Tanrıça (NALU)

BÖLÜM 1

Bu benim ilk nalu hikayem umarım beğenirsiniz ^_^

-Lucy-

Şuan; dükkandaki kel ve şişman olan dev satıcı ile kavga ediyordum. Dışarıdakilerde bir kan davasından dolayı kavga ettiğimizi sanıyorlar. Nereden mi biliyorum? Herkes durmuş burayı pür dikkat izliyor çünkü "Bayan ben bu kumaşları 1.000 jevelden aşağı veremem." alt tarafı 5 tane farklı renklerde, farklı dokularda kumaş rulosu alacaktım.

Tamam, adamın verdiği fiyat iyiydi, hatta çok iyiydi. Ama ben bu kumaşların yanına birde pullar ve süslemek için boncuklar alacaktım.Bir süre daha adamla tartıştıktan sonra 200 jevel indirim almıştım.

Bu arada ben Lucy Heartfilia. Fiore ülkesinin, Magnolia şehrinde, uçurumun ucundaki herşeyden uzakta bir evde 3 tane dostumla yaşıyorum. Bu ülkede -açıkçası her ülkede- büyü yasak ve biz 4'ümüz büyücüyüz.

Bu sebepten dolayı herkesten uzak bir evde yaşıyoruz. Hepimizin o evde görevleri var. Mesela benim görevlerim; kıyafetleri dikmek, yeni bir kıyafet yapmak, yemek yapmak ve ev işlerinin bir kısmını yapmak. Yemeği benim ve Levy'nin dışında kimse yapamadığı için ikimiz sırayla yapıyorduk. Aa ben size dostlarımı tanıtmadım değil mi?

Levy; kitap okumayı seven kısa boylu ama şirin olan ve yemek yapmayı bilen iyi bir kızdır. Kitap almak, evin bir kısmını temizlemek ve şehirden bilgi edinmek onun görevlerindendir.

Büyümüzü geliştirmek için onun aldığı kitaplardan yardım alırız. Ben çoğunlukla yardım almam çünkü o kitaplarin çoğunu canım sıkıldığında okumuştum.

Levy daha çok bize şehirden bilgi getirir. Şimdi ne bilgisi diye sorarsanız; biz büyücü olduğumuzdan ve bunu evin dışında da kullandığımızdan dolayı büyü ışıkları sadece evin içine değil havaya da demetler halinde saçılıyor.

İşte bunu insanlar görmüşmü? Ordu evlerde büyü parçaları arayacak mı? Veya bazı insanların dedikodularını dinler. O olmasa ordu bizi 8 kere gafil avlayacaktı. Büyüsü ise katı el yazısı.

Juvia; yemek konusunda beceriksiz olsa da tatlı yapma konusunda harikadır. Bu sebepten dolayı bizde buraya yerleşir yerleşmez pastane açtık ve ona pastaneyi emanet ettik. Oradaki ve evdeki bulaşıkları da o yıkıyor.

Ayrıca hafta sonları pastanede sadece Juvia olmaz biz de  Juvia'ya yardım ederiz. Çünkü hafta sonları pastane o kadar dolu oluyor ki biz hepimiz bile müşterilerin hızına yetişemiyoruz.

Arada sırada da kimse görmeden büyü yapıyoruz. Tabi çok dikkat ediyoruz. Son saatlerde de motivasyon olsun diye şarkı söylüyorum pastanede.

Juvia' nın bir diğer işi yemek alışverişi yapmak. Büyüsü ise su. Evet, suyu kontrol edebiliyor ve bedeni de suya dönüşebiliyor.

Erza; ağır işlerimizi yapar. Odun kesme, ateş yakma, hayvan avlamak tam bir abla gibidir.

Bizi çoğu tehlikelerden korumaya çalışır. Temizlik yapar ve evdeki eşyaları onarırken çok yardımcı olur. Büyüsü ise... ehehe şey tamam insanlar ondan -kız olmasına rağmen- korkması normal. Büyüsü donatma yani zırhları donatıyor ve öyle savaşıyor. B
Bayağı da güçlüdür.

Bahsetmediğim işleride sırayla yaparız. Benim onlar gibi belirli bir işim olmadığından genellikle onlara yardım eder veya şehirde gezerim. Bazen Magnolia' nın dışına çıkmışlığım bile olur. İnsanlara yardım ederim ve bazen bundan para bile kazanırım.

Ama buna karşıyım çünkü iyiliklerim ve yardımlarım karşılıksızdır. Sadece soylulardan, onlar çok ısrar ederse alıyorum çünkü; almayınca çantama gizlice koyuyorlar veya beni takip edip evime koyuyorlar -_-

"Küçük hanım anahtarlığınızı düşürdünüz" Yaşlı kadının ince ve titrek çıkan sesiyle kendime geldim. Arkamı döndüm ve kadının bana uzattığı anahtarlığı nazikçe ondan aldım "Teşekkür ederim."

Bunlar... Ruh kapısının anahtarlarıydı 'Yaşlı kadın iyiki fark etmedi. Fark etseydi ben kesin şuan o dev kalenin parmaklıklarının arkasında olurdum' diye düşünüp hızla tek ayağımın üzerinde arkamı döndüm.

Ayağımı öne atmış koşar adım ile gidecekken kadın kısık sesle yeniden konuştu "Kızım sen yıldız ruhu büyücüsü müsün?" Gözlerimi kapadım ve dudaklarımı birbirine bastırırken stresten boncuk boncuk terlemeye başlamıştım. İşte şimdi gerçekten ayvayı yemiştim...