BÖLÜM 14

92 6 0
                                    

Annemlere buraya gelmeden önce şöyle bir söz vermiştim.
"Kimseye bulaşmayacaktım, Savaşı arayıp bulmaya çalışmayacaktım. Hatta Savaş lafını bile ağzıma almayacaktım. Annem ciddi anlamda Savaşı sevmiyordu. Yasemin teyzeleri asla üzmeyecektim. Paramı gereksiz şeylere harcamayacaktım. Kafama göre davranmayacaktım. Annem ve babam her aradığında telefonumu saniyesinde açacaktım. Veee en önemlisi üniversite sınavına adam akıllı çalışıp burada bir üniversitede okuyacaktım."
Bunların hangisi olmuştu cidden? Kendimi dünyanın en aptal insanı gibi hissediyordum. İşin kötü kısmı o kadar çok konu eksiğim vardı ki nasıl tamamlayacağımı da bilmiyordum. Üstünden 2 yıl geçmişti, unutmam çok normal. Zaten son seneyi saymıyorum bile. Neyseki uzunca bir sürem vardı. Aklımdan Savaş çıkabilirse bu iş tamamdır. Kalacak bir evim yoktu otel otel dolanıyordum. Kolay kolay beğenemiyordum, sonuçta günün yirmi dört saatini de orda geçiriyordum. Yasemin teyze de annem de bilmiyordu Denizle olan meselemizi. Eşyalarımı almaya bile gidememiştim o eve. Annem, Yasemin teyzeye kendi tahminlerini anlatmıştï, neden onlarda kalmadığımla ilgili. Yasemin teyze de ısrar ve inatla beni kızı gibi gördüğünü, onlarda kalmanın daha güvenilir olacağını falan söylemişti. Halbuki bilmiyor ki oğlu dünyanın en güvenilmez insanı...
Annem olduğu yerden bana ev ayarlamaya falan çalışıyordu garibim. Aklıma Esin geliyordu birde. Evlerini biliyorum hala yol tarifi aklımda ama kim bilir orda mı oturuyorlar, gerçi denemekte fayda da var ama...
Hava aşırı sıcak olduğundan dizlerime kadar uzanan turkuaz elbisemi giydim. Saçlarımıda at kuyruğu toplayıp yanıma siyah çantamı alarak odadan çıktım. Önüme gelen ilk taksiye binerek hatırladığım kadarıyla yeri tarif ettim. Sokağı bile görsem aklıma gelirdi sonuçta. Adam dediğim yere geldiğinde indim ve çok iyi hatırladığım evin ziline bastım. Kapıyı orta yaşlarda bir kadın açtı, içeriden gelen garip seslere aldırış etmiyordum. Muhtemelen evde bir köpek ya da kedi vardi çocuklarda onunla oynayıp çığlıklar atıyorlardı. Kadının yüzünü inceledim. Ama bu Süreyya teyze değildi.
"Esin burada oturmuyor mu?" diye bir soru sordum. 6 gündür kimseyle konuşmadığımdan konuşmayı unutmuştum.
"Esiiin" dedi hafızasını zorlar gibi. Sonra devam etti.
"Öyle birini tanımıyorum."
"Annesi vardı. Süreyya teyze." dedim bi umutla.
"Haaa." dedi, sonra beni baştan aşağı süzdü.
"Onlar taşındı, memleketlerine. Esin de şu seninle yaşıt olan kız olmalı. O gitmedi diye biliyorum. Ama nerede kalıyor hicbir fikrim yok." dedi.
"Peki telefon numaraları?" dedim, içimdeki umut her saniye biraz daha artıyordu.
"Süreyyanın olucaktı ama dur bakayım." deyip hızlı hareketlerle içeri gitti. Geldiğinde kafasını telefondan hiç kaldırmadan
"Varmış bak şansına." dedi. E bi zahmet olsun diye geçirdim içimden, çünkü ev Esinlerindi, dedesinden kalmıştı. Kadında kiracı ya da yeni ev sahibi olmalıydı ki iletişim kurmaları çok normal. Nazikçe kadından numarayı alıp ona tesekkur ettim. Telefona numarayı yazdıktan sonra uzun süreli düşündüm. Sonuçta Süreyya teyze de beni öldü biliyordu. Ne diyecektim Süreyya teyze ben Gizem, Esinin numarasını verir misin mi? Ayy hayatta olmaz.
Aklıma gelen dahiyane fikirle numarayı ara tuşuna bastım.
İlk çalışında telefon açıldı. Sesimi olabildiğince değiştirmeye çalıştım.
"Alo Esin canım?" konuşmam ne kadar da yapmacıktı ama!
"Ben Esinin annesiyim kızım." dedi.
"Pardon. Esin numaraları karıştırmış galiba. Ben okuldan arkadaşıyım da."
"Haaa yok kızım. Ben sana atayım Esinin numarasını." dediğinde içimden kocaman bir 'oley' geçirdim. Ama sorun şu ki hala telefonu kapatmamıştı. Tesekkur edip kapatmaya yeltenmiştim ki;
"Adın neydi kızım?" dedi. Ne diyeyim? Akla en çok gelen, en bilindik, her yerde mutlaka bir tane olabilecek ismi düşündüm. Merve? Şeyma? Ayşe? Kübra? Ciddiyim aklımdan onlarca şey geçmişti. Ya yoksa öyle biri.
Sonunda "Betül" diye atıverdim. Ne alakaysa. Allahtan "aa Betül kızım sen miydin?" gibi bir tepki vermedi. Gerçi vermesi mi iyi vermemesi mi diye de düşündüm bi ara. Telefonu kapattıktan sonra abartısız 5 dakika bekledim. Sonra attı numarayı. Bide arkasından başka bir mesaj;
"Kusura bakma kızım beklettim biraz"
Süreyya teyze hep çok düşünceli biriydi. O yüzden yeri çok farklıdır bende.

