Karşıdan gelen araba bana acıyla korna çalarken bavullarımı bıraktım ve dümdüz arabaya doğru bakmaya başladım.Sonra sesler kesildi,her şey durdu.İşte yine oluyordu.Araba yaklaştıkça beyaz bir jeep olduğu u gördüm.Sürücüsü sarışın bir kadındı.Gözünde güneş gözlükleri vardı ve korna çalarak yolundan çekilmemi istiyordu.Yüzünde sabırsız bir ifade vardı.Çok geçmeden etrafımdaki sesler yeniden geldi.Bora'nın ve annemin asını haykırışları,kapının girişinde duran babamın haykırışları,bir kadının anons sesleri...Bütün sesler birbirine karışmıştı.Son duyduğum ses arabanın tekerleklerinden gelen gürültülü bir frendi.6 Saat Önce
Uyandığımda gözlerim önce saate takıldı.Saat sekizdi.Daha sonra etrafıma bakındım ve ardından aradığım kişinin üzerinde yattığımı fark ederek gülümsedim.Önce burnuna küçük bir öpücük kondurdum,ama uyanmadı.Bu sefer şansımı dudaklarının ve burnun ortasında kalan yerde denedim,ama yine uyanmadı.Onu dudaklarından öpünce iki yanındaki elleriyle beni sarıp yana doğru devirdi ve benim üzerime çıktı.
"Bora,üzerimden kalkar mısın,çok ağırsın?"
"Bütün gece benim üzerimde yatam sensin,Beren hanım.Ben hiç şikayet ettim mi?"
"Aslında şuan da ediyorsun."diyerek gıcık bir şekilde gülümsedim.Yüzünü bana doğru yaklaştırdığı sırada kapım çaldı.Hızla Bora'yı üzerimden iterek üstümü düzelttim.Bora'da yerde onun için hazırladığım yatağına yattı.Kapının açıp babamla karşılaşınca dünkü sinirim geri gelmişti.
Babam,beni hafif iterek odama girdiğinde "Senin burada ne işin var?"diye sordum.Babamın gözleri Bora'nın uyuma taklidi yapan yüzüne kenetlenmişti.Üzerinde kendi eski kıyafetlerini görünce ellerini yumruk yapıp bana baktı.Tek kaşımı kaldırıp bakışlarına karşılık verdim.
Kolumdan tutup beni salona indirinceye kadar ses etmedim ama daha sonra kolumu ondan kurtarıp "Neden geldin?"diye sordum.Annem bu sefer masanın başında oturmuştu.Gözleri ağlamamak için direndiğinde kıpkırmızı olmuştu.
"Uçağımız saat dörtte.Benimle birlikte İspanya'ya dönüyorsun Beren."
"Ne yapıp yapmayacağımı sen söyleyemezsin,hem ben reşit bir insanım."dedim.Babam "Ama hiç o yaştaki birine göre düşünemiyorsun.Odana erkek atmalar.Neler oluyor sana Beren?"dediğinde "Odama erkek falan atmadım!Gördüğün gibi yerde uyuyordu ayrıca o benim sevgilim!"diye bağırdım.Bora,dün geceki kıyafetlerini giymiş bir şekilde aşağıya indi.
"Benim hayatıma karışamazsın baba!"diye bağırdım.Annem hemen oturduğu yerden kalkıp ikimizin arasına geçti."Beren,artık babanı dinleme zamanım geldi."
Anneme baktığımda bana yalvarıyordu,peki ya neden?
"Anne,mutfak!"diyerek mutfağa geçtim.Beni takip edip mutfağa geldiğinde ona ne olduğunu sordum.
"Bir yıl da babanda kalsana işte,hep ben hep ben,olmuyor."dedi.Sözleri karşısında şaşırmıştım.
"Beni o adamla mı gönderiyorsun yani"diye son bir kez sordum.Gözünden bir damla yaş düştü ama hemen sildi.Kafasını salladığında mutfaktan çıkıp odama koştum ve kapıyı arkamdan çarpıp kilitledim.Sonraki dört saat boyunca ağladım.Pencereden baktığımda Bora'nın gitmiş olduğunu gördüm.Ona şuan çok ihtiyacım vardı ve o gitmişti.Yastığımı yüzüme bastırarak güçlü bir çığlık attım.Pek tatmin etmese de biraz işe yaramıştı.Ardından banyoma girip yüzümü yıkadım.
En azından orada Sinem var diye düşündüm.Aklım bana ama Pervin'de var dediğinde ayağımla mermere vurdum.Odamda deliriyordum.Kendimi deli gibi hissetmeye başladım.
En sonunda annemin sözleri aklıma geldi.Hep ben hep ben olmuyor.Sanki benden bıktığını söylüyor gibi bir hali olması canımı daha çok yakmıştı.Bavullarımı çıkarıp içine tüm kıyafetlerimi sığdırdım.El çantama da diğer ihtiyacım olan şeyleri aldım.İki saatin ardından odamda kitaplarım dışında bana ait hiçbir şey kalmamıştı.Üzerimi değiştirip odamdan bavullarımla çıktığımda annem koridorda beni bekliyordu.
"Demek gidiyorsun."dedi.
"Evet,istediğin gibi."dediğimde canını acıtmak istediğime karar vermiştim ama sonra ona sarıldım.Her şeye rağmen onu özleyecektim.Bir yıl bir yıldı.
Bavullarımı Bora' ın arabasına-ne zaman geldiğini bilmiyordum-taşıdık.Annem arkaya bende Bora'nın yanına oturdum.
Sessiz geçen bir yolculuğun ardından havalimanına varmıştık.Bora arabayı durdurduğunda ona baktım.Ağlamış mıydı?Arabaya bindiğimizden beri sessizce ağlıyordum.
Arabadan indiğimizde hala gözümden yaşlar akıyordu.Hem üzgündüm hem de kızgındım.Anneme daha çok kızmıştım.Beni babamın yanına nasıl gözünü bile kırpmadan gönderirdi?
Bagajdan bavullarımı alıp kapağı geri kapattım.Annem elinde bir mendille gözündeki yaşları temizlerken yere bakıyordu.Önce ona sarıldım.Bir iki dakika öyle kaldıktan sonra bu sefer Bora'ya döndüm.Onun da gözleri yaşlıydı.Annemi umursamadan dudaklarından öptüm onu.Kim bilir belki bir daha ne zaman karşı karşıya gelecektik.Hemen ardından ona da sarıldım.
"Her akşam görüntülü konuşacağız."diye isteklerimi sıralamaya başladım ikisine de.
"Gündüzleri de telefonla konuşacağız,birinizin bile telefonda meşgule çıkmasını istemiyorum,tamam?" dedikten sonra gözümdeki yaşları elimin tersiyle ittim.Daha sonra bavullarımdan çekerek karşıdaki kapıya doğru ilerledim.Karşıdan karşıya geçerken bir arabanın uzaktan bana doğru geldiğini gördüm.Birden yolun ortasında ayaklarım çakıldı.
Karşıdan gelen araba bana acıyla korna çalarken bavullarımı bıraktım ve dümdüz arabaya doğru bakmaya başladım.Sonra sesler kesildi,her şey durdu.İşte yine oluyordu.Araba yaklaştıkça beyaz bir jeep olduğu u gördüm.Sürücüsü sarışın bir kadındı.Gözünde güneş gözlükleri vardı ve korna çalarak yolundan çekilmemi istiyordu.Yüzünde sabırsız bir ifade vardı.Çok geçmeden etrafımdaki sesler yeniden geldi.Bora'nın ve annemin asını haykırışları,kapının girişinde duran babamın haykırışları,bir kadının anons sesleri...Bütün sesler birbirine karışmıştı.Son duyduğum ses arabanın tekerleklerinden gelen gürültülü bir frendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk ve Son ⭐️(Siyah Ruj'un devam hikayesi)
ChickLit"Rujsuz olman sana Siyah dememe engel değil."