Bölüm 9

87 3 0
                                    

Gitmesinin üstünden birkaç dakika geçmesine rağmen hâlâ kaldırımda tepkisiz bir şekilde karşımdaki boşluğa bakıyordum. Etrafta olup bitenler umrumda bile değildi. Ağlamıyordum, sakince bir yere odaklanıp kalmıştım. Bir el omzuma dokunduğunda elin sahibine baktım. Tanımıyordum.
Kafamı 'noldu' anlamında salladım. Bu sefer hiç korkum yoktu. Sevdiğim adamın gözünde ölüydüm zaten ben, hiçbiri beni affetmeyecekti. Simdi bu adam beni öldürse ne fark ederdi ki? Bu tıpkı 3 yıl önce annem ve babam kavga ettiğinde evden kaçışımdaki gibi hissettirmişti. Barış denen çocuk beni öldürse diye düşündüğümde de boyle hissetmiştim. Ama o zamanlar Savaş beni kurtarmıştı. Allah'ım canım o kadar acıyor ki...
Adam ağzını kıpırdatmıştı ama onu dinlemediğimden öylece suratına bakmıştım.
"Ne?" dedim suratına bakmaya devam ederek.
"Beni Bora bey gönderdi. Gizem sensin değil mi küçük hanım?"
"Bora mı?" dedim. Ona olan sinirim kesinlikle geçmemişti.
"Hadi yürü." dediğinde Boraya bu yaptığının hesabını sormak için adamın peşinden gittim.
Tekrar bara girdiğimizde Boranın yanına hızlıca gittim.
"Senden nefret ediyorum!" diye bağırdım.
"Bende senden nefret ediyorsam?" dedi, oldukça sakindi. Hatta olması gerekenden daha fazla sakindi.
"Senin benden nefret etmen umrumda bile değil. Her şeyi anlatıcaktım, ama şimdi senin yüzünden..."
Cümlemin devamı gelmiyordu. Bora söylemese de Savaş benim, ben olduğumu öğrenince yine aynı tepkiyi verecekti.
Bora derin nefes aldı.
Yanımızda uzun süredir duran, yani beni buraya tekrar getiren adama anahtar verdi.
"Savaşın odasında kalacak!" dediğinde adam onu takip etmem için bir şeyler söyledi.
Söylediğine aldırmadan Boranın yanına oturdum.
-"Bak tamam bizim aramız çok sıkı değildi ama birbirimizin sırlarını paylaştık. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorum. Ama Bora, ben sizi çok seviyorum. Buraya üçünüz için geldim. Zamanla da olsa beni affediceksiniz gibi umudum var benim."
-"Üçümüz?"
O kadar söylediğim şeyin arasından bunu çıkartması bana oldukça garip gelmişti.
-"Savaş,Esin ve sen."
-"Gizem hadi git yat." dedi. Söylediklerimi ciddiye almaması beni çok sinirlendiriyordu.
"Sende beni önemsiyorsun. Önemsemesen beni oradan aldırıp burada yani güvende olmamı sağlamazdın!"
Bana küçümser bir bakış attı.
"Bana kalırsa o kaldırımda sürünebilirdin ama bana kalmadı işte.."
Dediklerini anlamak neden bu kadar zordu ki? Göz devirdim.
"Ne diyorsun Bora?"
"Savaş diyorum. Çocuğa bak ya... Her şeye rağmen hala seni korumamı istiyor benden, bide diyor ki Gizemin bundan haberi olmasın. Ne kadar salak bir kuzene sahibim ya!"
Gülümsememe engel olamadan Boraya baktım. Savaş için hala bitmemiştim! Bu çok iyi bir şey. Muhtemelen Bora sinirden söylediklerinin farkında değildi. Ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere.
"Bora telefonunu versene" dedim. Bana olan nefreti git gide artıyor muydu ne?

Gözlerini devirerek masaya telefonunu koydu. Denize haber vermeliydim. Yasemin teyze tam bir benim annemdi. Benim için kimse endişelenip şehri ayağa Kaldırsın istemiyordum. Denizin numarasını ezbere bilmediğimden annemin 5 yıldır değişmeyen numarasını gönül rahatlığıyla tuşladım. Yabancı numara diye açmamazlık yapacak diye korktum, ama açmıştı.
Denizin numarasını istedigimde onlarca soru sormuştu, hepsine cevap verip kuşkulanmamasını sağlamıştım. Ama annem burada olduğumu öğrenirse beni öldürürdü. Denizin numarasını annem mesaj olarak atmıştı ve bende hemen aramıştım. Telefon uzunca bir süre açılmamıştı. Sanmıyordum ama belki yabancı numara diye açmıyordu bende inatla arıyordum. Sonunda açtığında nefes nefese
"Alo!" dedi. Yanlış bir zamandı belli.
"Deniz ben Gizem." biraz durdum. Nefesini düzenlendiğinde "evet" dedi.
Ben ise o sırada Boranın yanından uzaklaşmıştım. "Sen iyi misin? Bir şey mi oldu?" dedim
"İyiyim. Bir şey yok." sesindeki ton acele et diye bağırıyordu resmen.
"Dedim ya arkadaşım var burada diye, onda kalıcam bugün. Yasemin teyzeye söyle de merak etmesin." dedim.
"Tamam canım. Konum at yarın gelirim ben seni almaya." dedi ve sonrasında ben olmaz diye onu ikna etmeye çalışırken kendimi konum atarken buldum. Telefon Boranındı ve konumu whatsapp üzerinden atmıştım. Bu da demek oluyor ki Boranın fotoğrafını görecek. Bora zaten telefonunu kurcaladıgım için bana bakıyordu ve benden nefret ettiğini bakışlarıyla o kadar belli ediyordu ki.
Telefonu verip ona hicbir şey demeden adamla yürümeye başladım. Adam kapının önüne gelince kilitli kapıyı elindeki anahtarla açtı. Büyük dolabı göstererek
"Savaşın tişörtleri burada." dedi. Sonra iyi geceler dileyip odadan çıktı. Savaşın bir tişörtünü alıp üzerime geçirdim. Pantolumu çıkarmadan yatağa uzandım. Kokusunu hissederek uyudugum tek gece..

ÖNYARGI 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin