SİYAHIN ÖTESİNDE.

BÖLÜM 4.

Okuyan olursa bissürü bölüm atarım :-) :-)
Multimedia da tuhaf kılıklı adamımız Cenker var

Özgür koşunca arkasından bizde koştuk kapıya. Kapıyı açar açmaz kapıdaki kumral,mavi gözlü çocuğu -onunda benimkiler gibi kulak tünelleri vardı,gözümden kaçmadı- yakalarından tutup içeri çekti ve duvara hızla sırtını vurdu.
-Seni şerefsiz! Seni adi! Seni pislik!
Çocuk ellerini yavaşca kaldırıp Özgür'ün saçlarına dokunmaya çalıştı
Özgür daha da öfkelendi ve bağırmaya başladı
-Sakın dokunma bana,adi pislik seni,ne halt yemeye geldin buraya. Affedilmeyeceğini bilmiyor musun? Bu kadar aptal mıydın gerçekten?
Çocuk gözleri dolmuş bir halde yavaşça konuşmaya başladı
-Şee-şey ben Özgür çok özür dilerim ama şey
Durdu ve ne kadar içten olduğunu göstermek istercesine gözlerinin içine baktı... Baktı... Baktı...
-Ama nee? diye bağırdı Özgür hiddetle
-Ben çok özledim Özgür. dedi ve sonunda tuttuğu gözyaşlarını serbest bırakarak başını önüne eğdi.
Özgür önce biraz afalladı. Sonra kafasını iki yana onaylamazcasına sallayarak elini çocuğun yakalarından indirdi.
Arkasını dönüp koltuğa doğru yürürken konuşuyordu
-Neyse bırak zırlamayı niye geldin diyorum?
Kendini koltuğa atınca Özgür'ün arkadaşlarından bir kaçı konuştu
-Biz çağırmıştık ya Özgür
-Ama onun bir menfaati olmasa gelmezdi,Savaş söyle niye geldin? dedi tekrardan.
Çocuk yavaş yavaş Özgür'ün yanına gitti ve koltuğa oturdu.
-Dedim ya çok özledim seni Özgür ama konuşmamız gereken şeylerde var dedi
Özgür,Savaş'ın suratına boş boş baktı ve
-Şimdi git sinirim yatışınca ben seni çağıracağım. dedi
Savaş anlayışla kafasını salladı ve kalkmak için yeltendiğinde geri eğildi ve Özgür'ü öpecekti ki Özgür ona okkalı bir tokat geçirdi
-Siktir git Savaş.
Önüne döndü ve içkisini içmeye devam etti. Savaş kapıdan çıkınca onları izleyenlerde önlerine döndüler.
Özgür elindeki içkiyi bitirir bitirmez kalktı ve odasına gitti. Giderken de 'Herkes dağılsın,parti bitti bidaha odamdan çıkmayacağım' demişti.
Herkes homurdanmaya başladı. Şu tuhaf kılıklı herifte arkasından bağırdı
-Bebeğim bekaretini vermeye karar verirsen burdayım biliyorsun -piç kahkahası attı -
Aşırı sinirlerim bozulmuştu,bunlar nasıl insanlardı böyle.. Ama.. Ama.. Bir dakika,bekaretini vermek istersen demişti o çocuk,yani Özgür şimdi bakire miydi?? Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilmez bir şekilde salonun ortasında ağzım açık sap gibi dikilip kalmıştım. Kendime gelmek için bir yudum içki aldım ve bardağı kenara bıraktım. Bu kadar içki yeterdi. Şimdi gidip şu tuhaf çocuğun adını öğrenicektim. Onlara doğru yürüdüm,sadece Semih yoktu ortalıkta hepsi bir masanın etrafında toplanmış doğruluk cesaretlilik oynuyorlardı. Gittim ve boş bulduğum bir yere oturdum.
-Bana da izin var mı oyunda
Serin gülümsedi
-Tabiki dostum,neden olmayacakmış?
-Semih oynamıyor mu? diye bir soru yönelttim
Hepsi bir ağızdan ' Biz ne zaman doğruluk ve cesaretlilik oynasak o hep ortalıktan kaybolur ' dediler ve güldüler,bende güldüm.
Benle birlikte yedi kişiydik masanın etrafında. Şişeyi Derin çevirdi,döndü döndü ve Serinle İlayda'nın arasında durdu,İlayda,Serin'e soruyordu.
-Doğruluk mu cesaretlilik mi bebek?
-Doğruluk dedi ve rahatsızca gülümsedi Serin
-Benden başka bir kadınla yatmadın değil mi Serin? dedi sinsi bir gülümsemeyle
Serin çok rahatsız olmuştu bu sorudan belliydi
-Yoo-yok. Noldu ki? dedi Serin utangaç bir şekilde,kafasını yere eğmişti. Ah evet bu çocuğu seviyordum.
-O yüzden bir kez yattığım insanla ikinci kez yatmam kuralını bozuyorum zaten,senin için. dedi İlayda ve ardından bir kahkaha atarak 'Bu gece uğra' diye ekledi. Nasıl bu kadar rahat olabiliyorlardı anlamıyorum. Kafamdaki düşünceleri susturdum ve oyuna döndüm. Şişeyi Serin çeviriyordu,şişe döndü.. döndü.. döndü.. ve kısa saçlı erkeği andıran kızla benim aramda durdu. Bu kız hiçte kötü sorular sorucak birine benzemiyordu ama yine de cesaretlilik diycektim. Sıcacık gülümsedi ve
-Ee hangisi? diye sordu
-Cesaretlilik dedim kendimden emin bir şekilde
-Imm acaba sana ne yaptırsak. dedi ve kısa bir süre havaya bakarak düşündükten sonra gülümseyerek bana döndü
-Cenker ile öpüşmenizi istiyorum. dedi pis bir gülüşle. Ah hadi ama bu kızdan bunu beklemiyordum,ama Cenker de kimdi,benden bir erkekle öpüşmemi istemişti,inanmıyorum ben bunu yapamazdım.
Sesim titreyerek
-Ce-cenker kiiim? dedim usulca
Özgür'ün arkasından bağıran tuhaf çocuk ayağa kalktı ve
-Gel bakalım yakışıklı diyerek bana doğru yürümeye başladı. Ürpermiştim,bu çocukta zaten öyle birşeyler sezmiştim,demek ki bisexüeldi.
Ayağa kalkıp elimi kaldırdım,bunu yapmayacaktım.
-Be-ben kızlardan hoşlanıyorum üzgünüm bunu yapamam. dedim korkulu gözlerle çocuğa bakarken
Ellerimi arkamda birleştirip sıktırdı ve üzerime eğilmeye başladı
-Hayır dedim sana hayııırr,ben gay değilim,çekil,istemiyorum. diye bağırmaya başladım.
Çocuk tam beni öpecekti ki kafasına yastık geldi ve sızlanarak geri çekilmek zorunda kaldı
-Hey noluyor ya bir öpüşemedik. dedi tuhaf çocuk
Bu Özgür'dü,yastığı Özgür fırlatmıştı Cenker denen bu çocuğa. Fırsattan istifade ben kendimi geriye attım,Özgürse bağırmaya başladı
-Sikerim lan böyle işi napıyorsunuz siz burda,çocuğun çığlıkları taa odama kadar geliyordu,gelmesem tecavüz edicektiniz herhalde. dedi öfkeli sesiyle
Bu onun beni ikinci kez kurtarışıydı,kahramanım benim diyip boynuna atlamak istedim bir an sonra kendi düşünceme güldüm içimden.
O sırada Cenker isyan ediyordu
-Özgür hadi ama oyun oynuyorduk hem burda. dedi sitem ederek
-Ne oyunu lan ben size gidin demedim mi! Bugün yeterince sinirlerimi bozdunuz siktir olup gidin. diye bağırdı Özgür,tam arkasını dönüp gidicekti ki geri döndü ve beni göstererek
-Sen,tacize uğrayan çocuk,sen istersen kalabilirsin. dedi
Allahım nasıl mutlu oldum,istemeden kafamı eğdim ve kendi kendime gülümsemeye başladım.
O sırada herkes toplanmakla meşguldü,Serin mahçupca gülümsedi ve
-Bilirsiniz Özgür'ü yapıcak bir şey yok dedi
Herkes önemli olmadığını söyleyerek evden çıktı,Serin onları yolcu etti ve salona geldi.
-Ee madem Özgür torpilinden yararlandın hadi o zaman evi de toparlamaya yardım edersin artık. dedi şirin gözükmeye çalışarak.

--

Az kişiydik fakat ev fazla dağılmıştı,bir saate yakın ev toparlamak için uğraştık. Biz evi toparlarken Semih hasta taklidi yapıyordu. Serin sinirlenip arada Semih'e tehditler yağdırıyordu,Semih ise duymamazlıktan geliyordu. Her yeri toparlayıp işimiz bittiğinde Serin duş alacağını söyleyerek banyoya gitti,Semih ise bir süre sonra gerçekten uykuya dalmıştı. Fırsattan istifade Özgür'ün odasının önüne gittim,kapı aralıydı,aralık olan kapıdan onu izlemeye başladım. Çok sinirli gözüküyordu,odanın ortasındaki kum torbasını yumrukluyordu,ama ne yumruklamak. Korkmadım desem kesinlikle yalan olurdu. Bir süre hayretle onu izledim,her yerinden ne kadar güçlü bir kız olduğu belliydi. Kum torbasını biraz daha yumrukladıktan sonra son kez bir tane daha yumruk geçirip kendini yatağın üstüne bıraktı. Sonra uzanıp laptoptan bir şarkı açtı. Şarkı,çok... çokk.. ürkünçtü sanki. Tamam bende rock dinlerdim falan ama bu adamlar resmen çığlık atarak ağlıyorlardı. Daha fazla duramadım orda,çünkü Özgür'den ürkmeme sebep oluyordu ve ben ondan ürkmek istemiyordum.
Salona geçip oturduğumda bir kaç dakika sonra Serin yanıma geldi ve oturdu.
-Eee yemeğe kalırsın herhalde değil mi? diye sordu
-Özgür sorun etmesin? dedim kararsız bir ses tonuyla. Burdan gitmek istemiyordum.
-Sana bir kere kal dediyse senden rahatsız olmadığı anlamına geliyor. Yani istediğin zaman buraya gelebilirsin,misafir çok severim. dedi gülümseyerek Serin.
-Sevindim buna gerçekten dedim utangaçça gülümserken.
-E hadi yemek için bir şeyler hazırlayalım diyorum,evde ikinci bir Semih istemiyorum bana yardım et dedi gülerek.
Semih yeni uyanmış olucak ki arkamızdan mutfağa geldi.
-Hey adımı duydum,yine ne söylüyorsunuz benim hakkımda diye sitem etti
Çok şirin gözüküyordu böyle,uzanıp yanağını sıktım
-Çok mu şeker görünüyorsun sen dedim gülerek
Yüzünü astı homurdanarak
-Seksi demek istemiştin galiba dedi
Serinle beraber güldük,Semih yine huysuzlaştı
-Hey senin ikiz kardeşin olan benim bunları benim seninle beraber yapmam gerek dedi suratını daha da asarak
Sonra ekledi ; 'Sende Özgür'ün..' duraksadı 'Neyse boşver sen Özgür'ün ikizi olmaya çok uzaksın' dedi ve gitti Semih.
Serin'e döndüm
-Salataları ben yapabilirim
-Evde benden başka salata yiyen yok salatayı çok yapmayalım dedi Serin
Demek Özgür ve Semih salata yemiyorlardı
-Hadi o zaman başlayalım şuna dedim neşeli bir şekilde
O sırada mutfak kapısında Özgür belirdi, baygın bakışlarını bana yöneltti
-Sen hala burda mısın Çamaşır Suyuyla Yıkanmış Berrak Çocuk dedi
-Rahatsız olduysan gidebilirim dedim mahçup bir şekilde
Gitme desin lütfen gitme desin. İçimden sayıklıyordum
-Sorun yok istediğiniz gibi takılın dedi ve sonra Serin'e dönerek 'Savaş da yemekte bizimle olacak,haberin olsun' dedi ve mutfaktan çıktı.