Yeni Haberler

98 7 2
                                    


Sinirle çıktı apartmandan. Hala inanamıyordu ya da inanmak istemiyordu. Kendini kandırıyordu sadece. Her şeyi duymuştu işte. Yemekte farklı konuşmuş Şayan'a farklı konuşmuştu. Şayan, arkadaşı zor durumda diye yardım etmek istemiş, para ve iş teklifinde bulunmuş ama o reddetmiş. Tamam, Simirna'nın kendi ayakları üstünde durmak istemesini de anlıyordu. Hatta onu takdir ediyordu. Ama sanki Şayan ve annesi ona yardım etmemişler gibi davranması çok yanlıştı. Bu resmen ikiyüzlülüktü. Onlar Simirna'yı rencide etmemek için susmuşken Simirna onları yok saymıştı. Halbuki ona inanmıştı ve siniri en çok bunaydı. Kendi kulaklarıyla duymasaydı Şayan'a inanmazdı yine. Ama içinden bir ses hala Sİmirna'ya inanması gerektiğini söylüyordu. Peki ya duydukları? Kendisiyle hiç bu kadar çelişkiye girmemişti. Peki Simirna buna değer miydi?

Genç kız enkazın altında kalmış gibi hissediyordu. Ne kötülük işlemişti, kime ne zararı dokunmuştu da şimdi acısını çekiyordu. Resmen Şayan'ın oyununa gelmişti. Her şeyi geçti, Akad kendisini yanlış tanıdı diye üzülüyordu.

" Simirna kendine gel lütfen." Caner hoşlandığı kızı böyle üzgün görmek istemiyordu. Ne olduğunu bile anlamamıştı. Simirna biraz olsun kendine geldiğinde patronuna baktı. Ona az önce burada neler olduğuyla ilgili bir şeyler anlatmalıydı. Bu durumu açıklamalıydı.

" Senin şirketinde işe başladım diye bana tavırlıydılar. Bende dün gece biraz çıkıştım. Ama Şayan ne anlattıysa bilemiyorum. Akad'ın tepkisini gördün." Dedi.

" Şayan senin çocukluk arkadaşın, neden Akad'la aranı bozmak istedi ki? " Caner'in de aklı karışmıştı.

" Onunda kendince sebepleri var diyelim." O sebepleri saymakla bitiremezdi. Başta da annesi vardı.

"Seni bu yüzden suçlayıp üstüne gelmeleri çok yanlış. Onlar için üzülme." Sırtını sıvazladı ve yanında olduğunu gösterdi.

" Teşekkür ederim Caner. Seninde başını ağrıttık gece gece." Ona karşı mahcup hissediyordu.

" Dert değil. Yarın ofiste seni böyle görmek istemiyorum ama." Melis'e selam verip evden gitti.

Kapının kapandığından emin olunca Melis; " Simirna, demedi deme bu adam senden hoşlanıyor." Genç kız duyduğunu idrak etmeye çalışmıştı.

" Melis ne saçmalıyorsun. Yardım etti, destek oldu diye hemen hoşlanıyor mu oluyor yani. Onu bunu bırak da ben ne yapacağım şimdi?"

" Kız her şeyi planlamış. Şu an sen nankörsün o iyilik perisi. Bu nasıl düzelir bilmiyorum. Ben onun gibi şeytanlıklar düşünemem." Dedi Melis. Genç kız kanepedeki yastığa kafasını gömdü. Bundan çıkış yolu yoktu. Akad'ın gözünden düşmüştü, artık arkadaş bile olamazlardı. Tamam ondan uzaklaşmak iyi gelmişti ama onu tamamen kaybetmek de istememişti.

Ablaları da geldikten sonra bütün gece oturup konuştular. Bir çözüm aradılar ama bulamadılar. Simirna bu durumun Efsun ablası ve Öncü'nün arasını bozmasından korkuyordu. En azından içlerinden biri mutlu olmalıydı.

Sabah çok erken kalktı. Doğru düzgün uyuyamamıştı zaten, yatakta dönüp durmuştu. Kimseyi uyandırmadan hazırlanıp çıktı evden. Yalnız kalmak istiyordu. Yolda yürüyüp düşünmeye başladı. Yapacağı bir şey yoktu. Akad'ı unutmak zorundaydı. Belki de doğru kişi o değildi. Belki de buna kendini inandırmıştı. Bunlar olmamış, yaşanmamış gibi hayatına devam etmeliydi. Daha fazla düşünüp de canını sıkmamak için şirkete girdi.

Bugün yapması gereken işleri hemen yapmaya başladı. Zamanın akıp gitmesini istiyordu.

*** *** ***

DENİZ KIZI MASALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin