"X"

Bölüm 21

Chanyeol yataktan yavaşça kalkarak etrafına bakındı. Karanlık ve serin bir hava vardı. Yağmur yeni durmuş olmalıydı. Yanında kimse yoktu. Yediği dayaktan sonra sabah uyandığında Kris ve Luhan'ın kesinlikle yanında olmasını beklemişti. Şaşkınca banyoya ilerleyip elini yüzü yıkadı. Daha sonra salonda olduklarını düşünerek salona ilerledi. Ama sonuç farksızdı. Evde kimse yok muydu?

"Kris?"

Chanyeol koridorda ilerlerken Kris'in numarasını tuşladı. Telefon kapalıydı. Daha sonra ardından Luhan'ı aradı. Bir kaç çalıştan sonra Luhan telefonu açmıştı.

"Hyung? Neredesin? Evde kimse yok.. Kris'te yok ulaşamıyorum da."

"Kris dün seni ararken düşürmüş telefonunu ulaşamazsın ona nerede olduğunu da bilmiyorum. Şimdi sen üstünü değiştirip benim sana atacağım adrese geliyorsun tamam mı? Soru sorma. Bekliyorum."

"Hyung bilmediğim bir şey yok değil mi?"

"Chanyeol senden bir şey saklamıyorum söyleyeceğim şeyler var hadi giyin ve gel."

"Tamam hyung görüşürüz."

Chanyeol telefonu kapattıktan sonra Kris'in odasına ilerleyerek dolaptan bir şeyler seçerek üzerine geçirdi. Daha sonra biraz bir şeyler atıştırmak için mutfağa ilerledi. Gördüğü manzarayla gözleri kocaman açılmıştı. Elleriyle açılan ağzını kapatması saliseler almıştı. Sehun çıplak bir şekilde dolaptan aldığı şişeyi kafasına diklemişti. Her yeri morluklar içindeydi. Gördüğü şey oldukça içini acıtmıştı. Açıkçası midesi bile kalkmıştı. Daha önce bu kadar mor rengi bir arada görmemişti. Sehun, Chanyeol'ün yanından yavaşça geçerek oradan uzaklaştı. Chanyeol koşar adımlarla evden çıkarak Luhan'ın gönderdiği adrese doğru ilerledi.

-----------------------------------------------------------

"Hyung.."

Chanyeol bir evin bahçesindeki masada oturan Luhan'ın yanına ilerledi.

"Hyung burası kimin evi?"

"Otur karşıma Chanyeol.."

"Soruma ceva-"

"Bizim evimiz. Artık burada kalacağız. Burada olduğumuzdan kimsenin haberi olmayacak tamam mı? Kimsenin. Sadece sen ve ben. Sabah ne bok yersen ye gece evde olacaksın tamam mı? Benden habersiz başka bir halt daha yersen çok fena olur. Senin için ne kadar endişelendiğim hakkında küçücük bir fikrin dahi olamaz."

"Hyung sen neyden bahsediyorsun? Sehun ve benim dayak yememizden dolayı mı böyle bir karar aldın? Tamam anlıyorum Sehun çok fena olmuş dayak yememiş ölmüş dirilmiş de kusura bakma gördüğümü söylüyorum evet Sehun'un ağzına sıçmış olabilirler ama bana yine aynı şeyi yaptığını söyleme. Kaçıp gitmek, Sehun'u terk etmek sana çare olmayacak. Bana baksana hyung kaçmaya bu kadar meraklıysan Sehun'un elinden tut ve onunla kaç. Terk etmek mi istiyorsun Sehun'la bu şehri terk et! Defol git buradan. Ama Sehun'la. Onsuz yapamazsın. Yapamayacaksın. Ardına bile bakma hyung. Çünkü bende bakmayacağım. Çünkü bende Kris'in yanında olacağım. Öleceksem de onun için ölmüş olurum. Sevdiğim bir şey için. Bana baksana hyung sen Sehun'u deliler gibi seviyorsun.. Şuanda sana çok ihtiyacı var... Onu öyle görünce çok fena oldum. İnadına ne olursa olsun yanında olmalısın.."

"Sen neyden bahsediyorsun Sehun'u kimse dövmedi ki."

"Hyung saçmala mutfakta gördüm şey çırıl çıplaktı ve her yeri morluk içindeydi. Ağzı burnu yer değiştirmişti işte."

"Chanyeol şaka mı yapıyorsun?"

"Hass*ktir.. Hyung.."

Luhan dişlerini sıkarak ağlamamaya çalışmıştı.