Gözüme vuran rahatsız edici ışıkla kendime geldim, uyku o kadar tatlı geliyordu ki yüz üstü dönüp başımın üzerine koymak için bir yastık aradım. Ağzımda kötü bir tat vardı. Elimi nevresimin üzerinde gezdirirken bulabildiğim tek şey dağılmış çarşafın üzerindeki ılıklıktı. En sonunda belimin üzerindeki nevresimi kafama kadar çektim.
Brandon'ın parfümün kokusuyla bütün duyularım bir anda ayılmıştı. Kollarımı iki yanıma açarak ulaşabildiğim kadar alanı yokladım, sol taraftaki ılık boşluk dışında bir şey bulamadım.
Dur bir saniye! Brandon hep sol tarafta yatardı!
Aniden başımın üzerindeki nevresimi atıp yatakta oturur bir konum aldım, gözlerimi kamaştıran ışığı engellemek amacıyla elimi gözlerimin önüne perdeledim. Gözlerimi açabildiğim kadar açarak odayı taradım, benim odam değildi, Brandon'ın odasıydı.
Elimin önündeki perdeyi indirip odayı taradım. Yerde rastgelen atılmış kıyafetler dışında gayet düzenliydi. Brandon yoktu. Pencere açıktı. Komodinin üzerindeki saate baktım: 14.02. Esnemek için kollarımı iki yanıma açarken yumuşak kumaş tenimi gıdıklardı.
Kollarım iki yana açık bir süre öylece kaldım, bakmaya korksam da gözlerimi aşağıya indirdim. Örtünün açıkta bıraktığı yerlerim çıplaktı, korkarak örtüyü kaldırım. Göğüslerim çıplaktı, karnım da öyle. Bacaklarım da çıplaktı. Biraz daha açtım. Hayır, külotum üzerimdeydi fakat nemliydi.
Ağzım aralık bir şekilde yerdeki kıyafetlere baktım, yatağın ayakucundan tek kişilik koltuğa doğru Brandon'ın kıyafetleri vardı. Kapıdan banyoya doğru da benim kıyafetlerim.
İlk ihtimal olarak aklıma cinsel ilişkiye girmiş olabileceğimiz geldi, kuvvetli bir ihtimaldi. Elbiselerin etrafa dağılmış olmasını ve neredeyse çıplak olmamı bu şekilde açıklayabilirdim fakat ben bundan nasıl emin olacaktım? Yani... Cinsel ilişkiye girip girmediğimi öğrenmek için başımı aşağıya eğip "Vize verdin mi, ahbap?" diye sormak gibi bir ihtimalim yoktu.
Örtünün üzerinden kollarımı göğsümün altında birleştirerek kendimi yatağa bıraktım, saçlarım yatağa dağıldı ve hoş bir koku ciğerlerime doldu. Burnumu saçlarıma yaklaştırdım, şampuan kokuyordu fakat benim şampuanım gibi kokmuyordu. Brandon'ın şampuanı gibi kokuyordu. Artık gece ne kadar hareketliysek, kokusu her tarafıma sinmişti.
Şaka bir yana dün gece neler olduğunu tam olarak hatırlamıyordum. Sadece beni kaputun üzerine çıkarıp öpmesini istemiştim, sonra ona öpmediği için bağırmıştım. Sonra da bayıldığımı hatırlıyorum. Daha fazlası yoktu. Bayıldım. Bitti.
İlişkiye girdiğimiz sağlam bir ihtimaldi. Tekrar yatakta doğruldum ve odayı bir kez daha taradım etrafta kondom var mı, diye? Görünürde yoktu. Örtüyü üzerime sararak kollarımın altına sıkıştırdım ve yatağın etrafında bir tur attım. Yoktu. Çalışma masasının yanındaki çöp kovasını kontrol ettim. Yoktu.
Brandon korunmadan sevişmezdi. Adım gibi emindim. Yatağın yanına dizlerimin üzerine oturdum ve yatağın altına baktım. Yatak alçaktı ve ışığın ulaşamadığı yerleri göremiyordum fakat görebildiğim yerlerde yoktu.
Brandon korunmadan sevişmezdi. Bir doğum kontrol yöntemi elbette bulmuştur.
Ya beni hamile bırakmışsa? Bir bebek, yani sperm kaç saatte döllenir ki? Biyoloji dersini hatırla, Andrea! Yaz okulu, biyoloji kitabı, sperm resminin hemen altındaki paragraf, ne yazıyordu: Yumurta hücresi kadın vücudunda yumurtalıktan salındıktan sonra ortalama 1 gün (24 saat) yaşayabilir.
Kahretsin!
Reglime kaç gün vardı? Saate tekrar baktım, on sekiz temmuzu gösteriyordu. Parmaklarımı açarak hesap yapmaya başladım. En son ne zaman regl olmuştum, geriye doğru saymaya başladım; 16 Temmuz, 15 Temmuz, 14 tem-, 13...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Ait | Vincent Serisi 2
Romance❃ Vincent Serisi - İkinci Kitap ❝ Bana rüyandan bahset sevgilim: Asla konuşamadığımız, Asla hareket etmediğimiz, Sessiz, huzursuz... Bana rüyamızdan bahset sevgilim, Asla göremediğimiz.❞ Temmuz 2016 Tüm Hakları Saklıdır © Yeşim Aydı