DEFNE
"Artık kalıcı yım."
"Nasıl yani?"
"Yandaki evi tuttum."
Gözlerine inanmamış bir ifadeyle bakıp yandaki eve göz atıyorum. Evimin sol tarafında kalan ev pembe boyalı. Önceden Fatoş teyze oturuyordu. Küçük bir ev. Ömer burada yaşayamaz.
Hele bu mahallede... HİÇ!"Çok komikmiş! Ev satılık ama ay dur gülmekten ölücem."
Diyerek gülmeye başlıyorum. Ömer yine anlamsız ifadeyle bakıyor.
"Defne evi gerçekten tuttum."
Elindeki anahtarları sallıyor. Na-nasıl yani?
Ben bu ukala kas yığını adamla komşu mu oluyorum??!
Hayır ya olamaz!!
"Ciddi olamazsın?"
"Son derece ciddiyim."
"Ya of!"
"Ne güzel işte sık sık görüşürüz. Neyse görüşürüz güzelim."
Yanağımdan makas alıp gidiyor. Sinirle arkasından söylene söylene eve giriyorum.
Neymiş efendim güzelimmiş? Daha yeni arkadaştık? Şimdi 'güzelim' oldm. Bi de sinir bozucu komşu olduk.
Of of!!! Sinan ile komşu olsaydık keşke!ÖMER
Şu komşuluk işi acayip iyi olmuştu. Aslında tişörtümü almaya geldiğim gün gidecekken satılık ilanını gördüm. Defneye yakınlaşmak için aldım.
Zaten benim için 5 kuruşluk biseydi. Sıklıkla o eve uğrarım. Defneme yakın olurum. Evet 'Defnem' dedim çünkü ondan etkileniyorum!
Arkadaş olamayız, bugün ona güzelim diyip yanağından makas aldım. İnşallah her şey iyi gider.
İlk önce eski evime gidip odama çıkıyorum. Bazı eşyalarımı büyükçe bir çantaya dolduruyorum.
Sonra üzerime spor biseyler geçirip çıkıyorum. Tekrar yeni evime geliyorum. Odama eşyalarımı yerleştirip salona gidiyorum.
Koltuğa uzanıp televizyonu açıyorum.
Ohh! Değme keyfime!
*******
Gözlerimi açıyorum. Koltukta uyuyakalmışım. Her yerim ter olmuş. Tabi pervane, klima hiçbirşeyi açmadan uyumuşum, tabiki çok terlerim.
Televizyonu kapatıp duşa giriyorum. Çıkınca havluya silinip odama gidiyorum. Gri bir kapri giyip siyah tişörtümü elime alıyorum. Tam giyecekken zil çalıyor.
Sinan gelmiştir diye tişörtü yatağımda bırakıp kapıyı açıyorum. Karşımda elinde tencere ile Defneyi görmeyi beklemiyordum tabii.
Saçlarını topuz yapmış, siyah bol şalvar tarzında bir eşofman ve siyah tişört var. Çok ponçik gözüküyor ve o narin elleri büyükçe bir tencereyi tutuyor.
"Hoşgeldin."
"Ya, sen karşında kimi görmeyi bekliyordun bu hal ne?"
Gözlerini kapıyor. Sırıtıyorum.
"Hiç görmedin mi sanki?"
"Gıcık ya!"
"Tamam sen bi geç içeri."
İçeri geçip salonda koltuğa oturuyor. Odama gidip siyah tişörtümü giyiyorum ve salona geri dönüyorum.
Defnenin karşısına oturuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Kulesi İle İstanbul Boğazı
FanfictionKadın, Kız Kulesiydi; zarifti ama yapayalnızdı. Annesi babası yoktu. Bir abisi vardı, o da onu terk etmişti. Siyah giyinirdi, siyah düşünürdü. Kendini hep Kız Kulesine benzetirdi. Adam, İstanbul Boğazıydı; hareketli neşeli, boğaz gibi coşan dalgala...