Merhabalar!
Medyada DefÖm.. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar...
ÖMER
Annem, karşımda duruyordu. Yıllardır yurt dışında, Almanyada kalmıştı. Bize ayda yılda bir telefon açıyor, iyiy olduğunu bildirip yüzümüze kapatıyordu.
Almanyada çok ünlü bir otel zincirleri vardı. Hayatını kariyerine adamıştı. Biz umrunda bile değildik. Ayline veya bana bir şey olsa yanımıza gelmezdi. Düğünümüze bile. İşlerini bahane eder geçiştirirdi.
Ben anne şefkatini hep babamdan görmüştüm. O da vefat edince, 11 yıldır Aylinle yalnızdık. Kardeşimle, arkadaşlarımla, tekneyle kendimi avutuyordum.
Bu kadar süreden sonra sahte bir gülümsemeyle kollarını açmıştı. Ona yüz vereceğimi mi düşünüyordu?
Hayır elli vereceğini.
....."S-senin ne işin var burada?!" dedim soğuk bir ses tonuyla.
"Sizi görmeye geldim oğlum!"
Yanıma gelip bana sarıldı. Kollarından sertçe kurtulup onu ittirdim.
"Çok değerli işlerinden vakit ayırabildiniz mi Zehra Hanım? Yoksa otel zincirlerinizi genişleterek Türkiyeye mi geldin? Yeme beni, asla bizim için İstanbula gelmezsin sen!"
"Oğlum böy----"
"Senin yüzünü bile görmek istemiyorum! Yürü Defne!"
Defnenin elini tutup kendime çektim ve hızlı adımlarla arabaya ilerledim. Annem olacak şahıs yüzsüzlükte level atlayarak peşimizden geldi.
Defne ön koltuğa oturunca onun kapısını kapatıp arabaya dayandım ve o şahsiyete baktım.
"Ne benim ne de Aylinin sana ihtiyacı yok! Sen kariyerini ilerletmeye devam et! Başarılar, iyi işler! İstanbula falan otel açarsan tatile geliriz yani! Defol git burdan!"
Arbaa bindim ve sertçe kapıyı kapattım. Arabayı çalıştırdığım zaman Defnenin ağladığını fark ettim.
"Bebeğim, neden ağlıyorsun?"
"Ö-Ömer."
Sesi cılız ve güçsüzdü. Zorlukla telefonu kavrayıp ekranını bana çevirdi. Mesajı okuyup yutkunmaya çalıştım.
Gönderen; Mavi
Defne. Kıvanç ve Aylin boğulma tehlikesi geçirmiş. Ömerle birlikte çabuk gelin Ortaköy Hastanesi.O an beynimden vurulmuşa döndüm. Ellerim titrerken cevap vermek yerine arabayı çalıştırdım.
Defne de telefonunu çantaya yerleştirip burnunu çekti.
"Onlar, iyidir değil mi?"
Gözyaşlarımı dindirmeye çalışırken Defneye döndüm. Onun ağlamasına kıyamıyordum.
"Merak etme, her şey güzel olacak."
Her şey güzel olacaaak senle olunca söyleme b----
Siktir git!"Ama lütfen sen ağlama Kızılım. Zaten moralimi bozmamaya çalışıyorum, sana kıyamam ben."
Defne gözyaşlarını silip tebessüm etti. Hastanenin otoparkına park edip kapımı açtım. Defne hızlı bir refleks ile çantasını alıp arabadan indi.
"Hadi, gidelim."
Elini tuttum ve koşar adımlarla hastanenin giriş görevlisinin yanına gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kız Kulesi İle İstanbul Boğazı
FanfictionKadın, Kız Kulesiydi; zarifti ama yapayalnızdı. Annesi babası yoktu. Bir abisi vardı, o da onu terk etmişti. Siyah giyinirdi, siyah düşünürdü. Kendini hep Kız Kulesine benzetirdi. Adam, İstanbul Boğazıydı; hareketli neşeli, boğaz gibi coşan dalgala...