#Erika Sabah telefonumun alarm sesiyle uyandım. Güzel bir uyku çekmiştim. Günlerdir doğru düzgün uyuyamıyordum. Ozo gideli bir hafta olmuştu. Her gün düzenli olarak görüşüyorduk. Onu özlemiştim ama bir yandan da alışmıştım sanki. Daha fazla oyalanmayıp yataktan kalktım. Bugün okul başlıyordu çünkü. Lise 3. sınıfa geçmiştim. Benim için sakin bir yıl olacağa benziyordu. Ama bunu zaman gösterecekti. Biraz daha düşüncelere dalarsam eğer ilk günden geç kalacaktım. Hemen hazırlanmaya başladım. Okul üniformamı giyip saçıma şekil verdim. Dün akşamdan hazırladığım okul çantamı da alarak aşağıya indim. Annem ve babam kahvaltı yapıyorlardı. -Günaydın kızım. Hadi gel kahvaltı yapalım. dedi annem. -Günaydın annecim ama geç kalacağım. Gitmem lazım dedim. Ikisini de yanaklarından öpüp hızla evden çıktım. Sokakta hızlı bir şekilde yürüyordum. Tam köşeyi dönüyordum ki birine çarptım. Çarpmanın etkisiyle afalladım ve şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Çarptığım kişi okula yeni öğrenci olarak gelen Matthias dı. -Aa çok özür dilerim. Önüme bakmıyordum. -Hayır önemli değil. -Peki diyip hemen ordan uzaklaştım. Okula geç kalmak istemiyordum çünkü. Hızlı adımlarla okula ulaştım. Okul kalabalıktı. Hemen sınıfa çıktım. Arkadaşlarımı özlemiştim. Hepsiyle hasret giderip sırama oturdum. Elena gelip yanıma oturdu. O benim Reika gibi en yakın arkadaşımdı. Onu çok seviyordum. O da aynı benim gibi konuşkan bir kızdı. Lise 1 den beri en yakın arkadaşımdı. Kahverengi saçları omuzlarına dökülüyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gülümseyerek elimi tuttu. -Erika iyisin değil mi?...Olanları biliyorum...Ozo hakkında yani. -Yo yoo daha iyiyim merak etme...Hadi biraz okulu gezelim. -Tamam kalkalım hadi. Oturduğumuz sıradan kalktık. Koridora çıkıp dolaşmaya başladık. Herkes bize tuhaf tuhaf bakıyordu sanki. Özellikle de bana. -Elena baksana. Neden herkes bana tuhaf tuhaf bakıyor? -Evet haklısın. Neyse sıkma canını nasılsa öğreniriz...Hadi lavaboya gidelim. Tamam anlamında başımı sallayıp lavaboya girdik. Lavabodaki kızlar sanki bana tiksinirmişçesine bakıyorlardı. -Heyy! Sizin derdiniz ne! Neden öyle bakıyorsunuz? sonunda kendimi tutamayıp sormuştum. Okulun popüler kızlarından biri olan Jessica öne atılıp hemen konuşmaya başladı. -Karşı kolejdeki okulun en popüleri olan Ozo Furuya yi geçen hafta yurtdışına gönderdin tabi. Şimdi de okula yeni gelen ve en popüler çocuğu olmayı başarabilen Matthias ı tavlamışsın bakıyorum da dedi suratı asık bir şekilde. Bu kız neler söylüyordu böyle! Ne saçmalıyordu. O anki sinirle kızın üstüne atladığımı hatırlıyorum...
