DEFNE
Selin cebinden bir anahtar çıkardı. Gözlerimi sonuna kadar açtım.
"S-selin bu neyin anahtarı?"
Selin anahtarları sallayıp gülümsedi.
"Kafemizin."
Kaşlarımı çatarak ona anlamsız bakışlar attım.
"Anlamadım."
Salak mısın?
Lütfen rahat bırak beni.Selin gülümsedi. Bu kez sözü Ömer devraldı.
"Yani ikinizin kendinize ait bir kafeniz oluyor. Bu da dükkanın anahtarı."
Koşarak Ömerin boynuna atladım. Dudaklarımızı buluşurdum. Ayrıldığımızda Selinle sarıldım. Beşlik çaktık.
"Yaa Ömer! Aşkım çook teşekkürler."
"Eniştelerin bitanesi!"
Ömer bize bakıp gülümsedi.
"Şimdi siz ikiniz alışverişe gidiyorsunuz. Dükkan için mobilya falan alışverişi. Birkaç haftaya açılışı olur kafenin. Ben de tekneye gidiyorum."
Yanağımdan öpüp Selin'e el salladı ve evden çıktı. Seline baktığımda hınzırca bana bakıyordu. Zıplayarak dans ettik.
"Aaaay! İnanamıyorum! Kendimize ait dükkanımız olacak!"
Selin de bana tekrar sarılıp çığlık attı.
"Ay çok mutluyum! Neyse hadi hemen alışverişe gidelim! Masalar, sandalyeler, çiçekler, süslemeler!"
Gülümsedim.
"Hem garson hem aşçı oluruz. Evlere sipariş için de buluruz birini."
"Evet Defo ya! Süper olacak! Hadi çıkalım!"
Beraber ayakkabılarımızı giyip çantalarımızı aldık ve evden çıktık. Taksiye atlayıp AVM ye gittik. Bi mobilya dükkanına girdik. Mavi, çiçekli bir masayı beğenip kafenin içine sığacak kadar aldık.
"Bence şu sandalyeleri de alalım."
Selin'in dediği sandalyelerin de tam sayısını söyleyip satın aldık. Başka dükkanlara gidip malzeme satın aldık.
●○●○
Delicesine alışveriş yapmıştık, şimdi kafemize gidiyorduk. Seline baktım.
"Selin! Bizim kafenin adı ne olacak?"
Selin 'bilmem' anlamında dudağını sarkıttı.
"DefSel olsun mu? Baş harflerimiz."
Gülümsedim.
"Çok yaratıcı gerçekten Selin."
Selin saçlarını savurdu.
"Ah tabi ki işte ben Defo."
DefSel... Aslında kulağa hoş geliyor ha.
"Aslında olabilir."
Selin gülümsedi. Taksinin kafenin önünde durmasıyla şoföre para uzatıp arabadan indi. Ben de çantamı alıp arabadan atladım.
Karşımdaki güzel binaya baktım. Selin ile elimizde poşetlerle gülümseyip içeri girdik. Sadece tezgah vardı. Aldığımız malzemeleri yerleştirdik.
"Hadi bakalım Selin, temizliğe başlıyoruz!"
Temizlik malzemelerini çıkarıp süpürgeyi Selin'in eline tutuşturdum. Selin oflarken ben gülerek yerleri silmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Kulesi İle İstanbul Boğazı
FanfictionKadın, Kız Kulesiydi; zarifti ama yapayalnızdı. Annesi babası yoktu. Bir abisi vardı, o da onu terk etmişti. Siyah giyinirdi, siyah düşünürdü. Kendini hep Kız Kulesine benzetirdi. Adam, İstanbul Boğazıydı; hareketli neşeli, boğaz gibi coşan dalgala...