yurduna gelen bahar ruhuna gelemez asla

51 5 1
                                    

Dayan, diyordu kendine sürekli, dayan. Hem kaç yılını almıştı ki cezası, her geçen yıl bir eklenerek artan onlardı sadece.

Bir hatası var mıydı bilmiyordu fakat bilse de kaç yazardı, silemezdi zaman geçmişi.


Belki sahipsiz olmasıydı hatası, bir yerlere ait olamaması ait hissedememesiydi. Bir umut kıvılcımı arıyordu esasında her daim. Her akşam yeni bir umuttu onun için ve yine her son bir hüsrandı.

Her bahar silerdi hayal kırıklıklarının ardında bıraktığı hezeyanı, küçülür, ufacık olur yeniden çocuk olurdu. Oysa çocuklar bile affetmeyi unutmuştu her bir köşesi can kırıklarıyla dolan bu memlekette.

Fakat yurduna gelen bahar asla ruhuna gelemezdi bir türlü. Hep sızısı içinde dururdu o fazlaca hüzün dolu yüreği hep bir acı kaplanının pençesindeydi.

Hayatın acımasızlığına şaşar kalırdı hep, herkes günahkardı, günahı olmayan yoktu en azından. Ama onun cezası en ağırıydı, en büyük günah mıydı işlediği günah yoksa?

Bütün dünya uzak duruyordu hep ona ne zaman ihtiyaç duysa, uzaktı herkes ona düşmanmışlar gibi.


Dayanamazdı bazen o yalın yüreği böyle bir yükü kaldıramayacağını gösterir gibi çırpınır, sancırdı. Mahpustu onun göğsünde bazı şeyler.

Hayat hep bu kadar acımasız mıydı yoksa ona mı mahsustu bu denli nefret. Mahpustu hüzne, uçmak için her açtığında o güzelim kanatlarını incinmişti günbegün.


Oysa ki uçmaktı hayali, rüzgarı hissetmekti arzusu. Fakat nefretini kazanmıştı hayatın bir kere, düşman kesilmişti ona bütün kâinat.

Tükenmişti esasında, yeni başlangıçlar yapmaktan ve sürekli bir şeyler başarmaya çalışmaktan. Yorgundu ruhu artık hissetmekten, bitkindi zihni düşünmekten.

Bitmişti.

***

Birçoklarının bildiği bu güzelim şarkıda şuraya değinmeden geçemeyeceğim.

"Hayat acımasız mı bu kadar,
Çocuklar bile affetmeyi unuttular."

yorgun ruhlar cemiyetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin