-Sen sonraki yıldız tanrıçası seçildin.
Sızlayan kollarımı birbirine bağladım ve sırtımı buz gibi olan ekru duvara yaslayarak kafamda dönen cümlelerden birini hızlıca sordum:
-Peki bunu kabul edeceğimi nereden çıkardın? Ayrıca neden beni seçtikler...
Dolabın içine saf saf bakmayı bıraktım ve rastgele bir elbise aldım elime. Normalde kadınlar uzun elbiseler giyer, eldivenler ve şapkalar takarlar ama biz farklıyız. Kısa elbiseler giyer istedigimiz gibi dolaşırız.
Bu sehirde insanlar bizi çok sever. Bu yüzden bizim hakkımızda pek konuşmazlar. Bunun nedeni insanlara yardım etmemiz. Hani anlatmıştım ya insanlara yardım ediyorum diye işte o.
Neyse konumuza dönelim. Seçtiğim elbise ,daha doğrusu takım, altın rengi ve krem rengi tonlarındaydı. (Media)
Kıyafeti giymeye başladım. Üstümdeki kurdaleyi bağlayıp kemerimi taktıktan sonra anahtarlarımı da belime taktım ve onların üzerini altın rengi üzerinde mavi renkte bir artı işareti olan bir bezi eteğe cırt cırt ile yapıştırarak onları gizledim. Dirseğim ile omzum ortasındaki yere -diğer kolumada- gümüş rengi bir takı taktım ve 2 bileğime de altın rengi bileklik takıp boynuma kolye takınca takıları tamamlamış oldum.
Dolabın sağındaki kutulardan ortadakini alıp kapağını açtım. Sandeletleri de hızla ayağıma geçirip masanın üzerindeki çiçekli tokayı alıp son olarak saati sol bileğimdeki bilekliğin yanına takıp Levy daha fazla bekleyip ağaç olmasın diye odamdan çıkıp aşağı indim. Merdivenlerden ikişer üçer inerken bir yandan da saçımı topluyordum. Kapıdan dışarı çıktığımda ayağını yere vuran bir Levy gördüm beni görünce hemen konuşmaya başladı "Sonunda." "Hadi hadi caddeye inelim" Caddeye giderken bende Levy'i incelemekle meşguldüm. Sol kolunda saat vardı zaten. Her zaman taktığı saç bandı ona ayrı bir hava katıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Levy'i incelemeyi bitirdiğimde yola bakmaya devam ettim. Biz ne zaman caddeye gelmiştik? Sanırım ben Levy'nin ne giydiğini incelerken gelmiştik.
Levy tıklım tıklım çarşıya yönelince bende mecburen onu takip etmek zorunda kalmıştım. Çarşının içinde bir sürü tezgah vardı. Ben birkaç birşey alırken Levy'de dedikodu yapan kadınlara katılıyordu. "Lucy! Ben gazete alacağım sen burda bekle yani burdan ayrılma tamammı!?" Onun uzaktan bağırmasına karşılık bende uzaktan bağırarak cevap verdim "Ben biraz dolaşıcağım. Seninle 5 dakika sonra burada buluşuruz!" Kafasını tamam anlamında sallayarak dükkana girdi.
Kollarımdaki 2-3 torbayı ellerime alarak yoluma devam ettim. Bir tezgahta parlak süsler sürüsü gördüğümde dayanamayıp hızla oraya yürüdüm. Ta ki biri bana çarpana kadar...
