Sabahın köründen beri beklediğim büyük salonun kapısında neredeyse açlıktan ölecektim.Kalktığım gibi giyinip kendimi okula atmıştım.Benden önce gelenlerde vardı ama fazla değildi.Yani nereden baksanız otuzuncu falandım!Arkamdakine "Siz otuz ikincisiniz."dediğimde sırayı baştan kendine kadar saydı ve bana dönüp,"Otuz birinciyim."dedi."Ben sevgilim içinde tutuyorumda ondan."diye cevapladım aynı gıcıklıkla.Kız somurtup elindeki kağıda bakmaya başladı.Çok geçmeden Bora sipariş ettiğim boyozlarla geldiğinde neredeyse zıplayacaktım.Aldığı boyozlardan birini ban uzatıp diğerini ısırdı.Ona senaryo kağıdını verip kendi boyozumdan bir ısırık aldım.
"Senaryo güzele benziyor."dedi Bora.Ona erkekler için olan senaryoyu verene kadar hiç bakmadığımı fark ettim.Onun senaryosuna bakıp daha sonra kendiminkine baktım.Senaryo iki genç sevgili hakkındaydı.Oynayacağımız roller sadece bir bölümlükte olsa bu bize tecrübe kazandıracaktı.Okul bu dizide oynayacaklar için yıl sonu puanına ekleme yapacağını söylemişti.
Kapılar açılınca heyecanım arttı.Sıra ilerlemeye başlamıştı.Boyozun kağıdını şans eseri yanımda duran çöpe atıp tüm dikkatimi senaryoya verdim.
"Yalnız dün akşam annem bizi çok fena yakaladı."dediğinde hızla ona dönüp "Sende hiç söylemiyorsun parlatıcımın taştığını!"diye sitem ettim.Bora elindeki kağıda dönüp suçunu gizlemeye çalışsa da kolunu cimcirdim,dün akşam annemin bana yaptığı gibi.Bora her ne kadar ovsa da cimcirdiğim yer hemen kızardı.
Sırayı saydığımda on ikinci olduğumu gördüm.Bir kız dışarıya çıkarken ağlıyordu.Arkadaşı onu teselli etmeye çalışsa da kız hıncını elindeki kağıttan çıkardı."Daha cümlemi tamamlayamamıştım!Bana bakmadı bile.Sıradaki dedi hemen."
Duyduklarım karşısında heyecanım daha da artmaya ve duygularıma bir yenisi daha eklendi:Korku.Tüm dikkatimi senaryoya verdim.Yan gözle baktığımda Bora'nın da aynı şeyi yaptığını fark ettim.
Sıra bana geldiğinde salona yavaş adımlarla girdim.Kapı arkamdan kapandığında tedirgin oldum.Sadece sahne de ışık vardı,geriye kalan her yer karanlıktı.Başında olan gözlüğe ışığın yansımasıyla parladığı için yönetmeni görebiliyordum.Kapıda duran görevli ilerlememi istediğinde adımlarımı hızlandırıp sahnenin ortasında duran kırmızı çapraz işarete doğru yürüdüm.Sahneden yönetmene bakınca bana baktığını fark ettim.Gırtlağımı temizleyip söze başladım.
Yüzümü kızgın bir ifadeye sokup "Kendini ne sanıyorsun adam!?"diye bağırdığımda yönetmen en arkada oturduğu yerden kalkıp sahneye doğru ilerlemeye başladı.Sözlerime devam ettim,"Evet,sana diyorum!Burada başka adam var mı?".Yönetmen olduğu yerde durdu ve beni baştan aşağıya süzdü."Orada dikilmeye devam mı edeceksin?" Senaryoyu ezberlediğim gibi okusamda utanmaya başlamıştım.Yönetmenin yaptığı hareketler şuan ki sözlerimle paralel ilerliyordu ve ben yanlış anlaşılmasından korkuyordum.
Yönetmen sahnenin yanına geldiğinde "Dur."dedi.Ağzımı açmıştım ki sözleri üzerine durdum.Kesin beni beğenmemişti.Bir şeylerin ters gittiğini biliyordum.Kesin bütün sözleri ona söylediğimi sanmıştı.
"Tebrikler,Gonca rolü senindir.Telefon numaranı kapıda ki güvenliğe bırakıp çıkabilirsin."dediğinde içime bir mutluluk doğdu.Hemen,"Şimdiki adayı izleyebilir miyim?"diye sordum.
Yönetmen boş koltukları göstererek "Tamamen senindir."dediğinde en öne oturdum.Başıyla kapıdaki güvenliğe işaret verince güvenlik kapıyı açtı ve içeriye bOra girince arkasından kapıyı kapattı.
Bora temkinli adımlarla sahneye ilerledi ve az önce benim durduğum yerde durunca göz göze geldik.Yüz ifadem boştu.Şuan kazandığımı veya kazanamadığımı bilmesini istemiyordum.
Yüzünü benim ki gibi kızgın bir ifadeye sokup başladı.Önce eliyle kendini gösterdi,"Ben mi?".Sonra etrafına bakındı.Rolü gereği biraz sahnenin kenarına yaklaştı.
"Siz hep bu kadar kaba mısınızdır?"
Yönetmen aniden,"Kerem rolü senindir,kapıdaki görevliye telefon numaranı verip çıkabilirsin."dediğinde Bora yüzünü yumuşattı.Yerimden kalkıp ona koştum ve sahnenin ortasında buluştuğumuzda birbirimize sarıldık.
"Sende mi kazandın?"diye sordu.Onun duyabileceği bir şekilde 'evet' dedim.Yönetmen alkışlayarak "Bölümün devamında böyle bir sahne yapacaksınız.Gerçekten performansınız harika."dediğinde ayrılıp ona baktık.Yönetmen bize bakmaya devam ediyordu,"Eğer sevgiliyseniz istediğim enerjiyi yakalayabilirim."dedi.
"Evet."dedik aynı anda.Yönetmen duydukları karşısında memnun olmuştu."Diziyi Çeşme'de çekmeye başlayacağız.Siz sadece ilk bölümde oynayacaksınız.İki aşığın gençliklerini canlandıracaksınız,eğer iyi bir performans sergilerseniz size bir sürü teklif yağabilir.Hem güzel sanatlarda okuduğunuz için bir avantajınızda var."
Gözlüğünü takıp,"Yarın çekimlere başlayacağız,okul yoklama olarak yardımcı olacaktır.Sizi Çeşme'nin girişimde bir adamım bekleyecek.Onu takip edersiniz.Dizinin adını taşıyan bir pankartı tutacak."dediğinde dizinin ismini sordum.
Kapıya doğru ilerlerken arkasına bakmadan beni yanıtladı."Denizin Şarkısı."
Bora'ya bakıp,"Güzelmiş."dediğimde yönetmen kapıyı açan görevliye gülümseyip çıkmadan önce,"Tabi ki de güzel olacak,ben buldum sonuçta."dedi.
Egosu tavan yapmış olan yönetmenimiz gittikten sonra birbirimize bakarak kahkaha atmaya başladık.Sonra ne durumda olduğumuzu idrak ederek "Kazandık,biz seçildik."diyerek çıldırmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk ve Son ⭐️(Siyah Ruj'un devam hikayesi)
Chick-Lit"Rujsuz olman sana Siyah dememe engel değil."