AA.1

2.4K 152 20
                                    

Medya:ASRIN

  

Sipariş vermek isteyen müşteri varmı diye etraftaki masalara göz gezdirdim.
Henüz sipariş için çağıran yoktu.
Çok şükür!
İki nefes alayım yoruldum yahu!
Dememe kalmadan birkaç saniye geçmişti ki ikinci alacağım nefes boğazımda takılı kaldı.

Patronunun seslenmesiyle, mutfak- bar olarak kullanılan yerden siparişi hazırlanan masanın tepsisini elime alıp,ilgili masaya götürdüm.Masaya açtığım  servisten sonra gülümseyip 'afiyet olsun' diyerek ayrıldım,tekrar yerime geçtim.

Kafenin içine o esnada yeni giren 4 kişilik genç grup,etraftaki boş masaları inceleyip denize bakan cam kenarındaki masaya oturdular.Elimde kalem ve adisyon defteriyle masaya doğru ilerledim..

Yoğun bir gündü inadına.. Neredeyse hiç durmadan çalıştım.
Ve günün bitmesine dört saat vardı

Ayaklarımın altı zonklarken,
masanın yanına geldiğimde mecburen bir teneke bal yutmuşum gibi en tatlı sesimle,masadaki gençlere seslendim.
"Deniz Cafe'ye hoşgeldiniz.. Siparişlerinizi alabilirmiyim?"

Ne yetimhanede nede ordan kaçtıktan sonra bir müddet yaşadığım sokak hayatında asla cici kız olmazken,şimdi el mahkum kibarlıktan kırılan halime acıdım..
Ne hallere düştüm!

Ele karıştın kız Asi,çalışmak zorundayken aynı şekilde kalmayımı bekliyordun ?!--Doğrucu köyün muhtarı iç sesim konuştu yine..

Sorduğum soruyla bana dönmüş dört tane surata bakarken gözlerim kamaştı.Yuhlar ötesi!!

Hepsi birbirinden yakışıklı,moda dergilerinin kapaklarında yer alan mankenlere taş çıkaran 4 adet sırım gibi delikanlı..

-Heyy güzel rabbim!Verdikçe vermiş hay maşallah!" -diyen iç sesim yine lafa atladı.

-Vay anasını!!Bunlar insan değil be!Hepsimi taş olur..ne taşı,taş değil kaya parçaları gibiler! -diyerek iç sesime katılan Kızıl şeytanımında salyaları akıyordu resmen!!

İkinizde alın şu mendilleri,iğrenç salgılarınızı silip hemen çenenizi kapayın,ne ara sapık oldunuz siz böyle ya! diyerek onları içimde susturdum.

Yalnız olayın tuhaf tarafı,ben onlara hayran bakarken onlar bana şeytan görmüş gibi bakiyordu.. Dördü birden!..

O kadarmı kötü görünüyorum be? Tamam saçım başım koşuşturmaktan dağılmıştır ona  eminimde,bu kadar tepkili bakışıda haketmiyorumdur heralde.Bozulduğumu belli etmemek için boğazımı temizleyip tekrar sordum;

"Siparişler diyorum beyler??Hani buraya gelme amacınıza uygun hizmet durumundan dolayı yani..
İstediklerinizi söylesenizde bende getirsem,nasıl olur?"

Bak hala aynı bakışlar..
Cansız mankenler gibi dururlarken  parmağımla dürtesim geldi..
Sonra biranda bir haykırış,
bir ulusa sesleniş duydum..

Ne oluyor yahu?Benden önce davranıp deli dürttü galiba..
Masada oturan fantastik 4'lüden  siyah saçlı,çarpıcı derecede karizma genç,hakimiyetini yitirmişcesine titreyerek yerinden
kalktı.
Aklımdan hızla geçen 'acaba kuduz falanmı,ısırırmıki gibisinden korkulu düşüncelerle ihtimalleri hesaplarken,aksine son derece acı dolu bir sesle bana seslendi. "Alevvvv??!!"

Höst!! Sensin Alev!.
Beni korkuttuğu yetmiyor gibi üstüne başka bir isimle sesleniyor!

Sakinliğimi koruyup,zor bela oluşturduğum salon cizgimden çıkmamak adına,Onu yanıtlarken kibarlığımın yere düşen son kırıntılarınıda yuttum.

TIPKISININ FARKLISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin