura bakmayın. Ben hemen toplarım."
"Efsun, boşver zaten kalkarım birazdan. Sen kendini yorma hayatım."
"Peki hocam. Kahveniz nasıl olsun?"
"Sütlü, orta şekerli."
"Peki. Hemen hazırlıyorum."
"Teşekkür ederim."
Hocanın kahvesini hazırladım. Kendime de bir kahve yaptım.
"Buyrun hocam."
"Tolga."
"Ama size Tolga diyemiyorum ki. Sizi her gördüğümde bana fizik anlatacaksınız gibime geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayattaki Şansım
ChickLit"Hayatta iki tür insan vardır bana göre: Doğuştan şanslılar ve benim gibi doğuştan şanssızlar." Efsun, doğduğu şehre taşınana dek şanssız olduğunu düşünüyordu. Oysa şu an tam anlamıyla dünyanın en şanssız insanı olduğunu düşünüyor. Mert, ikizi Ef...