Medya Erika nın kıyafeti..
#Ozo
Hastane koridorunda öylece duruyordum. Bir odanın kapısı açıldı ve doktorlar sedyeyle Misa yı götürüyorlardı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Benden yardım istiyordu. Ona yardım etmem için çığlıklar atıyordu. Kıpırdayamıyordum. Olduğum yere sabitlenmiştim. Bir anda gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hayır! Ağlıyor olamazdım! Misa yı alıp öylece götürdüler. Olduğum yere yığılıp kaldım. Onu kurtarmadığım için vicdan azabı çekiyordum sanki. Hayır bu gerçek olamazdı!!!
Bir anda gözlerimi açtım. Kan ter içinde kalmıştım. Kabus görmüştüm. Nefes alış verişlerim normalde değildi. Boğazıma bir şey düğümlenmişti sanki. Sağ tarafıma baktığımda Erika uyuyordu. Kumral tenini pencereden vuran ayışığı bembeyaz hale getiriyordu. Yavaşça eğilip alnına öpücük kondurdum. Yataktan kalktım. Balkon kapısını açıp hava almak için balkona çıktım. Los Angeles ın gece kuru soğuğu yüzüme vuruyordu. Nefes alış verişlerim normale dönmüştü. Aklımda hala Misa vardı. Onu öylece bırakmakla hata yaptığımın farkındaydım. Vicdan azabı mı çekiyordum yoksa? Bilmiyorum! Hiç birşey bilmiyorum!
Düşüncelerimi bi kenara bırakıp balkondaki koltuğa oturdum. Bir süre sonra gözlerim kapanmaya başladı...-Ozou! Ozou!
Erika nın sesiyle gözlerimi açtım. Ayakta durup beni sarsıyordu. Daha doğrusu uyandırmaya çalışıyordu.
-Ozou! Kalk hadi. Burada uyuyakalmışsın.
Yattığım yerden kalktım. Etrafıma göz gezdirdim. Sabah olmuştu ve güneş tam da yüzüme vuruyordu.
-Hadi içeri geçelim diyip balkon kapısını açıp içeriye girdim. Bir anda kolumu tutan elle irkildim.
-Ozou! Neyin var? Neden böylesin?
-Birşeyim yok Erika.
-Var Ozou. Neden yüzün bembeyaz? diyip elini alnıma koydu.
-Hasta falan mısın yoksa?
Alnımda ki elini tutup geri çektim.
-Birşeyim yok tamam mı! Hasta falan da degilim. diyip lavaboya girdim. İşlerimi halledip çıktığımda Erika üstünü değişmiş bana bakıp gülümsüyordu.
-Hadi hazırlan kahvaltıya gidelim canım dedi.
-Canim birşey istemiyor Erika.
-Ozou! Neden böyle yapıyorsun? Üstelik bu akşam Japonya ya geri dönüyorum. Lütfen hadi!
-Peki gidelim. diyip üstümü değiştirmek için banyoya girdim. Spor tarzı birşeyler giymeyi tercih ettim. Kot pantolon, üzerime beyaz tişört ve kırmızı-siyah kareli bi gömlek giydim. Gömleğin düğmelerini açık bırakarak banyodan çıktım. Erika hazır bir biçimde kapıda beni bekliyordu. Telefonumu ve cüzdanımı alıp kapıya doğru geldim. Kapıyı kilitleyip dışarı çıktık. Sokaklarda yürümeye başladık. Bi restorana oturup sipariş verdik.
-Ozo!
-Efendim
-Neden canının sıkkın olduğunu öğrenebilir miyim?
-Birşeyim yok Erika
-Bence var. Rüyanda "Misa! Misa!" diye sayıklıyordun.
-O başka bi konu Erika. Karıştırma.
-Ne! Yalan mı söylüyorum!
-Erika lütfen!
-Ozo! Bana sakın o kızı unutamadığını söyleme!
-Yok öyle birşey!
Ikimizde birbirimize karşı sesimizi yükseltmeye başlamıştık. Konuşmamız tartışma boyutuna geçmişti bile.
-Neden o kızın adını sayıklıyordun o zaman!
-Sadece bi kabus du diyorum!
-Unutamamışsın işte! Basbayağı ortada!
-Unutamamak değil o! Sadece rüyamda gördüm onu!
-Inanmiyorum sana Ozo! Eminim hala onu seviyorsun!
-Ne yani! Benim sana olan sevgimi görmüyor musun!
-Sen başından beri onu seviyordun Ozo! Kendini kandırnaya gerek yok!
-Saçmalama Erika!
-Saçmalamıyorum Ozo! Beni hiç sevmedin ki sen! Beni affetmedin bile! Benden sadece intikam almak istiyordun!
-Öyle bi niyetim yoktu. Üstelik sana olan sevgimden nasıl şüphe edersin!
-Sevmiyorsun beni işte! Yalan söyleme!
-Erika kendinde değilsin! Lütfen sağlıklı düşünür müsün!
-Gidiyorum Ozo! Peşimden falan da gelmeye kalkma! Bir daha görmek istemiyorum seni! Lanet olsun!
Ağlamaya başlamıştı. Çantasını alarak hızla oturduğu yerden kalktı. Koşarak çıkış kapısından giderek gözden kayboldu. Galiba artık herşey bitmişti...Bu onu son görüşümdü...Arkadaşlar lütfen fikrinizi söyleyin. Yb yi nasıl buldunuz..