Esinin numarasını da bir cesaretle aradım. O da açtı hemen telefonu. Bekliyordu demek ki telefon. Süreyya teyze haber etmişti.
Daha sesli bir ortama geçmeye çalıştım.
Yine sesimi değiştirmeye çalışarak;
"Esin!" dedim.
"Evett."
"Nerdesin canım, seninle görüşmemiz lazım."
Anlam veremediği 5 saniyelik sessizlikten anlaşılıyordu.
"Pardon gerçekten tanıyamadım. Kimsiniz?" dedi.
"Betül ben."
"Ne alaka sen ya?"
Acaba kavgalı olduğu biri falan mıydı? Esin ve kavga. Yok yok Esin kimseyle kavga etmez ki.
"Esin hadi konum at" dedim. Sesimi değiştirmeye çalışmamıştım bu defa. Bir anda gelen umursamazlık. Ne yaptığını nerde takıldığını kiminle birlikte olduğunu bilsem belki birkaç yere bakardım. Ama bilmiyordum iste. Su an onun yerini söylemesine mecburdum kendim araştırıp bulmaya değil. İyi niyetine güveniyordum kimseyi kırmayacağını biliyordum. Ama neden versin diye de içim içimi kemiriyordu.
"Betül, Onurlayım. Sonra görüşelim." dedi
"Neeee?" diye bir sevinç çığlığı attım. Onurla birlikteydi şaka gibi. Kim bilir nasıl bir duyguydu onun için bu. Ben bile bu kadar sevindiysem....
"Tamam ulaş bana bu numaradan." dedim. Sahi Betül diye bir tanıdığı vardı. Temiz kalpliyim.
"Tamam" deyip telefonu kapattık. Heyecanlanıyordum haliyle. Betül diye bir kızı beklerken karsısında beni bulacaktı. Belki varlığımdan haberi vardı sonuçta Onur Savaşın liseden beri arkadaşıydı. Hepside burada kalmıştı, görüşüyor olma ihtimalleri vardı. Esin ve Onur birlikte olduğuna göre Onur Savaşın yanına gidip gelirken belki Esinlede araları iyi olmuştu. Her neyse umarım en kısa zamanda Esinle görüşür ve ona her şeyi anlatabilirim.

ÖNYARGI 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin