Sevgili Günlük;
Ben kapının önünde yarım kalmış bir adamım artık.İçeri girmeye gücüm yok.Oysa insan güçlü olmak zorunda,çünkü hayat her an zor.İyi şeyler yaşamak elbette herkes gibi benimde hakkımdı.Olmadığı için kendimi suçlamıyorum ama bir yerlerde hataların olduğunu kabul edebilirim.Ben sahiplenmeyi öğrenemedim.Elimde olanın değerini bilen bir adam olamadım.Bu yalnızlık biraz da bunun eseri.
İçimde bir boşluk var.Sanki,sokağın ortasında bırakılmış bir kundağın içindeki bebek gibiyim.Dünyadan bihaber yaşamaya çalışıyorum.İşin kötü yanı hala yaşamaya çalışıyorum.Bunaldım biraz ama kimseye söyleyemiyorum.İnsanın bir dosta ihtiyacı oluyor bazen.Ben herşeyimi anlatacak çok dost buldum ama hiç farkına varamadım.Gittiklerinde yada onları kaybettiğimde bunu anlayabildim.
Dünyadaki en aptal insan ben miyim diye düşünmüyor değilim.Bu kadar iyi olmak zorunda mıyım?Kapının önündeyim ama onun bana yaşattıklarından haberi yok.Başkasıyla mutlu olduğunu düşünüyor.Eğer gerçekten mutluysa diyecek lafım yok ama kaybettiği bir ''biz'' e değer miydi tüm bu yaşadıklarımız?O konuda hiçbir zaman kesin bir karara varamayacağım.
Son olanlardan sonra ondan soğuduğumu hissediyorum.Bir başkasıyla olmasaydı belki daha kolay atlatırdım ama ya ölmüş olsaydı?Onu hiç sevemeyecektim.Benim olmasa da onu sevmek güzeldi.Yorgunluğum gözlerimden okunuyor,biraz dermansızım ama bunu kendime bile söylemek istemiyorum.Ben hep güçlü bir adam olmak istedim.Bu durumu şu sıralar görmezden geliyorum.
Kendimden ummadığım şeyleri yaşıyorum.Yolda bırakılmışlık bu benimki.Evet evet,yaşadıklarımın bir adı varsa o da yolda bırakılmışlıktır.Ben yolda bırakıldım.Yolun başını göremeden ortasında kaldım yapayalnız ve kimsesiz
Bazen yazmak da yetmez,
insan kaçıp kurtulmak ister...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Salağın Aşk Hikayesi
RomanceBurada ki hiçbir karakter uydurma değildir hepsi bizzat yaşadığım olaylar.Bunu bir otobiyografi olarak düşünebilirsiniz.