-21-

53 22 28
                                    

Herkese merhabalar! Öncelikle sizi çok beklettiğim için üzgünüm. Beni affedin. Artık bölümler yılda bir gelmeyecek merak etmeyin. Umarım bölümü seversiniz. Bölüm biricik arkadaşlarıma, Sweet_cat13 ve SerraMavi
Seviliyorsunuz. Multimedia'da Oliver var :)

Selin'in Ağzından

"Nasıl bu kadar çabuk gelirler?!" dedim. Telefonu hala kapatmamıştım. Teoman :

"Merak etmeyin..."

Ne söylediğini duyamadım. Çünkü telefon kapandı.

"Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun!" diye bağırarak telefonu kanepenin üstüne fırlattım.

Kapı tekrar çaldı ve Mert'le bakıştık. Kapıya yaklaştım. Sessizce. Mark beni ittirerek:

"Eğer gelenler Raphael'in adamları olsaydı kapıyı çalarlar mıydı sence?" dedi ve Mert ile benim şaşkın bakışlarım altında kapıyı açtı. Aslına doğru diyordu. Katiller kapı çalmaz. Para çalar filan ddjdjd. Tamam sustum.

Kapı açılıp gözlerim Tolga'yı görünce şaşkınlıkla büyüdü.

"Tolga?" dedi Mert. Onu epeydir görmemiştik. Yüzünde pişman bir ifade vardı:

"Hey." dedi. Elini kapıya dayadı. Gözlerim eline gitti. Ve yüzük parmağındaki alyansa. Gözlerim büyüdü ve Tolga'ya bağırdım:

"BU YÜZÜK NE OROSPU ÇOCUĞU?!" Fizik öğretmenime orospu çocuğu demem beni korkutmuyordu. Beni korkutan şey, Efsun'un bunu öğrenince yaşayacaklarıydı.

"Ben, nişanlandım." dedi. Hiç anlamamıştık gerizekalı sağol. Mert ileri atıldı, Tolga'ya vuracaktı belli ki. Onu tuttum. Gözlerimi Tolga'dan ayırmadan Mert'e:

"Gerek yok. Şimdi siktirip gidecek."

"Bırakın Efsun'a söyleyeyim."

"Ah Efsun sen yokken bir orospuyla yattım ve sana aşık olmama(!) rağmen onla nişanlandım. Bil istedim ah bu da düğün davetiyesi." dedim ve düğün davetiyesi derken hareket çektim.

"Ne?"

"Efsun?!" dedim şaşkınlıkla. Mert kardeşine sarılmak için yaklaştı ama o itti. Efsun, gözlerini Tolga'ya dikti:

"Siktir git." 

Tolga itiraz etmek için ağzını açtı.

"SANA SİKTİR GİT DEDİM!!!"

Başını olumsuz anlamda salladı orospu çocuğu. Efsun odasına girdi ve deri ceketini giymiş, çantasını almış bir biçimde kapıdaki Tolga'yı iterek dışarı çıktı.

Mert peşinden koşuyordu ki Mark'ın sesiyle durdu.

"Bırakın gitsin. Raphael'in adamları her an gelebilir. Burada olmaması bizim için daha iyi."

Mert başını mantıklı dercesine salladı ve Tolga'ya bakmadan Mark'a dönerek:

"Bu oropsu çocuğu burada kalamaz ama." dedi ve kapıyı Tolga'nın yüzüne kapattı.

Efsun'un Ağzından

Ağlayamıyordum. Nereye gittiğimi de bilmiyordum. Ben her saniye onu düşünürken, onun güvende olması için Tanrı'ya dua ederken gayet de güvendeymiş, bir fahişenin kollarında. Kafamı duvarlara vurmak istiyordum. Kalbimi yerinden sökmek ve ne kadar gerizekalı olduğumu tüm dünyaya göstermek istiyordum. Önüme bakmadan hızlı adımlarla, ayaklarım beni nereye götürürse oraya gidiyordum. Saat 3 olmalıydı. Beynim eve dön diye haykırıyordu. Ama kalbim siktir et diyordu. Ve ben sözelciyim. Mantığımı dinlemem. Yürümeye devam ettim.

Hayattaki ŞansımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin