Nam salmışım dünyanın kara bahtına,
Yapraklarım titrek bir ceylan misali dökülüyor ayak uçlarıma.
Maviliklere varıyor başım
Toprağın suyu can oluyor damarlarıma.
Baharlara devrediyor zemheri vuslatım,
Gövdeme yaslanan aşıkların ışığıyla.
Köklerim ulaştığında dünyanın başlangıcına
Daha sert rüzgarlar eserdi bu diyarda.
Yapraklarım bulutları okşarken
Şu narin dallarım kuşlara yuvaydı.
Köklerim maziyi kucaklarken
Gelecek, umutla semaya kanat açardı.
Kanın toprağa hızla karıştığı
O saltanatlardan geriye sadece tarihin pususu kaldı.
Sınırlar taşınırken okyanusun öte yanına
Evler büyüdü manzaramda
Zamanında yuva olduğum her kuş
Sürgüne gönderildi gözyaşlarının bulutlarında.
Ve zaman geçti, mevsim değişti
Toprağın tortusu özünü yitirdi
Kılıçlar kalktı, oklar savruldu ve indi kalkanlar,
Savaşlar bitti lakin gelmedi hiç barış.
Ey gölgemin karanlık yüzünde dinlenen insan
Sonunda başardın ve kendinden başkası kalmadı.