지민

6.3K 406 150
                                    

Hayatımı donatan saçmalıklardan başka bi şey değil. Neden ona inanmak zorunda olayım ki? Açıklaması bile yokken uğraşmaya devam ediyor. Tek amacı beni korkutup ondan ayırmak. Eunji sadece Minhee nin oyuncağı. Buna eminim. Kukla gibi benim üzerime oynatıyorlar. İtiraf etmeliyim ki korkuyorum. Taehyung u gereğinden fazla seviyorum ve söylediği ihtimal beni korkutuyor. Nedenine gelecek olursak hiçbir şey. 'ölebilir' kelimesine karşılık kocaman bi HİÇBİR ŞEY. Ona inanmıyorum. İnanmak istemediğim için değil mantıklı bi açıklaması olmadığı için. Rüyalarımı bilmesi de bunun bi sebebi olamaz. Uykusuz olduğum için bunu anlamak zor değil..

"Sen uyumadın mı? " şaşkın surat ifadesi aklımdaki düşünceleri dağıtırken gülümseme sebebim oldu.

"Hayır." sesim kısık çıkmıştı ve neden bilmiyorum gözlerim dolmaya başladı.  Üzüntü ya da mutluluk değildi bu. Anlatılması imkansız bi duygu.

"Neden? Bi şey mi oldu!!" hızla yanıma gelip beni süzdükten sonra gözlerini tekrar benimkilerle buluşturdu.

"Hayır Tae. Sen olmadığın için uyuyamadım. "

"Iseul

İyisin değil mi?"

"İyiyim. Sen de geldin artık uyuyabilirim"

"Akşam yemeği yaklaştı. Bekle biraz"

"Uyumak istiyorum. Zaten canım istemiyor. Sen yemeğini ye tamam mı? Sonra yanıma gel"

"Tamam.

Uyuyana kadar sarılmamı ister misin? "

"Soruyor musun? "

Sevinçle arkama uzanıp kollarını bana sardı.

Göbeğimde olan ellerini tuttum kaçmasına engel olmak ister gibi. Bi süre düşüncelerimle ona engel olmaya çalışacağım sanırım. Beynimin düşüncelerime ya da yaptıklarıma hükmü yok.

***

Gözlerimi açtığımda gece lambasının açık olması güvende hissetmemi sağladı. Oda birazda olsa aydınlık.

Bu defa rüya görmedim. Hiçbir şey görmedim. Sadece karanlıktı. Artık geçiyor ya da Taehyung sözünü tuttu. Bu çok saçma ama neden olmasın.

Birbirimize sarılmaktan terlemişiz ve Taehyung un yanakları pembeleşmiş, saçları alnına yapışmıştı.

Saçlarını yüzünden çekip yanağına bi öpücük kondurdum. Daha fazlasını yapmak istiyorum. Ona tekrar sıkıca sarılıp koklamak ve bıkıncaya kadar öpmek.

Şuan çok mutluyum. Aşık olmak insanı mutlu ediyor dediklerinde inanmamıştım. Yaşayınca bunu en derinlere kadar hissediyorsun ve mutlu oluyorsun. İnanılmaz bi duygu.

Onu uyandırmaktan korktuğum için fazlasını yapamıyorum. Uyandırmaya bile kıyamazken ya ona gerçekten bi şey olursa?  Ya Eunji haklıysa? Bunu nasıl kaldıracağım
Onsuz yaşamaya nasıl devam edeceğim. Kafayı yemek üzereyim. Gerçekten.

Sessiz olmaya çabalasamda yatağı iterken çıkan ses onu uyandıracak diye çok korktum.  O kadar derin uyuyor ki yatağın iğrenç sesine bile uyanmadı.

Dolabı açarken menteşelerden çıkan ses her bir sinir hücremi dürtüyordu. Bu dolabı kırıp parçalamak istiyorum.

Taehyung a baktığımda uyumaya devam ettiğini görünce tekrar dolaba yönelip kıyafet bulmaya çalıştım. Karanlıkta ne kadar başarılı olacaksam

Genellikle siyah giydiğim için aldığım şeylere özen gösterme gibi bi alışkanlığım da yok. Elime ilk geçen şeyleri aldım.

Ses çıkarmamak için dolabı kapatmadan odadan çıktım.

Saatin kaç olduğunu bilmiyorum ama herkes uyuduğuna göre çok erken uyandım. Evet gecenin bi vakti duş almaya gidiyorum. Terlemeyi sevmiyorum ve bu şekilde uyumama imkan yok.

Koridorda ayaklarımı sürterek yürüken arkamda duyduğum sesle baştan aşağı titredim.

Sanki biri beni takip ediyordu ve bi şey düşürdü.

Korkuyla adımlarımı hızlandırırken arkama bakmayı da ihmal etmedim. En azından gelen şeyin ya da kişinin kim olduğunu görmek istiyorum.

Aslında şizofreni olmadığımdan emin olmak istiyorum. Taehyung u bile anlamazken kendimi nasıl anlayabilirim ki! Bu gidişle hasta olmasam bile kendimi hasta sanacağım kesin.

Banyoyu görünce peşimde dolaşan katilden kurtulacak bi yol bulmuş gibi koşarak kapıya ulaştım.

Kapıyı açar açmaz olduğum yerde kalakaldım. Bundan daha kötü ne olabilir?

Neden ben!? Neden!?

Ani şokla arkamı dönüp gözlerimi kapattım. Neden ordan uzaklaşmadığımı bende bilmiyorum. Tek bildiğim Jimin i kendini tatmin ederken görmem ve kıpırdayamadığım.

"Yahh!!!

Buraya gel!!!" bağırırken yükselen sesinden bana yaklaştığını anlamam zaman almadı. Gözlerimi açıp bi adım attım ve ikinci adımda olduğum yerde kaldım.

Kıpırdayamıyorum çünkü bunu engelleyen Jimin in pis elleriydi. Bi eli belimi sararken diğer ıslak eliyle ağzımı kapattı. O ıslaklığın ne olduğunu bilmek istemiyorum. Şuan tek istediğim ölmek.

Saniyeler önce erkekliğinde olan eli şuan ağzıma temas ediyor ve boş midem kusmak için yalvarıyor. Lanet olsun buna mı yoksa temas eden vücuduna mı üzülmeliyim! Çığlık atmaya çalıştıkça ağzımı daha çok sıkıyordu.

Beni banyoya sokup kapıyı kapattı ve bu sefer kilitlemeyi es geçmedi. Neden özel işlerinde kilitlemezsin ki!

Sırtımı sertçe kapıya vurup bedenini bana bastırdı.

Ellerimi göğüsüne vurup kurtulma umuduyla vurmaya başladım. Fayda etmesede vurmaya devam ediyordum.

Bileklerimi kavradı ve başımın üstüne birleştirdi. Kızarık şişmiş gözleri, morarmaya yüz tutmuş gözaltı ve soluk yüzü bana yaklaşırken korkum kat kat artıyordu. Nefes almayı bile unuttum. Dolgun dudaklarını diliyle ıslattı ve aramızda iki santim kadar mesafe bıraktı.

Titreyen bacaklarım ayakta durmamı zorlaştırsa da onun bedeni düşmeme izin vermiyordu.

"Nereye gidiyorsun!? "

xtazarax'a ithafen yazılmıştır

Anhedonia ✘ kthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin