BULUŞMA

134 12 1
                                    


ARA GÖRSELDE SIRASIYLA AKAD DİNÇER ROLÜNDE; GÖKHAN ALKAN / ŞAYAN SU ROLÜNDE; DİDEM SOYDAN / SİMİRNA ERDEM ROLÜNDE ÖZGE GÜREL... 

İYİ OKUMALAR. LÜTFEN EMEĞE SAYGI İÇİN YILDIZA BASIN! BU BÖLÜMÜ YAZMAK ÜÇ SAATİMİ ALDI AMA  SİZİN YILDIZA BASMANIZ BİR SANİYENİZİ BİLE ALMAZ! LÜTFEN! YORUMLARINIZI DA BEKLİYORUM :D 

***** ***** ***** 

Akad'ın yanından ayrıldıktan sonra yavaşça Yakut'un yanına gitti. Yavaşça gitti çünkü bunu ne kendisine ne de Akad'a yapmak istemiyordu. Dünyada onca insan varken dolandıracağı kişi neden Akad'dı ki? Gerçi tam olarak kendisi dolandırıyor olmuyordu ama Yakut ve Şayan'a yardım ve yataklık ediyordu.

Kapıyı çalacağı anda kapı açıldı. Yakut, Simirna'yı içeri savurdu.

" Neler oldu çabuk anlat."

" Gittim işte, sesin sahibinin Şayan Su olduğunu ve çok yakın arkadaş olduğumuzu söyledim. Benden Şayan'ı kendisine getirmemi istedi. "

" Ee, tamam o zaman hemen gidelim." Diye atıldı Şayan.

" Olmaz." Yakut ve Simirna aynı anda çıkıştı.

" Olmaz çünkü çok istekli gibi görünmemek gerekir. Onların aramasını bekleyelim." Ortamın gerginliğini atmaya çalıştı genç kız.

" Simirna haklı. Onların aramasını bekleyelim. Sen istemiyormuşsun gibi olsun. Sen hiç düşünme kızım, ben senin yerine her şeyi halledeceğim. " deyip kızına sarıldı. Ardından bakışlarını Simirna'ya çevirdi. " Sen hala niye bekliyorsun?"

" Bilmem, gidiyim o zaman."

" Bi zahmet canım." Dedi Şayan. Simirna vakit kaybetmeden dışarıya çıktı. Semih dibinde bitiverdi bu sırada.

" Bu iş benim başıma patlayacak galiba Semih."

" Neden öyle dedin ki?" Genç kız için endişeleniyordu.

" CD'yi yolladığınız şirketin sahibi kim biliyor musun?... Benim aşık olduğum adam."

" İşe bak yaa. Simirna özür dilerim." Semih, bu durumda kendini suçluyordu.

" Senin ne kabahatin var ki? Sen sadece Şayan'ın mutlu olmasını istedin. ... Ben gideyim artık." Deyip çıktı. Yaptığı şeyin yanlış olduğunu biliyordu. Birde bu yanlışın ucu Akad'a dokunacağını öğrendiğinde yaptıkları yanlış vicdanını daha çok huzursuz ediyordu. Bunları düşünmemek için telefonunu çıkarttı ve ablasını aradı.

" Abla nasılsın?"

" İyiyim canım ama senin sesin pek iyi gelmiyor."

" Abla ne olduğuna inanamayacaksın. Bak dinle..." lafına başlayamadan ablası araya girdi.

" Ben evde değilim canım. Yanımda Bülent var. Ben seni sonra ararım." Deyip telefonu genç kızın suratına kapattı. O da Efsun ablasını aradı.

" Abla, nasılsın?"

" Şu anda çok yoğunum. Evde görüşürüz. " bu ablasından da beklediği teselliyi alamayınca babaannesini aradı. Diğer ablalarının iyi olduğunu öğrendi. Neler yaptıklarını anlattı. Konuşabileceği birisine ihtiyacı ve onlarla konuşunca kendini biraz olsun iyi hissetmişti. Ama İstanbul'da ki ablaları kendi hayatlarına daldığı için küçük kız kardeşleriyle ilgilenmiyorlardı. Telefon görüşmesi bittikten sonra Melis'in yanına gitti. Kafasını meşgul etmeliydi.

DENİZ KIZI MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin