BÖLÜM 9

13 2 0
                                    

Özgür'ü 3-4 gün sonra hastaneden çıkarabilmiştik. Eve geldiğimizde yine biz bize kalmıştık ve Özgür yine uyumak istemişti. Hastanede geçen günler boyuncada Özgürle bol bol koyun koyuna uyumuştuk,sürekli yanaklarıma sulu öpücükler bırakmıştı ve resmen vıcık vıcık sevgililer gibi olmuştuk. Gülsem mi ağlasam mı bilemediğim bu günlerin ardından bu sefer Özgür yatağında uyuyacaktı galiba. Tekerlekli sandalyeyi sürerek Özgürle beraber içeriye girdim. Önce ona evi gezdirdim ve tanıttım. En son odasına gelmiştik. Odaya girince ağzı nerdeyse bir karış açılmıştı.
-Burası benim odam olamaz,zindan gibi bir yer,ben burda tek başıma uyuyamam ki,korkarım
Arkamızdan sessiz sessiz gelen Semih'in sesi duyuldu
-Zaten sen Ömür'ün evinde onunla kalıyorsun,ben genelde buraya kız atıyorum ablacım dedi ve muzipce güldü
-Bu dolapta ne var? diye sordu Semih'e Özgür
-Kıyafetlerin var dedi kapıya yaslanarak Semih
Özgür tekerlekli sandalyesini sürüye sürüye dolabın yanına gitti ve dolabı açtı. Sanki daha fazlası mümkünmüş gibi daha da açıldı ağzı
-Ama ama bunlar benim kıyafetlerim olamaz ki. Ben bunları giymem dedi yüzünü buruşturarak. Çok üzülmüştü gerçekten. Yanına gittim,diz çöktüm ve sımsıkı sarıldım.
-Halledeceğime söz veriyorum diye fısıldadım kulağına
O da uyuyacağını söyledi,onu yatağa yatırdıktan sonra ben arabanın anahtarlarını alıp çocuklara 'ben bir kaç saate gelirim' dedikten sonra yol kenarındaki kocaman bir mağazaya sürdüm. Burda Özgür'ün şuan ki psikolojisine uyacak türden güzel kıyafetler vardı. Ona yakışacağını düşündüğüm bütün kıyafetleri aldım ve elimdeki onlarca poşeti arabama yerleştirip eve döndüm. Eve geldiğimde Özgür hala uyuyordu,Serin ise yemek hazırlıyordu,Semih havuzdaydı.
Eve girince beni ilk Serin fark etti. Elimdeki poşetleri fark etmesi çok uzun sürmemişti.
-Ohanında ohası,Ömür bunlar ne böyle
-Özgür'ün yeni kıyafetleri dedim ve gülümsedim. Ne yaptığımı anlamış olacak ki minnetle elini omzuma koydu.
-Bence kıyafetleri yatağının etrafına koy,uyandığında mutluluktan çığlıklar atacaktır. Artık Özgürde bir süreliğine normal kızlardan dedi ve güldük
Aynen dediği gibi yapmıştım,kıyafetleri yatağın etrafına koymuştum ve dediği gibi de olmuştu,önce çığlık atmış sonra da heyecanlı sesiyle 'Ömüüüüürrr' diye haykırmıştı. Sesi duyar duymaz odaya koştum ve kıyafetlere teker teker baktık. Sonra en beğendiğini seçti ve yaptığı duştan sonra giyinip yanımıza geldi.
-Ah Ömür çok güzel elbiseler almışın aşkım çok teşekkür ederim. Daha gülümseyemeden yüzü asıldı
-Ama tekerlekli sandalyede ne kadar güzel durursa işte
Hepimizin suratı asılmıştı bu dediğiyle. Artık Utku'yla şu konuyu konuşmak farz olmuştu. Büyük ihtimalle bir ay kadar bir süre Paris'te bir rehabilitasyon merkezine yatacaktı ve fiziksel tedavi görecekti. Utku'yla bende yanında olacaktık tabi.
-Ben Utku'yla şu meseleyi konuşacağım Özgür,sen benden haber bekle daha sonra ne yapacağımıza karar veririz dedim ve Utkuya gitmek için yola koyuldum.
Utku'ya geldiğimde elinde kahvesiyle karşılamıştı beni
-Gel kardeşim, sana da bir kahve yapayım sonra konuşalım dedi ve mutfağa geçti. Bir kaç dakika sonra elinde başka bir kupayla içeri geldi ve bana uzatırken 'bol sütlü' deyip gülümsedi.
Hemen konuya girmiştik. Bir kaç yerle görüştüğünü ve bir hafta içinde Paris'e gideceğimizi söyledi. Kısa bir tedavi sürecinden geçicekmiş fazla uzamayacakmış bu tedavi. Yüzü az da olsa gülüyordu. Ben eve dönmek için ayaklanmıştım ki Utku'da benimle geleceğini söyledi ve beraber çıktık. Yolda merakıma dayanamayıp sordum
-Rahatsız olmuyorsun değil mi? Soru sorar gözlerle bakınca devam ettim.
-Yani Özgürle bir süre oynayacağımız sevgililik oyunundan bahsediyorum
Güldü
-Yok be,neden öyle düşünüyorsun?
-Ona karşı bir şeyler hissettiğini düşünmüştüm bardaki konuşmanızdan sonra dedim
-O günde dediğim gibi o bana annemi hatırlatıyor,özlemini hafifletiyor,bende kendi kendime söz verdim işte ona en iyi şeyleri yaşatmak adına,o yüzden yani, o benim herşeyim fakat kadınım olamaz dedi yüzündeki gülümsemeyi silmeden
Dediğiyle içimden bir oh çektim ve hiç konuşmadan eve geldik. İçeri girdiğimizde Utku şaşkın gözlerle Özgür'ü süzdü ve koşarak yanına gitti
-Oha oha oha. İşte şimdi tam olarak anneme benzemiş. Müthiş,bence hep böyle giyinmelisin dedi ve hepimizi gülümsetti.
Ardından hemen ben lafa girdim.
-Bir hafta içinde Paris'e gidiyoruz,Utku rehabilitasyon merkezini ayarlamış,uçak biletlerini de o halledecek,hallolur hallolmaz Paris'e uçacağız deyince gülümsedi ve kendi kendine mırıldandı 'iyileşeceğimm'
Ertesi gün ise arkadaşları Özgür'ü ziyarete gelmişlerdi. En çok Derinle anlaşmışlardı. Zaten hafıza kaybından önce de en sıkı fıkı olduğu arkadaşı Derinmiş öğrendiğime göre. Utku bu akşam biletleri alacağını söylemişti,arayıp henüz almadığını öğrenince Derin'e de Özgür'e eşlik edip bizimle gelme teklifi sundum ve kabul etti. Su olanları duyunca bir kaç günlüğüne çıktığı şehir dışı turundan geri dönmüştü fakat uzun süre kalamayacağı için Paris'e gelemeyecekti. Bu durumda Utku,ben,Derin ve Semih tedavi sürecinde Özgür'e eşlik edecektik,Serin ise burada bazı işlerini halledip sonradan gelecekti yanımıza. Akşam altı gibi Özgür'ün arkadaşları dağılmıştı. Bir tek o meymenetsiz Cenker haricinde. O çocuğun bakışlarından hiç hoşlanmıyordum işte. Biz birer kahve içene kadar Utku gelmişti zaten ve elinde 5 tane bilet vardı. Yarın gece Paris'e uçuyorduk. Özgür o kadar sevinmişti ki o kadar hayat doluydu ki enerjisini herkese yaymıştı bir kaç dakika içinde.
-Daha bitmedi şimdi sürprizimize geçelim dedi Utku ve bana göz kırpıp Özgür'ün tekerlekli sandalyesini dışarı doğru sürmeye başladı,bu sürprizi bu kadar çabuk yapacağını düşünmüyordum. Onların arkasından herkes dışarı çıkmıştı fakat ben zaten bildiğim için içerde onları bekleyecektim.
Boş durmamak için odayı toparladım ve kupaları mutfağa götürdüm. Mutfağa girdiğimde bir ses duyup arkamı döndüm ve arkamda onu görmemle tezgaha yapışmam bir oldu.

SİYAHIN ÖTESİNDE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin