7. BÖLÜM - Part 1

721 83 15
                                    


Bu bölüm geç geldiği için büyük özürlerimi diliyorum okur-chanlar. Çok zor sınavları olan telefonsuz bir dönemde olduğum için yazamadım.Neyse... İyi okumalar^^

Hatırlatma:

Ayağa kalktığında ilerideki sandalyeye oturdu. Bende karşısımdaki sandalyeye oturarak yerimi aldım "Lu-chan senden birşey istiyorum"

-Lucy-

Çarşıda küçük adımlarla ilerliyordum. Levy'nin söylediklerini düşünüyordum.

Şimdi soracaksınız 'senden ne istedi' diye. Benden bir kitap istedi. Ama bu kitap öyle bildiğiniz kitaplardan değil.

Levy'nin elime tutuşturduğu kağıda baktım. Kitabın nerde olduğu, tehlikeleri falan detaylıca yazıyordu bu kağıtta.

Anlattığına göre baya önemli bir kitap. İçinde herşey yazıyor. Baya da iyi korunuyor. Anlamışsınızdır zaten ama ben yine de söyleyeyim. Bu kitap kimsenin bilmediği bir tür büyüyü anlatıyor. Hangi büyüyü anlattığını henüz hiçkimse bilmiyor.

Benden istemesinin nedeni ise bu kitaba yalnızca yıldız ruhu büyücülerinin dokunabilmesi ve okuyabilmesi. Eğer başka biri yani yıldız ruhu büyücüsü olmayan biri o kitabı eline alırsa kitap onu içine sonsuza dek kapatıyormuş...

İlginç. Bu kitap bir adada piramidin içinde çeşitli büyülerle korunuyormuş. Yarın sabah erkenden kalkıp giderim.

Çarşının sonuna geldiğimde topuklarımın üzerinde geri döndüm ve küçük adımlarla yürümeye devam ettim. Kolum titreşince -yine- kenara çekildim ve koluma baktım "Lucy neredesin?" Kıkırdadım "Bugün bunu soran 2. Kişisin Erza. Çarşıdayım, bir sorun mu var?" Gülümsedi "Tamam o zaman 7 dakika içinde pastanede ol"

Deja vu... Yine küçük adımlarla pastaneye yürümeye başladım. Acaba geçen gün tanıştığım kişi, adı neydi... Ha Sting. İşte Sting nerededir acaba? Ne yapıyordur? En baştan sorulara başlayalım.

Nerede olduğuyla ilgili bir teorim yok. Ama buralardan değil. Olsaydı görürdüm. Üzerindeki kıyafetler normal bir köylünün kıyafetleri gibiydi.

Bakın 'gibiydi' diyorum çünkü; kıyafetin kumaşı oldukça kaliteliydi, ayrıca ipektendi. Anlaşılan zengin ve şehirde normal biriymiş gibi gezmek istiyor. Ama bir zamanlar bende zengindim. Hala zenginim ama bunu kullanmıyorum. Aslında bu benim kararım değil. 4'ümüzün verdiği bir karar. O maddiyatı biz acil durumlarda kullanıcağız.

Her neyse biz konumuza dönelim. Bende -biz de- zengin olan kişileri biliyorum. Küçükken annem bana hepsini tanıtmıştı. Hiçbirinin de Sting adlı bir çocuğu yoktu. Soy adı neydi... Eucliffe- bir dakika! Soyluların Sting adlı bir çocuğu yok ama... Sabertooth krallığının Sting diye bir prensi var!

Ve yine ben bunları düşünürken pastaneye gelmiştim. İçeriye girdiğimde kapının üzerindeki minik zil yine çınlamış, kendimi peri masallarından birine girdiğimi hayal etmemi sağlamıştı.

Tabi bu uzun sürmemişti. Juvia'yı bir su küresinin içinde çıkmak için çırpındığını gördüğümde başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

Ama bir dakika juvia su büyücüsü. Oradan kolaylıkla çıkabilir. Yinede hızla yanına gidip -giderken, elime kasanın oradan büyük bir bıçak almıştım- telaşla sordum "Juvia neden çıkamıyorsun? Ne oldu?"

Bu sıradada elimdeki bıçakla su küresini delmeye çalışıyordum. Hızla bıçağı bir kez daha küreye batırmaya çalıştım. Ama nafile. Küre değil çelik misali sert demir...

Tanrıça (NALU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin