"Bundan Uzun yıllar önce, evrende bir patlama denk gelmiş. Bu patlama çoğu insanlığı değişik bir madde ile etkilemiş ve kendilerinde farklı değişiklikler görmelerine neden olmuş. Bu maddeye Özellik denmiş. Bir süre her şey iyi gitmiş, içinde özellik olan insanlar iyilik için kullanmışlar onu, normal insanlarla bir aradalarmis hep. FAkat yıllar sonra bu Özelliği kötüye kullanmak isteyenler olmuş. Normal insanlardan farklı olduklarını kanıtlamak adına onlara zararlar vermeye başlamışlar. Bilgeler bunu çok düşünmüş. Özelliğini iyilik için kullananlara RUH kötülük icin kullanmaya çalışanlara da RUHSUZ adını vermişler. Yıllar yılları kovalamis ve Ruhlar azalıp, Ruhsuzlar tarafından ezilmeye başlamış. Çoğu yok edilmiş. Geriye kalanlarda bir elin 10 parmağını geçemeyecek bilgelermis." Dedi esmer oğlan. Oturduğu sandalyeden kalkıp Keskin'in yanına gitti. "Biz de onlardan geride kalanları bulmaya çalışan insanlarız. "
"Bizler birer Ruh'uz Yaşam. Sen de bizim gibisin. Ve bizim görevimiz evrende, hayat olan her yerde ki insanların içinde taşıdıkları özelliği bulup gezegenimize götürmek."
Keskin'in son söylediği laflar ile yaksalaşık 10 dakikadır dinlemekde olduğu şeyleri idrak etmeye çalıştı.
Karşısındaki insanlar evrende var olması imkansız şeylerden bahsetmişti ona. Bu da yetmezmiş gibi evrende hayat olan tek gezegenin Dünya değil de başka yerler olduğunu söylemişler ve 20 yıllık hayatını bir yalana suruklemislerdi.
Neden Melek Annesi ona her defasında bunları yalanlamisti ki?
"Peki sizin özelliğiniz ne?"
"Benimkisi hız. " dedi Özgür doğrularak. "Normal bir insanın 30 dakikada koşabilecegi yolu 1 saniyede koşabilirim."
Şaşkınlıkla baktı. "Ciddi misin? Az - az önce giderken gördüğüm..."
"Evet bendim." Dedi hafif bir tebessümle. "Koşarken yeşil bir ışık beliriyor arkamdan. "
Ardından Keskin'e döndü. "Peki senin ki ne? "
" Bunu henuz bilmene gerek yok. Anlattıklarımız yeterli oldu mu onu söyle sen."
Keskin'in sorusu ile ona sabırsızca bakan Yeşiller ile karşılaştı. Boğazını temizleyip yutkundu. Bir şeyler söylemesi gerektiğini biliyordu. Beyninde doğru kelimeleri saniyeler içinde tartıp konuşmaya başladı.
"Olmadı! " dedi kararlı bir sesle. Ona öfke ile bakan Yeşiller görünce birden korktu. Ama geri durmadı. Madem bir ise kalkışmıştı her şeyi ogrenmeliydi. "Benim içimde böyle bir şey olduğunu nereden öğrendiniz? Sizi bana getiren ne? Ayrıca benim bi Ruh olduğum ne mağlum. Belki Ruhsuz'um. Kafamın içinde dönüp duran milyon tane soru var ve siz beni aydınlatmak için hiçbir şey yapmıyorsunuz."
"Ya sen bizimle dalga mi geçiyorsun!?" Keskin'in öfkeli sesi onu yerinde sicratirken yanındaki esmer gencin onu kolundan tutup "Sakin ol!" Demesi ile biraz rahatladı.
"Ya ne sakin olucam. Saatlerdir anlatın da anlatın, anlatın da anlatın. Bu ne ulan?! " Yaşam'a döndü öfke ile. "Biz sana anlatabileceklerimizin hepsini anlattık. İnanıp inanmamak sana kalmış. Küçük bir kız gibi davranmak yerine biraz olgunlaş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZELLİK
Bilim KurguUzun yıllar sonra, evrende sadece dünyanın bir gezegen olarak yaşam bulundurmadığı ve samanyolu galaksisinde ki bir kaç gezegen ile bağlantısının olduğu bir zamanlarda insanlarda farklı yönler keşfedilmiş. Kimi insan kendinde ki bu farklılık nedeniy...