'' Hoş geldiniz Bayan Bennet.''
'' Pek de hoş gelmedim bence? Ne olduğunu hemen anlatacak mısınız Bay ....'' dedim ve o sırada adamı adını bilmediğim için küçük bir göz kaçamağıyla yaka kartına bakarak '' Bay John?'' diye tamamladım.
'' Dün akşam evde yoktunuz anlaşılan.''
'' Evet. Arkadaşımda kalmıştım. Niçin benimle ilgili bazı şüpheleriniz mi var?''
'' Bu durumda her ihtimali gözden geçirmek zorundayız hanımefendi. Evet asıl soruna gelirsek komşularınızdan duyduğumuz üzere sabaha karşı sizin evinizden bazı sesler gelmiş. Komşularınız başta aldırmamışlar. Ancak aradan bir saat geçmesine rağmen gürültüler kesilmemiş. Ve sonunda sizin yan komşunuz olan Bayan Juliet tam sizin evinize gelirken içeriden bir silah sesi duymuş. Ve o anda kapının açık olduğunu fark etmiş. Kapıyı azıcık aralayarak içeriye baktığında yerde yatan birisini ve başında duran bir adamı görmüş.
'' Yerde yatan kişi ölmüş mü?''
'' Ne yazık ki evet. Başta dört yerinden bıçaklanmış. Ama ölmemiş. Ancak katil ardında iz bırakmak istemediği için bir elde ateş etmiş.''
'' Ölen kişinin kim olduğunu bulabildiniz mi?''
'' Hala bulmaya çalışıyoruz. Üzerinde kimlik ya da ehliyete rastlamadık. Üzerinden sadece bir spor salonunun kartı çıktı.''
'' Öyleyse oraya baş vurmuş olmalı değil mi?''
'' Aynen öyle. Spor salonu da bunu doğruladı. Ayrıca oraya yaklaşık iki senedir gittiği de söylendi.''
'' O zaman katil yapılı birisi olmalı. Peki spor salonun da adamın her hangi bir bilgisi yok muymuş?''
'' Adam oraya da kaydını yaptırırken hiçbir bilgisini vermek istemediğini söyleyerek kaydını yaptırmış. Evi incelerken boğuşma izlerine rastladık. Yani sizinde söylediğiniz gibi katilimiz yapılı birisiymiş. Komşunuzun dediğine göre de en az 1.90 boyu varmış.'' dedi. Ve bir telefon görüşmesi yapmak üzere yanımdan ayrıldı. Polisin yaptığı tanımlarla okulda gördüğüm adam kesinlikle uyuyordu. Niçin bu adam benim peşime düşmüştü? Benden ne istiyordu? Aklıda bir sürü soru birikmişti. Ardından bu olanları Caroline'a anlatmak için telefonumu çantamda aramaya koyuldum....
'' Evet Caroline. Her şey anlattığım gibi. Neyse şimdi bunları bırakalım. Sonunda okul başlıyor.'' diyip gülerek omzuna hafif bir yumruk attım. O da gülüyordu. Kahvaltı etmemiştim. Ve açlıktan ölüyordum. Caroline'ı kantine gitmek için kolundan tutarak çekmeye başladım. Onun da aç olduğunu biliyordum. Beraber kantine geldik. Ve iki tane poğaça alarak bulduğumuz ilk boş masaya yerleştik. Henüz kimseyle tanışmaya zaman bulamamıştık. Kantin ağzına kadar doluydu. Her masada en az dört kişi oturuyordu. Anlaşılan herkes birbiriyle tanışmak için kantine gelmişti. Çoğu da başarılıydı. Caroline ile birlikte poğaçalarımızı yerken birden bire masamıza üç kişi daha geldi. İkisi kız biri ise erkekti. Oldukça da yakışıklıydı. Sanırım ilk arkadaşlarımız ile tanışma vakti gelmişti.
...
'' Merhaba ben Sisilya. Bu da benim erkek arkadaşım Adam. Bu ise benim en yakın arkadaşım Klara.Ya siz? ''
'' Ben Alexandra. Bu da arkadaşım Caroline. İkimiz de tanıştığımıza çok memnun olduk.'' dedim. Kız gerçekten çok cana yakın birisiydi. Ama arkadaşı için aynı şeyi söylemek mümkün değildi . Kızın bana olan bakışları cidden hiç hoşuma gitmemişti. Sanki bana karşı bir nefret besliyordu. Bunu düşünmem çok saçmaydı çünkü daha yeni tanışmıştık ve bana nefret beslemesi için bir neden yoktu." Hangi sınıftasın öğrendin mi ?" dedi Sisilya . Sanırım o da ortamın sessizliğinden rahatsız olmuştu.
" Evet öğrendim. Duymaya hazır mısın ?" Anlaşılan bu soruyu bekliyormuş dedim içimden.
Sisi'nin " Sanki devlet sırrı vereceksin Adam."diyerek gözlerini devirerek.
" Senin hemen karşı sınıfın."
" Yani aynı sınıfta de-"
" Evet aynı sınıfta değiliz ama en azından sınıflarımız karşılıklı." Bende lafa girdim ve
" Bende öğrendim. Adam ve Caroline ile aynı sınıftayız."" Güzel. "dedi Adam. Ve garip ama bir o kadar da şirin bir gülümseme takındı. Ona gülmek çok yakışıyordu. Alex kendine gel o Sisilya'nın erkek arkadaşı. Böyle bir şeyi düşünmen ne kadar da ayıp. Seni kınıyorum. Sonunda Caroline 'nın sesi düşüncelerimi dağıtabilmişti.
" Tamam, öyleyse hadi sınıflara gidelim." dedi.Sisilya gerçekten de üzülmüşe benziyordu. Ama Adam'ın suratında hala o gülümsemesi vardı. Sınıfa ilk girdiğimiz de üç sıranın boş olduğunu gördüm. Birisi yakışıklı bir erkeğin yanıydı. Diğer ikisi ise onun hemen arkasındaydı. Caroline bana sessizce '' Ben öne geçiyorum. Adam ile sen de hemen arkamıza geçin. '' dedi. Beni bir erkeğe satmıştı. Ama onu suçlayamazdım. Bu onun genlerinde olan bir şeydi. Bu sırada Adam da bize kulak misafiri olmuştu. Yüzümde '' benimle oturmak ister misin ? '' der gibi bir bakış vardı. Ama o bunu aldırmamış olacak ki en arka sıraya geçerek yanına oturmamı gösteren bir hareketle sıraya vurdu. Yavaş ve tedirgin adımlarla sıraya ilerliyordum. Sonuçta o Sisilya'nın erkek arkadaşıydı. Tedirgin olmamın tek nedeni bu da değildi. Sanırım onu birazcık çekici buluyordum. Daha birkaç dakika önce onun hakkında aklımdan neler geçirmiştim. Şimdi ise hiçbir şey yokmuş gibi onun yanına oturuyordum. Sisilya'nın bunu yanlış anlamamasını dileyerek yanına oturdum.
" İstemezsen yanıma oturmak zorundan değilsin. Biliyorsun değil mi ?"
" Hayır istiyorum. Yani evet iste-"
" Tamam ben anladım. En kısa zaman da yerimizi değiştirtirim. Ama şu durumda.."dedi ve Caroline'nın oturduğu sıraya bakarak "..sanırım böyle oturmak zorundayız." diye tamamladı.
" Sen beni yanlış anladın Adam. Yani benim demek istediğim eğer Sisilya görürse ve yanlış anlarsa aranızın bozulmasını istemem doğrusu."
" Hımm derdin anlaşıldı. Merak etme Sisilya böyle şeyleri takmaz. Aramızda kalsın ama ben onun beni bile taktığını düşünmüyorum. O sadece kendisini ve güzelliğini önemseyen bir kız."
" Aramızda kalacağından emin olabilirsin. Özel olmazsa sana bir şey sorabilir miyim ?"
" Elbette. Sen bundan sonra benim arkadaşımsın. Aramızda sır olmazsını istemem."
" İşte bu hoşuma gitti. Soruya gelirsek de madem onun yani Sisilya'nın hakkında bunları düşünüyorsun niçin ayrılmıyorsun ondan ?"
" Bak ben birilerini özelliklede kızları kırmayı onları üzmeyi hiç sevmem. Ve eğer şimdi ondan ayrılırsam üzüleceğine eminim. Bunun için daha uygun bir zaman bekliyorum diyebiliriz."
" Uygun zaman derken ?"
" Sisilya'nın evinde geçen gün ilginç bir olay oldu. Hala onun şokunda. Bende bu yüzden onunla birlikte kalıyorum."
" İlginç olay derken ?"
" Bunu sana söyleyemem."
" Hani aramızda sır olmayacaktı ?" dedim.Normalde olsa kesinlikle zorlamazdım ama konuşurken gözlerini kaçırması beni daha da meraklandırmıştı. Bir süre sadece bana baktı. Yüzündeki ifadeden söyleyip söylememek arasında kaldığını anlayabiliyordum. Evet sonunda bir karar vermişti.
" Bunu Sisilya'nın bilmesini yani sana söylediğimi bilmesini istemiyorum."
" Bana güvenebilirsin Adam." derken bana gerçekten güvenmesini beklemiyordum.Şahsen ben güvenmezdim.
" Tamam öyleyse anlatıyorum." dedi. Ve bana biraz daha yaklaşarak anlatmaya başladı. "Geçen ay bir gün Sisilya ile eve biraz geç döndük.Sisilya beni de içeriye davet edince onu kırmakistemedigim için içeriye girdim. Ailesinin evde olduğunu biliyordum. İçimi bir anda bir huzursuzluk kapladı. Salona adımımızı attığımızda gördüğümüz manzara akıllara zarardı. Annesi koltukta, babasıysa hemen ayak ucunda yatıyordu. Boğazın kan akmaya devam ediyordu. Sisilya şok geçiriyordu. Derhal onu evden çıkarttım ve yardım çağırdım. Uzun araştırmalar sonunda hiçbir ize rastlanmadı. Şimdi anladın mı neden ondan ayrılamam." Bir an içim buz bağlamıştı nefes alırken genzim yanıyordu. Bu kadar yakın bir zamanda benzer cinayetler işlenmişti. Bu tesadüf olamazdı.
Okuduğunuz için teşekkürler. Yorum ve vote'larınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
18' imden Sonra Ben
AdventureKendini okumaktan alamayacaksın !!! Aşk , tutku ve fantastik üçlüsü bir arada . Üniversiteye yeni başlayan bir kızın hikayesi . Peki ya sevdiği çocuk kim ? Oku ve gör .