384 sayfa, 20 TL, cilt kapaklı değil, 19 Ağustos'da D&r ve internet sitelerinde olacak. Ancak bazen kitaplar sipariş üzerine mağazalara getiriliyor. Bu nedenle kitapçınızdan isteyiniz! Size bir epilog bırakıyorum ve bir başka epilogu da 19 Ağustos'ta yayınlamayı düşünüyorum. Aslında kınadan bir şeyler atacaktım ama dedim ulan oraları okusunlar daha güzel olur.
Kadir'e yorum bırakmayı unutmayın!!!
Kalabalığın içinden bir el bileğine yapışıp onu sakinliğe çektiğinde Çağla kendisine dokunanın kim olduğunu bilmiyordu. Kendi yaşına yakın bir erkekti, gülümseyen ağzında bembeyaz dişleri vardı.''İngilizce biliyor musun?''
Çağla bileğini kurtararak başını salladı. ''Seni birkaç gün önce burada görmüştüm, sonraki her gün bulmak için geldim. Bugünde görünce tanışmak istedim. Adım Leo.''
Çağla uzattığı eline çok kısa bir süre baktıktan sonra Leo'nun da kendisinin de üzerini kaplayan büyük bir gölgenin altında kaldı. Gölgesi bile ezen, hapseden bir adama evet demişti. Kadir'in çatık kaşları elbette ki burnuna kadar çatılmıştı ve az sonra tıslayacağını bildiği dudaklarını birbirine bastırıyordu. Elinde tuttuğu meyve suyu bardağını sıkmaktan az kaldı dökecekti. Bir adım daha atıp Çağla'nın önüne geçti. Leo ve onun arasına bir duvar gibi kuruldu. Arkaya uzattığı elini Çağla tuttuğunda. ''Bende Kadir. O benim eşim ve Türk'üm. Bu ne demek biliyor musun?'' Kaşlarını kaldırarak çocuğun üzerine bir adım attı. ''Seni yaşatmam demek oluyor. Kaybol!''
Leo, baya bir uzaklaştıktan sonra Çağla elini çekmeye çalıştı. Kadir'in siniri geçmiş gibi değildi. ''O herif gitti diye elini elimden mi çekeceksin sen?''dişleri arasından tısladığında Çağla ne yapması gerektiğini kestirmeye çalışıyordu.
''O benim umurumda bile değil... Umarımda olan sensin Kadir. Ve sen benim cevabımı görmek yerine sanki çocuğun boynuna atlayacakmışım gibi yaptın.''
Kadir derin bir nefes aldı, geniş göğsüne oksijen dolarken Çağla'nın bu erkeksi görüntüden nefesi kesilmişti. Allah aşkına kavga ederken onu özlemek neydi? Kavga ederken ''Kes biz sonsuzuz,''diye bağırmak istemek neydi?
''Sende Beste varken...''
Çağla elini dudaklarına yapıştırdı. O yapışkanın adını ağzına alması midesini tekrar kavurmuştu. ''O varken ben cevabını vermene izin verdim ve ne konuştuğunuzu eve gidince sordum. Ama adını ağzına alman mideni bulandırıyor.''
Çağla kavrulmaya başlayan midesine kulak vererek elini ağzına kaptı ve ilk günden hatırladığı tuvalete doğru koştu. Kapıyı bulup boş kabine kendini zor attı. Boş mide daha ne kadar boşalabilirdi? Utanmasa mide bünyesinden ayrılacaktı. Ağzını çalkalayıp dışarı çıktığında elinde sigarasıyla onu bekleyen Ebru'yu gördü. Uzun düz sarı saçları, gözlüğü her şeyi onu fazla güzel yapıyordu. Çağla'ya elini uzatıp, tuttuğu zaman sigarasını söndürmek için çöp kutusu aradı. Bulduktan sonra Çağla'ya sarılıp deniz kenarına götürdü ve onu kalabalıktan uzaklaştırdı.
''Nasıl hissediyorsun?''
Ayaklarına dalgalar vururken omuz silkti. ''Yorgun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Bu Yüreğe Hapissin
RomantizmAspendos Yayınları ile anlaşılmıştır, kitap olacak. Çağla Gürpınar, stilettolarının yerleri dövdüğü bir çift uzun bacak olmanın yanı sıra dişli ve çekici bir kadındı. Yıkılmaz görüntüsü yıkılmışlığından geliyordu. 12 yaşındayken anne babasının yaş...