Bad Boy and His Love (Jelena)

10

Hi guyzz! Size yeni yıl hediyemi sunuyorum. Bu arada 1 kağğ olmuşuz çok mutlu oldum herkese çok teşekkür ederim. İyi okumalar!!
(Multiye aşığımmm)
______________________________________

Chaz şokla suratıma bakıyordu. Bir anda " Ne ara oldu lan bunlar! Sen ne ara ona aşık oldun! Her boku biliyorum Selena. Onun seni kaçırdığını, daha iki gün onun yanında kaldığını da! Bu yüzden saçmalamadan kes! Çünkü inanmıyorum."

İç sesim 'ne uzun konuştu bu aptal.' demişti. Ben de ona katıldığıma dair bir şeyler söylemiştim. Tabii ki sessizce.

"Hiç bir boktan haberin yok! Biz uzun zamandır onunla birlikteyiz seni ahmak!" Evet, sıçtım şimdi ise sıvıyordum.

Gerçekten kuyruklu yalan söylemiştim. Justin bunları duysa beni öldürmekle kalmaz, üstüne başka sadistçe şeyler yapardı. Zaten bana soğuk davranmıştı şu iki gün içerisinde. Bir de bunları duysa ağzıma sıçardı.

Beni kaçıran birisine böyle saçma şeyler söylememde ayrı bir mallıktı zaten. "Selena o zaman seni niye kaçırsın?! Hem uzun süre birlikte olsaydınız haberim olurdu." Dedi. Ben de "Aptal, peki ben niye yalan söyleyeyim? Biraz mantıklı düşün." "Mantıklı düşündüğümde senin yalan söylediğin kanısına varıyorum." Dedi.

"Sen öyle san! Justin'e sorduğumuzda o sana doğruları anlatır o zaman!" Diye bağırdığımda o da "Eğer hâlâ yaşıyorsa evet, anlatır." Dedi.

"Nasıl yani? Ona bir şey olmuş mudur? Diye sorduğumda o da "senin gerizekalı baban bir şey yapmıştır belki de." Çok sinirlenmiştim. " Düzgün konuş!" Dedim. " Selena babanı sevmiyorsun bile. Niye sahiplenmeye çalışıyorsun?"

Dediğinde susmuştum. Sadece sustum. Bunun nedeni verecek cevabımın olmaması değil. Daha fazla sinirlenmek istemiyordum.

Zaten nereye gittiğimizi de bilmiyordum. Bu arabada kalmakta tam bir kâbustu. Konuşmamız üzerinden on dakika geçmişti ve ikimiz de çok sessizdik. Bu sessizliği Chaz'in telefonunun sesi bozmuştu.

Chaz kendi kendine 'bu kim?' demişti. Sonrasında telefonu açtı. Görüntülü bir aramaydı. Telefondaki adam yüzünü göstermiyordu. Görüyordum çünkü göz ucuyla bakıyordum. Sadece sesi geliyordu. Adam "Merhaba, Chaz arkadaşını görmek ister misin?" Demişti. Chaz ise "Sen kimsin, orospu çocuğu?!" Diye bağırdı.

Ben bile yerimden sıçramıştım. Adam "Benim kim olduğumun ne önemi var? Arkadaşın karşında." Dedi. Ve Justin'i gösterdi. Gördüğüm görüntüye karşı şokla titredim. Ayakları ve elleri sandalyeye bağlanmıştı. Ve yüzü, pürüzsüz dediğim yüzü tanınmayacak haldeydi, her tarafı kan içindeydi ve baygındı. Yani, umarım baygındır.

Aslında ona üzülmek istemiyordum. Sonuçta beni kaçırmıştı. Ama bu görüntüyü kim görse içi acırdı.
Chaz'e döndüğümde yüz kasları sinirden kasılmıştı. Sanırım, Justin'i gerçekten arkadaş olarak seviyordu. Ama beni niye bu zamana kadar Justin'le tanıştırmamıştı?

Chaz sinirle "Neredesiniz?! Korkak değilseniz söylersiniz!" Diye bağırmıştı. Adam ise "Korkaklıkla ne ilgisi var? Sadece yerimizi söyleyecek kadar aptal değilim." Dedi

Ve sonrasında Chaz telefonu kapatıp sinirle arka koltuğa fırlattı. Sonra da bana döndü ve "Babanın gidebileceği gizli bir yer biliyor musun?" Diye bir soru yöneltti.

"Nereden bileyim? Ben babamın mafya olduğunu bile daha yeni öğrendim. Hem, bilsem de niye söyleyeyim?" Dediğimde hızlıca saçımı eline doladı ve çekti. İçimden 'hay amk' dediğim doğrudur.

Dışımdansa acıyla çığlık atmakla yetinmiştim. "Eğer biliyorsan ve söylemiyorsan seni sikip kenara atmaktan hiç çekinmem." Dediğinde suratına yumruk geçirmek istemiştim. Gerçekten benim sevdiğim insan bu değildi. Ne çabuk değişmişti böyle? Ya da durun biraz. O, hep böyleydi ama bana yalan söylediği için bu hallerini saklıyordu. Evet, en mantıklısı buydu.