"Iseul senden hoşlanıyorum.Denemek ister misin?"
"Buraya senin denemen için gelmedim" diyerek çıkıştım ayağa kalkarken. Fazla tepki vermiş olabilirim ama kendini ne sanıyor bu?
"Iseul yanlış anladın"
"Sadece 4 gün. mümkünse son günlerimde de karşıma çıkma"
"Iseul!" arkamı dönme zahmetine bile girmeden el salladım ve hızlı adımlarla koridorda ki insanların arasına karıştım.
Denemekmiş! Beni de oyuncağı olacağım kızlardan sanıyor. Ama bunu için fazla zekiyim. Gerçekleri görebiliyorum en azından.
Söylenirken girdiğim odada gördüğüm aptal dolaba tekme attım. Neden bunu yapma gereği duyduğumu bilmiyorum ama ne kadar acıttığını hissedebiliyorum. Ayağımı tutup kıvranırken aklıma gelen fikirle yerimden doğruldum.
Yatağı iterek dolaba yakınlaştırdım. Artık bu lanet dolabı açık görmeyeceğim. Daha güvende hissediyorum. Ayağımdaki ağrıyı saymazsak.
*
Yatağa ters uzanıp ayaklarımı duvara yasladım. Tavanı izleyip şarkı mırıldanarak eve gidince yapacağım şeylerin planlarını kurmaya başladım.
Kapı açıldı ve saniyesinde yatakta toparlanmaya çalışırken görüş açıma Taehyung girdi.
Ayaklarımı soğuk zeminle buluşturunca Tae kollarını bedenime sardı.
"Tae-"
"Neden? " ağzından çıkan tek kelime. Ne olduğunu bilmeden nasıl cevap verebilirim?
"Ne neden!? " omzundan iterek kendimden uzaklaştırdım.
"Sen haklıydın Iseul" saçlarını karıştırıp ensesine indirdi elini.
"Ne?"
"Min hee. Yani Jungkookla gördüm onları. Ama hissetmedim"
"Neyi? İyi misin sen? Dediklerini anlamıyorum"
"Iseul. O en iyi arkadaşımdı. Sevgilimle olması beni üzdü ama Min hee yi gördüğümde hiçbir şey hissetmedim. "
"Onu sevdiğine emin misin?"
"Onunla sevdiğim için çıkmıyordum" 'sevdiğim için çıkmıyordum' cümlesi aklımı daha fazla karıştırmaya başladı. Sevmediği halde çıkması çok saçma ama onunla fazla vakit geçirmemesi biraz da olsa inandırıcı geldi.
"Bak. Bana her şeyi anlat tamam mı? Belki sana yardım edebilirim"
*
Söylediği tek şey Min hee nin iyileşmesi için çıkması. Min hee istediği için... Ama onlarda Taehyung iyileşeceği için söylemememi istemişlerdi. Bu ne demek oluyor? Ya da kim doğruyu söylüyor?
"Sadece Dong woo ya su götürüyordum ve odaya girdiği-"
"Yah! Orda bile mi!? "
"Dong woo nun oda arkadaşı Jungkook."
"Ne yani ben Jungkook'un yatağında mı oturdum" iğrenerek elimi alnıma vurdum.
"Takıldığın tek şey bu mu?"
"Özür dilerim ben takıntılıyım"
"Yine de çok tatlısın."
"Peki görünce tepkin ne oldu? " Konuyu çevirdim başarıyla. Normal bi insan olsa hemen anlardı ama Tae bunu anlamayacak kadar saf ve o bunu özel kılıyor.
