7

250 12 1
                                    

MULTİ: SOFİA VE JUSTİN'İ BİRLİKTE GÖRDÜĞÜMDE BEN (TEMSİLİ)
BU BÖLÜM ÇOK SAÇMA OLDU. İÇİME HİÇ SİNMEDİ AMA UMARIM BEĞENİRSİNİZ VE VOTE SAYISIDA BİRAZ ARTSIN ARTIK LÜTFEN. İYİ OKUMALAR...
______________________________________

Sabah uyandığımda kendimi hâlsiz hissediyordum ama dün daha kötüydüm, en azından şimdi biraz daha iyiyim.

Biraz bekledikten sonra yatakta doğruldum ve tekrar bekleyip, etrafa aptal-aptal bakmaya başladım. Sonra kendi evimde olmadığım aklıma geldi ve hemen yataktan kalktım. Kalktığımda biraz başım döndü ama buna aldırış etmedim ve odanın kapısına doğru yol aldım.

Ne yazık ki, kapı hâlâ kilitliydi. Kendimi daha kötü hissetmeye başladım. Çünkü bana bir şeyler yapmalarından korkuyordum. Neyseki kaldığım odada banyo vardı. Koşar adımlarla banyoya girip elimi-yüzümü yıkayıp, biraz daha iyi olmam için dua ettim.

Sırtımdan aşağıya doğru soğuk terler akıyordu. Sanki dün kaçırıldığımın farkında değildim de şimdi kafama dank ediyordu. Gerçekten kendimi daha kötü hissetmeye başladım.

Birden babamı, annemi ve Demi'yi düşünmeye başladım. Kaçırıldığımı değilde en azından bana bir şey olduğunu anlamışlar mıdır? Tabii annem eve geldiyse, babam saklandığı yerden çıktıysa ve Demi beni telefonla en az 25 kere aradıysa başıma kötü bir şey geldiğini anlamışlardır, değil mi?

İçime sanki öküz oturdu. Nefes almakta güçlük çekiyordum, en azından ben öyle hissediyordum. Hemen banyodan çıkıp odanın içinde dolaşmaya başladım.

Bir yandan buradan kurtulmayı, bir yandan da kurtulamazsamda en azından bana filmlerdeki gibi kötü şeyler yapmamaları için dua ediyordum. Galiba fazla film izliyordum.

Kendime geldim ve bu aptal düşünceleri kafamdan atmaya çalıştım. Odanın içinde dolanıp duruyordum, duvarlar üstüme-üstüme gelmeye başlamıştı. Sanki dünya çok hızlı bir şekilde dönüyordu. Kabus mu görüyordum yoksa bu olanlar gerçek miydi ayırt edemiyordum ama umarım, gerçek degildir.

Sonunda oturmayı akıl etmiştim. Geri-geri gidip, yatağa oturdum ve sakinleşmeye çalıştım. Neden bu kadar kötü olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Dün neredeyse hiç tepki vermezken, bugün ölecek gibi hissediyordum. Galiba bu olanlar kafamda daha yeni-yeni oturmaya başlamıştı ve bu bana biraz fazlaydı.

Hele ki babam hakkında söyledikleri doğruysa hayatım boyunca bir yalanla yaşadığım için daha kötü olacağım. Eğer O bir çete başkanı -her ne boksa- gibi bir şeyse yıllarca bir evde katille yaşadığımı sindirebilir miyim? Bilemiyorum. Neyse ya zaten eve fazla uğramıyor.

Sonra yine jeton düştü. Babam gerçekten bir çete başkanıysa belki de beni -bizi- düşündüğü için eve fazla uğramıyordu. Yani, demek istediğim, gerçek evinin bilinmesini ve bize zarar gelmesini istemiyordu. Bir an babama olan güvenim arttı ama sonra zaten böyle bir şey varsa şu an ben onun yüzünden burada değil miyim? Diye düşünmeye başladım.

Ama ne yalan söyleyeyim düşünmekten gına geldi. Çünkü bir türlü işin içinden çıkamıyordum. Çok, karmaşık.

Birden, kapının tıklandığını duydum. Sonunda bir yaşam belirtisi alabildiğim için mutluydum. Çünkü, kafayı yemekten bu sayede kurtuldum.

Kapı ikinci kere tıklandı ve ben sonunda cevap verme inceliğinde (!) bulundum. "Gelsene gerizekalı zaten anahtar sende" ah, ne kadar da kibarım (!).

"Benim bir ismim var Selena. Öğrendiğine göre ismimle hitap edebilirsin." Hah! Sanki senden izin alıcam angut. Ne diyeceğimi sana mı sorucam? Bir dakika ya ben gerçekten bugün hiç iyi değilim.

Bad Boy and His Love (Jelena)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin