12.Bölüm "Orman?"

88.8K 1.5K 50
                                    



"Ne oldu anne?" Rüzgar endişeyle soluduğunda Beren Hanım ilgisizce ona baktı.

"Daha ne olsun? Ben burada sizin karnınız doysun diye uğraşayım, siz anca oturun. Yemekler hazır! 5 dakika içinde o sofra kurulacak!" Beren Hanım otoriter sesiyle konuştuğunda erkekler şaşkınca ona bakmıştı. Bir leydi edasıyla süzülerek yürürken Poyraz üst raftan tabakları almıştı bile.

***

"Sende uçtun ya yuvadan." Pelin ağzına bir cips daha atarken iç çekmişti. "Şu leylek bile çiftleşti. Ben hâlâ yalnızım."

"Kapat şu belgeseli. Belgeselle kafa buluyorsun resmen!" Derin arkadaşından kumandayı almaya çalışırken elindeki meyve suyunu koltuğa dökmüştü. "Pelin koş bez getir!" Çığlık attığında Pelin hızla yerinden kalkarak banyoya koştu. Saniyeler içinde ıslak bezle birlikte geri döndüğünde Derin koltuğun yüzeyini kazırcasına silmeye başladı.

Dakikalarca durmadan devam ettiği işlem sonunda koltuk eski rengini almış fakat sırılsıklam olmuştu.

Bezi banyoya götürerek diğer koltuğa yan yana oturduklarında belgesel çoktan bitmişti.

"Kaçtı leylekler!" Pelin dudaklarını büzerek konuştuğunda Derin aniden yerinden kalkmıştı. Hızla lavaboya koşarak istifra ederken Pelin'de duyduğu seslerden ötürü diğer lavaboya koşmuştu.

Dakikalar sonra salonda buluştuklarında ikisinin de yüzü bembeyazdı.

"Hamile misin yoksa?" Pelin arkadaşıyla dalga geçtiğinde Derin ona en yapmacığından, en iticisinden bir gülümseme sunmuştu. "Evet! Beşinciyi bekliyoruz nasipse."

"Oh,oh! Maşallah."

Saçma konuşmalarına ikisi de göz devirip yerlerine oturduklarında aynı anda iç geçirmişlerdi.

"Okulu özledim." Pelin yorgun bir sesle konuştuğunda Derin elinin tersiyle Pelin'in ağzına vurdu.

"Tövbe de!" Pelin bu sözle kahkaha attı. "İneğe de bak sen."

"Azıcık inek olabilirim ama okulu sevmek zorunda değilim. Orası özgürlüğü resmen kısıtlıyor!" Derin'in abartılı halleri Pelin'i gülümsetse de bu uzun sürmemişti.

"Can sıkıntısından öleceğim!" Pelin tekrar iç geçirmişti. Ardından Derin de iç geçirdiğinde bu iç geçirişlerin sonu olmadığını kavramışlardı. Pelin kumandayı eline alarak kanları gezmeye başladı.

"Çizgi filme dahi razıyım!"

"Şuna bak sen. O çizgi filmler zeka geliştiriyor bir kere." Derin hırsla çizgi filmlerini savunmuştu.

Pelin hızla yerinden kalkıp çantasını koluna taktı. "Ben evime gidiyorum! Çok sıkıcısın sen. Annemle kavga ederim daha iyi."

"Yalnız bırakma beni! Lütfen!" Derin yalvarırcasına konuştuğunda arkadaşı sadece omuz silkmişti. Derin yüzüne ciddi bir ifade yerleştirip televizyonu kapattı ve koltuktan kalktı.

"İyi! Defol git. Uyuyacağım bende."

Kız ışığı kapatıp odasına giderken Pelin de dışarı çıkmıştı. Pelin yorgun bedenini asansöre yönlendirip kendini kabine attığında aynaya dönerek kendisine baktı. O, kendine bakma işlemine devam ederken asansörün kapıları kapanmıştı. Saniyeler sonra asansör birden hareket ettiğinde Pelin korkuyla rastgele tuşlara basmaya başladı. Hiçbir şekilde üzerinde "Stop" yazan düğmeye basmak aklına gelmemişti.

Asansör durduğunda, kapılar açılırken iyice aynaya yapışmıştı. Kapı tamamen açıldığında gördüğü kişiyle gözlerini irileştirdi. "Baba."

Aşkı BilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin